Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Türkiye'nin yaşanan olaylar sebebiyle Suriye'ye müdahalesinin söz konusu olamayacağını söyledi. Arınç, "Türkiye'nin Suriye'deki olaylara müdahale edeceği söyleniyor, bu külliyen yanlıştır. Böyle bir şey mümkün değil. Biz o olayların yöneticisi değiliz. Suriye'nin kendi iç meselesidir." dedi. Arınç, son günlerin tartışma konusu Dersim olaylarının sadece CHP'nin değil, Türkiye'deki 74 milyonun meselesi olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, seçim bölgesi Bursa'daki yerel televizyonların ortak yanında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Dersim tartışmalarına değinen Arınç, meselenin sadece CHP'nin değil Türkiye'nin meselesi olduğunu dile getirdi.
Bülent Arınç Dersim konusunda şunları söyledi: "Dersim, CHP'nin iç meselesi değil böyle göremeyiz. CHP 1950'ye ya kadar tek parti iktidarında devam etti. 1944'den sonra ayrışmalar başladı. Bu tarihlerde yaşanan birtakım olaylar insanları üzdü. Dersim bu olaylardan birisi. Birilerine göre isyandır, kimilerine göre insanların talepte bulunmasıdır. Bunların reddedilmesi bombalayarak olmamalı, sürgünle olmamalıydı. Bir zaman bunların konuşulması mecbur hale geliyordu. Kapalı kapılar ardından konuşulması daha kötüdür. Dünkü açıklanan belgeleri ta öncesinden biliyorduk. 213 bin kişi fiilen katledildi. Mağaraları bombalamak ve dereye atılmak suretiyle. Bu insanları ortadan kaldırmak, göz dağı vermek ve daha ağır şekilde davranmak şüphesiz yanlış bir olaydır. İnsan hakları gözü ile bakarsak, devletin bazı birimlerinin de bu işin içinde olması bu olaydan duyulan üzüntüyü de artırdı. Geçmişte yapılan baskıcı rejimin, günahlarını ve çirkinliklerini konuşmak güzel bir şeydir. O nasıl olsa tarihte yazılı ve ortaya çıkacak. Dersim olaylarından sonra bazı çocuklar üvey olarak verildi. Binlerce insan sürüldü. O zamandan hayatta kalan da yok. Bize gereken, Bursa'da siyaset yapan Hasan-Hüseyin'in, yani herkesin bu olaydan üzgünüz demesi gerek. Bunu söylemezseniz tarihinizle yüzleşemezsiniz. Yoksa havanda su döversiniz. Kendinizi aldatırsınız. Bu çok acı bir olaydır. Bu halka karşı bu zulüm yapılmamalıydı. Dersim 74 milyon insanın olayıdır. Dersim olayı, devletin ve siyasetin, hukukun olayıdır."
HUKUK DEVLETİ OLMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR
'Derin devlet' söylemlerini de değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir devletin tek bir yüzü olduğunu söyledi. Bunu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de söylediğine işaret eden Arınç, "Cumhurbaşkanı, 'devletin bir yüzü vardır, o da hukuk yüzüdür' dedi. Bir tek o yüzü olmalı. Dersim'de hukuk yok. İstiklal mahkemelerini çok iyi biliyoruz. Sorgusuz, çocuk yaşta olanların idam edildiğini biliyorum. Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkması gerek." diye konuştu.
SURİYE'YE MÜDAHALEDEN YANA DEĞİLİZ
Gazetecilerin ‘Türkiye'nin Suriye'ye müdahale edeceği, Dersim tartışmalarının bilerek gündeme getirildiği’ şeklindeki söylentileri dillendirmesi üzerine konuşan Arınç, Türkiye'nin Suriye'ye kesinlikle müdahale etmeyeceğini kaydetti. Suriye'de yaşanan olayların ardından ülkedeki birlik ve beraberliğin kendi içinde çözülmesi gerektiğini ifade eden Arınç, Türkiye'nin Suriye'ye herhangi bir müdahale yapması veya müdahale yapanlara desteğinin söz konusu olamayacağını vurguladı.
Bülent Arınç, konuyla ilgili şunları söyledi: "Beşar Esed ailesi ve hükümeti ile olan ilişkilerimiz herkes tarafından biliniyor. Ama kendi halkına zulüm ediyor. Biz gerekli ikaz vazifemizi yaptık. Dün yaşanan gösterilerde 24 kişi hayatını kaybetti. Başbakan ve Cumhurbaşkanımızın yönetimi ikaz etme tavırlarını doğru buluyorum. Kesinlikle Suriye'ye müdahale yapılmasını istemiyoruz. Türkiye'nin içinde olacağı müdahale söz konusu değil. Türkiye dışındaki bir takım ülkeler, Türkiye'nin Suriye'deki olaylara müdahale edeceğini söylüyor. Külliyen yanlıştır. Böyle bir şey mümkün değil. Biz o olayların yöneticisi değiliz. Suriye'nin kendi iç meselesidir. Yönetim, hak talebinde bulunanlara silah kullanmasın. Demokrasi biraz daha güçlü olsun. Bütün muhalif unsurlar parlamentoda temsil edilsin. Tank ve top kullanılmamalı. Suriye'nin kendi içindeki dönüşümünün süratle olması gerekir. Bu gündemler asıl gündemlerdir. Ama Türkiye'nin değişmeyen gündem maddesi, 'gerçek bir hukuk devleti olacak mıyız, olmayacak mıyız' olmalı. Geçmişte yaşananlar, 12 Eylül ve 28 Şubat incelenmeli ve yargı kararına bağlanmalı. Türkiye'de bir şey hakim olmalı, o da hukuktur."
AYASOFYA'YI CAMİ YAPMASAYDIK LANETLENİRDİK
Bursa'nın İznik ilçesinde Kurban Bayramı namazı ile yıllar sonra ibadete açılan Ayasofya'nın (Orhan Camii) cami olarak vakfedildiğine işaret eden Arınç, tarihi yapının Orhan Gazi döneminden bu yana cami olarak kaldığını söyledi.
Konu ile ilgili kamuoyunda yanlış açıklamalar yapıldığına dikkat çeken Arınç, şunları kaydetti: "Ecdadın laneti var. Vakfiyeler, 'burayı farklı amaçla kullanırsanız lanetlenirsiniz' diyor. Camilikten çıkarırsak lanetleniriz. Ben lanetten korkarım. Bazıları 'kilise camiye dönüştürülüyor' diyenler var. Burası müze olarak kayıtlarda geçiyor. Tamam, inanç turizmi çok önemlidir. Ben bu işten sorumluyum. Sokakta papaz görmek istemiyoruz diyen insanların bugün hangi noktaya geldiğini söylemek istiyorum. 1952 yılında rahmetli Menderes Patrikhane'yi ziyaret etti. Bir kısım medya tarafından eleştirildim. 'Papazları görünce coştu' diye başlıklar oldu. Heybeliada'ya gittim. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Biz onlarla birlikte Türkiye'yiz. Onları ayrı tutamayız. Böyle bir düşmanlığı reddediyoruz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz