Arınç'a 'İnce' gönderme

CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Bursa’da katıldığı bir sünnet düğününde Balkan havaları ile halay çekti.

Vardar Ovası şarkısı sonrası kendine uzatılan mikrofonlara, "Vardar ovasını Bülent Arınç’a ithafen oydandım. Ona kapak olsun" dedi. Bülent Arınç, Bulgaristan'dan gelen bir sanatçı Vardar Ovası şarkısını söylemek isteyince "Onda rakı falan geçiyor. Başka bir şey söylesin. Ben yokken söyle onu" demişti.

Muharrem İnce, Bursa’nın Demirtaş Mahallesi’nde CHP İl Yönetim Kurulu üyesi Recep Kamyan’ın oğlu Melih sünnet düğüne katıldı. Düğünde çalınan Vardar Ovası ve Balkan ezgileri eşliğinde halay çeken Muammer İnce, daha sonra davulcuya 50 lira bahşiş verdi.

Reklam
Reklam

Düğüne katılanlarla bir süre sohbet eden Muammer İnce, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Vardar Ovası’nı Bülent Arınç’a ithafen oynadım. O’na kapak olsun” dedi.

Bursa Milletvekili Arınç’ın Vardar Ovası’na küstüğünü söyleyen İnce, "Bir Bursa milletvekilinin Vardar Ovası’nda oynaması lazım. O kültürü bilmesi lazım. Ben o kültürün bir çocuğu olarak Bursa Milletvekili değilim Yalova vekiliyim ve Drama Köprüsü’nü ve Vardar Ovası'nı, Bülent Arınç’a armağan ediyorum" diye konuştu.

10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen İnce, "Yalova’da seçimler iptal oldu. 1 Haziran’daki seçimlerde her taraf Tayyip Erdoğan’ın resimleri ile doldu. Billboard, apartmanlar, kaçak inşaatlar. Para onlarda, devletin imkanları onlarda. Ne oldu Yalova’da? Onları taklaya getirdik. 1 Haziran’da devleti nasıl yendiysek 10 Ağustos’ta yeneceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı adaylarına yapılan yardımlara değinen Muharrem İnce, “Teyze kefen parasını bağışlamış. Teyzeyi buluyorlar kadıncağızın haberi bile yok. ‘Beni tuttular getirdiler oraya’ diyor. Para bağışlayanların yarısı korkudan yarısı da verdiği paranın 10 katını çıkartmak için bağış yapıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı da eleştiren İnce, “Bu adamın, bu sayın Erdoğan’ın kusura bakmayın adam dedim. Plakası sahte, kabadayılığı sahte, golü sahte 10 Ağustos’ta millet onu sandığı gömecektir. Buna inanıyorum. Ben Yalova seçimleri iptal olduğunda, ‘1 Haziran’da devletin gücünü yeneceğiz’ dediğimde partili arkadaşlarım bile bana inanmamıştı” dedi. Erdoğan’ın mezhepçilik yaptığını söyleyen İnce, şöyle devam etti:

”Dün, ‘Sen alevisin, ben Sünni'yim’ diyor. Demirtaş’a dönüyor, ‘sen Zaza’sın’ diyor. Bu ne utanmazlık. Türkiye’de siyasette hiç duydunuz mu böyle açıklamaları. Ben de onun gibi Sünni'yim ama ey Tayyip Erdoğan senin gibi Sünni'den utanıyorum. Bir insanın etnik kimliği değil adam olması önemli. Sünni olmuşsun ama adam olamamışsın. ilk önce adam ol. Yaptığı bölücülüktür. Ortaçağ’da yaşayan bu kafadan Cumhurbaşkanı olmaz."

ARINÇ, VARDAR OVASI İÇİN NE DEMİŞTİ

Başbakan Yardımcı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, geçen yıl 8 Ağustos’ta Balkan Göçmenleri Federasyonu'na (BAL-GÖÇ) bayram ziyaretinde bulunmuştu. Ziyaret sırasında, Bulgaristan Kültür Bakanlığı'nda ses sanatçısı olduğunu söyleyen Fahriye Güney, Arınç’a yurtdışındaki etkinliklere gitmek istediğini belirtmişti. Arınç’ta Güney’den şarkı söylemesini istemişti. Söylediği iki Balkan şarkısına 10 üzerinden 7 puan veren Arınç, 'Vardar Ovası' türküsünü söylemek isteyen kadına, "Onda rakı falan geçiyor. Başka bir şey söylesin. Ben yokken söyle onu" demişti.

Reklam
Reklam

İNCE: ÖNCE ADAM OL’

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, İnegöl Heykel Meydanı’nda düzenlenen mitingde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. İnce, “Demirel, Ecevit, Özal, Mesut Yılmaz, Erbakan, Türkeş her kimse geçmişteki siyasetçiler hiç meydanlarda ırk, mezhep tartışması yaptı mı? Yapmadı. Meydana çıkmış diyor ki ‘Ben Sünniyim, sen Alevisin diyor. Selahattin Demirtaş’a da ‘Sende Zazasın’ diyor. Ya sen Sünni olsan ne olur, alevi olsan ne olur. Önce adam ol” dedi.

YALOVA’DA BURUNLARINI SÜRTTÜK, ŞİMDİ TÜRKİYE’DE SÜRTECEĞİZ

İnce, konuşmasında “Her tarafta Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi var. Türkiye Cumhuriyeti sanki babasının çiftliği. 30 Mart’ta Yalova’da seçimleri aldık, İlçe Seçim Kurulu’nda iptal ettiler olmadı, İl Seçim Kurulu’nda ettiler olmadı sonra Yüksek Seçim Kurulu’nda iptal ettiler seçimi. 1 Haziran’da tekrar seçime gidiyoruz. Bir baktım Yalova’daki bütün bilboardlarda Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi. Bütün gazetelerin arka sayfası bunun resmi. Ne kadar kaçak inşaat varsa hepsinde bunun resm. Dedim ki; bu millet bunun hesabını görecek. Sanki başka parti seçime girmiyor. Her şey bunun. Belediye Başkanı bu, Başbakan bu, şimdi de Cumhurbaşkanı olacak. Yalova’da nasıl bunların burnunu sürttüysek bu sefer de Tüykiye’de sürteceğiz. Hiç merak etmeyin” dedi.

Reklam
Reklam

HER ŞEYİ SAHTE

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirilerini sürdüran Muharrem İnce, “Baştan sona her şeyleri sahte. Plakası sahte, attığı gol sahte, mal beyanı sahte, sloganları sahte. Milletin adayıymış. Devletin imkânları ile milletin adayı olunur mu? Uçak devletten, araba devletten, para oradan yağıyor. Bir teyzenin internette videosu var, yandaş medya onu ‘Kefen parasını kampanyaya veriyor’ diye duyurdu. Sonra gerçek yüzü ortaya çıktı. Teyze dünya bir haber. Palavra cennetinde yaşıyoruz. Kabadayılığı da sahte. ‘One Minute’ dedi İsrail Devlet Başkanına, sonra açıklama yaptı ‘Ben ona demedim, moderatöre dedim’ dedi. Peki, anılar, geçmiş? Bir televizyon programında anlatıyor diyor ki; ‘1980 öncesiydi, çok zor koşullarda siyaset yapıyorduk. Bir akşam eve gittiğimde büyük kızım yatak odasının kapısına bir not asmış. Babacığım bir geceyi de bize ayır’ demiş. Olay 80 öncesi oluyormuş ama çocuk 83 doğumlu. Doğmadan 3 sene önce okuma-yazma biliyormuş” diye konuştu.

BU KADAR YALAN SÖYLEYEN BİRİNDEN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAZ

İnce, “’Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Ben de SSK emeklisiyim’ diyor. Yalan. Sen milletvekili emeklisisin, ben de milletvekili emeklisiyim. Bizim maaş size göre daha iyi. Niye yalan söyleyelim. SSK emeklisiyim diyor ama milletvekili emeklisi. Anılarında bu kadar yalan söyleyen adam İsmet Paşa’ya da böyle yalanlar söylüyor. Sen daha bir kere CHP demeyi öğrenemedin. Türkçe sıfır. Beden eğitimi zaten sıfır, bir beygire binemedin. Kars’a gidiyor, benim dedem de şehitti diyor. Bakıyoruz Sarıkamış şehitlerine, listede yok. 80 öncesinde Metris’te tutuklu kaldık diyor. Adalet Bakanlığı’nın sitesine girin bakın Metris 17 Nisan 1981’de açılmış. 80’den önce Metris yok. Bu kadar yalan söyleyen birinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz” diye konuştu.

Reklam
Reklam

HAKKIN, HUKUKUN VE ADALETİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN YANINDA OLMALIYIZ

Ezilenin ve hor görülenin yanında olmaları gerektiğini belirten İnce, “Erzurum’da HES’lere karşı çıktı diye dipçiklenen köylü varsa o köylünün yanında olmalıyız. Silivri’de haksız hukuksuz delillerle içeri atılan subay, general varsa ki var onun yanında olmalıyız. Biz bu topraklarda, meydanlarda biber gazı yiyen sendikacının yanında olmalıyız. Kovulan gazetecilerin yanında olmalıyız. RTÜK’ten ceza yiyen medya patronunun yanında olmalıyız. Göstericilere otelini açtı diye ihalesi iptal edilen holding patronunun yanında olmalıyız. Alevi olduğu için evine işaret konan alevinin yanında olmalıyız. Bombalarla öldürülen 12 yaşındaki Türk çocuğunun yanında olmalıyız. Haksızlığa uğrayan kim varsa Cumhuriyet Halk Partisi onun yanında olmalıdır. Bizler Dolmabahçe’de yalan söylemediği için sürülen imamın yanında olmalıyız. Kıyafetinden dolayı işinden atılan TRT spikerinin yanında olmalıyız. ‘Mesele bir ağaç meselesi değil’ dediği için Türkiye’den gitmek zorunda olan sanatçının yanında olmalıyız. Biz bu topraklarda hakkın, hukukun, adaletin üstünlüğünün yanında olmalıyız” diye konuştu.

Reklam
Reklam

BEN BU MİLLETE İNANIYOR VE GÜVENİYORUM

10 Ağustos’ta sandık başına gidileceğini hatırlatan Muharrem İnce, “10 Ağustos’ta Belediye Başkanı seçmeyeceğiz, 10 Ağustos’ta Milletvekili seçmeyeceğiz. 10 Ağustos’taki seçim CHP ile başka partilerin yarışı değil. Adayımız sadece CHP’nin adayı da değil. 10 parti destekliyor. Dolayısı ile hepimiz sandığa gitmeliyiz. Umutsuz olmayın. Yalova’da benim partim başta olmak üzere inanmıyorlardı, ben inanıyordum. Ben bu millete inanıyorum, güveniyorum. İnegöl’de oy oranımızın düşük olduğunu biliyorum ama en çok böyle yerleri severim. Mücadele ruhu böyle yerlerde daha yüksek olur. Sizler bunu başaracaksınız. Benim bundan hiç şüphem yok. Bu seçimin farkı şu; kediye ciğer teslim edilir mi, edilmez mi seçimi bu. Anıtkabir’e gidip sap gibi duruyorlar diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz. Hikmetyar’ın önünde diz çöken birinden Cumhurbaşkanı olmaz” dedi.

TÜRKİYE, YALAN RÜZGARI İÇİNDE GÜNLER GEÇİRİYOR

Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim döneminde olunduğu için İsrail’e meydan okuduğunu belirten İnce, “Bu hükümetin İsrail’e neler yaptıklarını söyleyeyim. İsrail’in OECD üyeliğine Türkiye’nin vetosu vardı. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bu vetoyu kaldırdı. NATO tatbikatlarına Türkiye’nin İsrail ile ilgili vetosu vardı, bunu kaldırdı. İsrail ile pek çok gizli anlaşma yaptılar. Filistin’i bombalayan İsrail uçaklarının benzinini bile Türkiye veriyor, bu veriyor. Orada Mavi Marmara’da insanlarımız yaşamını yitirirken meydan okudu bu aklısıra. 3 şey söyledi; özür dilenecek, tazminat ödenecek, Gazze’ye abluka kalkacak. Oldu mu bunlar? Özür dilemişler. Şöyle olmuş; İsrail Devlet Başkanı ile Obama bir gün konuşuyormuş. Obama telefonu almış, hadi demiş Tayyip’ten özür dile. O da telefonda özür dilemiş. Bunu duyan var mı, gören var mı? Sen bir kere İngilizce bilmiyorsun ki telefonda nasıl anlaşıyorsun. Özür falan yok ama bu gitti İsrail’den özür diledi. Danimarka’ya gittiğinde dedi ki; 'Ben Siyonizm konusunda yanlış anlaşıldım' dedi. Türkiye ne yazık ki bir yalan rüzgârı içerisinde günlerini geçiriyor” diye konuştu.

Reklam
Reklam

GAZZE’YE DEĞİL GEBZE’YE GİTTİ

İnce, “Tarih 23 Mart 2013, ‘Nisan’da Gazze’ye gideceğim’ diyor. Tarih 14 Nisan 2013, ‘Tarih kesinleşti Mayıs sonu gibi Gazze’ye gideceğim’ diyor. Tarih 21 Nisan 2013, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry, ‘Erdoğan’a Gazze’ye gitme dedim’ dedi. 14 Mayıs 2013 Erdoğan; ‘Kerry’nin demeci hiç şık değil, Haziran’da Gazze’ye gideceğim’ diyor. Aradan 1 yıldan fazla zaman geçti Gazze’ye gitti mi? Gebze’ye gitti. Ne işi var NATO’nun Libya’da diyerek sonrasında Türk savaş uçaklarını NATO’nun emrine Libya’ya gönderen, şehide kelle diyen, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen, çiftçiye ananı da al git diyen, evladını kaybeden anneleri yuhalatan, Atatürk’ü sevmeyen ve aklanmayan birinden Cumhurbaşkanı olmaz. Dün ne dediğini duydunuz; benim yaşımdan daha büyükler 80 öncesi Özal-Demirel çekişmesini belirler. Peki, Demirel, Ecevit, Özal, Mesut Yılmaz, Erbakan, Türkeş her kimse geçmişteki siyasetçiler hiç meydanlarda ırk, mezhep tartışması yaptı mı? Yapmadı. Meydana çıkmış diyor ki ‘Ben sünniyim, sen alevisin diyor. Selahattin Demirtaş’a da ‘Sende zazasın’ diyor. Ya sen Sünni olsan ne olur, alevi olsan ne olur. Önce adam ol. Böyle bir şey olur mu? Herkesin inancı kendine. Mezheplerimizi, etnik kökenlerimizi tartışacağımız yer burası değil. Onu ancak evimizde, aile içi sohbetlerde konuşuruz anca. Herkesin ırkı, etnik kökeni kendine şereftir. Herkes kendine böyle şereflidir. Devlet, siyasetçi onlarla uğraşmaz, bunlarla işimiz olmaz. Ben sünniyim diyor, bu memlekette Sünniler çoğunlukta olduğu için yapıyor. Ben de sünniyim ama senin gibi bir sünniden utanıyorum. Eğer seçim meydanlarında ırkımızı, mezhebimizi tartışırsak bu topraklara yazık olur. Bu topraklarda rahat yaşayamayız, yaşatmazlar bizi. Bunlar doğru işler değil. Önce kendimize güveneceğiz ve bunu 10 Ağustos’ta sandıkta yeneceğiz” diye konuştu. İnce eleştirilerine şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

TÜRK FİLMLERİNDEKİ MAHALLE KABADAYISI

Davut yıldızı, dünyada bir Müslüman’a verilmiş tek ödüldür. Başka bir Müslüman’a verilmedi. Şimdi geri istiyorlar, vermem diyor. Pahalı bir şey galiba ki vermiyor. Al ödülünü başını çal bile diyemiyor. Ödülü de vermiyor. Hesap soruyorsun hesap vermiyor, ödülü istiyorsun ödülü vermiyor, soru önergesi soruyorsun cevap vermiyor, aldığı hediyeleri göstermiyor, 12 yaşındaki çocuğu otobüse çekiyor ve boğazını sıkıyor, Soma’ya gidiyor adam dövüyor, göstereceğim sana gününü diyor. Olacak iş değil. Türk filmlerindeki mahalle kabadayısı. Başbakan adam döver mi? Adam dövüyor. 12 yaşındaki çocuğun boğazını sıkıyor. Kamplara milletvekillerini sokmuyor. TIR’ları aratmıyor. Hesabı vermiyor. Bakanı da dövüyor. Belki hepsini sıra dayağına çekiyor, onu bilmiyoruz. 24. dönemde yani 2011 seçimlerinden bu yana 47 bin 172 soru önergesi vermiş muhalefet. Bunların 14 bin tanesine cevap vermemiş. 11 bin tanesine de zamanında cevap verilmemiş. Mal varlıklarını açıklayamıyorlar, aldıkları hediyeleri açıklayamıyorlar. Şu ana kadar 3 senedir Meclis'te 318 kanun çıkmış, 204’ü uluslar arası anlaşma zaten. Geriye kalıyor 114 tane. 114 kanunun 56’sını temel kanun yapmışlar. 25 madde üzerinde bir konuşma yapıyor. Amaç muhalefetin sesini kesmek. Bir TRT var, hepimiz oraya elektrik faturalarında para ödüyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın çiftliği...”

ENGELİNÇ EDİLMEKTEN POLİS KURTARDI

Heykel önünde düzenlenen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin partililere seslendiği miting sırasında gergin dakikalar yaşandı. Arabasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın afişi ile miting alanına girmek isteyen engelli vatandaşı fark eden CHP'li grup duruma tepki gösterdi. Polislerin araya girmesiyle öfkeli kalabalığın arasından çıkarılan engelli vatandaş miting alanından uzaklaştırıldı. (DHA)

Anahtar Kelimeler: