Arınç: "Yargı kararıyla beraat etmiş insanların terörist yaftasından kurtulması lazım"

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç: - "(KHK ile ilgili açıklamaları) Bu örgütle irtibatı, iltisakı olup olmadığı araştırıldıktan sonra artık yargı kararıyla beraat etmiş insanların da üzerilerindeki bu terörist yaftasından kurtulması lazım, bunun için de bir öneride bulundum" - "Olağanüstü hal ve kararnameler bir gereklilikti ve bunların üzerine hiçbir tartışmayı yerinde görmem. Kontrollü ve kontrolsüz darbe diye nitelendirmeler yapan başta CHP olmak üzere bazı muhalif çevrelere de hiçbir zaman prim vermem"

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, kanun hükmündeki kararnamelere (KHK) yönelik açıklamalarına ilişkin, "Bu örgütle irtibatı, iltisakı olup olmadığı araştırıldıktan sonra artık yargı kararıyla beraat etmiş insanların da üzerilerindeki bu terörist yaftasından kurtulması lazım, bunun için de bir öneride bulundum." dedi.

Bülent Arınç, Iğdır Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesi Toplantı Salonu'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Birkaç gün önce bazı konuları içine alan bir konuşma yaptığını anımsatan Arınç, konuşmasının içerisinden bir cümleyi alıp eleştiri yapanların, yanlış yorumlayanların ya da kötü amaçlarla bunu istismar edenlerin olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Eleştiri yapılan cümlenin "Sadece KHK bir faciadır" sözü olduğuna işaret eden Arınç, şöyle konuştu:

"Evet, konuşmamın içerisinde bu cümle geçiyor ama başına sonuna dikkat edilirse veya konuşmanın bütünü incelenirse bu sözlerin muhatabının KHK'ler ve onları çıkaran hükümet olmadığı, olağanüstü hal döneminde çıkarılan bu kararnamelerin olağanüstü hal kalktıktan sonra yargıya giderek beraat etmiş veya soruşturmadan sonra takipsizlik kararı almış veya hakkında hiç soruşturma açılmamış insanlara bir an evvel iade işlemlerinin uygulanmasına yöneliktir. Evet, KHK bir faciadır, cümlesi var ama bunun önü de ve arkası da dinlenirse bunlar yanlış uygulamalardan mağdur olanların çektiği ızdırabı anlatmak için kullandığım bir cümledir. Eğer bu cümleyi salt, çıplak olarak alırsanız gerçekten yanlış bir cümledir, eleştirilecek bir cümledir, yanlış anlamlara götürülebilecek bir cümledir."

Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini eleştiren konuşmasını saygıyla ve takdirle karşıladığını belirterek, "Çünkü o kadar iyi niyetli olduğundan şüphe etmediğim bazıları sadece bu cümleye bakarak, ama kötü niyetli olduğunu düşündüğüm bazıları da bu cümle üzerinden neredeyse 15 Temmuz'daki hain darbe girişimini lekelemeye, gölgelemeye çalışmak gibi bir anlam çıkardılar." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

- "En ağır cezalara çarptırılmalarını talep ettik"

Herkesin amacını ve düşüncesini bildiğini aktaran Arınç, 15 Temmuz'un hain bir darbe girişimi olduğunu, şehitlerin ve yaralıların bulunduğunu söyledi.

Şehitlere ve gazilere şükran borçlarının olduğunu vurgulayan Arınç, "Bombaların yanında patladığı bir insan olarak canlı yayınlara katıldığım için belki bu bomba sesleri duyulmuş olabilir. Orada bu darbe girişimini lanetledik, herkesin karşı çıkması gerektiğini söyledik, onların hükümeti ve rejimi devirmeye yönelik bir eylemde bulunduklarını ifade ettik ve özellikle bu darbe girişiminin silahlı unsurlarının en ağır cezalara çarptırılmalarını talep ettik." değerlendirmesinde bulundu.

Arınç, yargının üzerine düşeni yaptığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Tek bir amacım vardı, KHK'lerin sonuçları. 15 Temmuz'da hain darbe girişimi oldu ve felaket ortaya çıktı. Hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız çok doğru bir iş yaptı ve Meclisteki bütün partilerin ittifakıyla ülkede olağanüstü hal ilan edildi, iki yıl devam etti. Bu süreçte 20 civarında kararname çıkarılarak bu hain terör örgütünün kamuda çalışan unsurları varsa bunların temizlenip ayıklanmak istendiğini biliyorum. Bu da çok doğru bir eylem ama bu örgütle irtibatı, iltisakı olup olmadığı araştırıldıktan sonra artık yargı kararıyla beraat etmiş insanların da üzerilerindeki bu terörist yaftasından kurtulması lazım, bunun için de bir öneride bulundum. Zinhar ve asla KHK'ler bir faciadır anlamında söylemedim ve bunun 15 Temmuz'la, adeta onu gölgelemeye yönelik bir söz olarak da düşünmedim."

Reklam
Reklam

- "Erdoğan'ın eleştirisi doğru ve yerinde"

Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her türlü anlama müsait olan bu cümle üzerinden eleştiri yapmasını doğru ve yerinde olduğunu dile getirerek, Erdoğan'a teşekkür etti.

Kendisiyle ilgili eleştirilerde iyi niyetli olanlara da teşekkür eden Arınç, şunları söyledi:

"Bunun üzerinden şahsıma, Cumhurbaşkanımıza, 15 Temmuz'a karşı birtakım şeyler üretmeye kalkan kötü niyetlileri Allah'a havale ediyorum. Onlarla bu dünyada boğuşacak halim yok ama öbür tarafta hepsinin yakalarına sadece ben değil, belki mağdurların tamamı da yapışacaktır. Olağanüstü hal ve kararnameler bir gereklilikti ve bunların üzerine hiçbir tartışmayı yerinde görmem. Kontrollü ve kontrolsüz darbe diye nitelendirmeler yapan başta CHP olmak üzere bazı muhalif çevrelere de hiçbir zaman prim vermem. Biz bu darbe girişimini bizzat yaşadık, bu olayın mağduruyuz, bütün millet bunun mağdurudur. O yüzden kim tankın içinde, kim helikopterin içinde, kim bombalamaya karıştı, kim masum insanlara silah çektiyse yüzlerce masum insanın hukukunu korumak bütün şehitlerimiz gibi üzerimize düşen bir vecibedir. Bu yüzden sözlerimin tekrar iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum."

Reklam
Reklam

Erdoğan'ın kendisi üzerinde çok büyük hakkı olduğunu kaydeden Arınç, Cumhurbaşkanının her zaman eleştiri yaparak önerilerde bulunabileceğini anlattı.

- "İstifamı gerektirecek hiçbir şey yok"

Bülent Arınç, "Bu olay üzerine benim istifamdan söz eden bazı bedbahtlar oldu. Bunlara cevaplar verdik. İstifa etmedim ve istifamı gerektirecek hiçbir şey yok. Benden istifa da talep edilmedi ama birileri herhalde böyle olmasını arzu ediyor." dedi.

Yüksek İstişare Kurulundaki oturma düzenine ilişkin yorumlara da değinen Arınç, "Bizim oradaki düzenimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın iki tarafında en kıdemli, en yaşlı üyelerin oturmasıdır. Oturma düzeninin maksatlı olarak bu hale getirildiğini söylemek yanlışın ötesinde bir gayretgeçliktir. Ben Türkiye'de yeni siyaset yapmıyorum, ismim bir markadır. Bu markanın da ne anlam ifade ettiğini Türkiye'de herkes bilir. Beni ne kadar çok konuşurlarsa, anlattığım fikirleri sağından ve solundan kırparak bile olsa ne kadar çok televizyonda tartışırlarsa bu bana zarar vermez, üstelik ülkeye de faydası olur. Bu vesileyle insanlar merak ederler ve bu adam ne demiş diye videoları dinlerler. " diye konuştu.

Reklam
Reklam

Arınç daha sonra Iğdır Üniversitesinin 2019-2020 Akademik Yılı Açılış Törenine katıldı.

Karaağaç Yerleşkesi 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen ve rektör Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, AK Parti İl Başkanı Ahmet Tutulmaz, daire amirleri ve akademisyenlerin de katılımıyla düzenlenen toplantıda üniversitenin tanıtımı yapıldı.

Burada katılımcılara seslenen Arınç, terör örgütü PKK'ya tepki gösterip Barış Pınarı Harekatı'nın önemine vurgu yaptı.

Arınç, söz konusu tören sonrası da üniversitenin yerleşkesindeki bir kütüphanenin açılışını yaptı.

Anahtar Kelimeler: