Arkhangelsk, anlatmaya nereden başlayacağımızı bilemediğimiz şehirlerden birisi. Okuyucularımızı bu kadar uzak - Beyazdeniz’in hemen yanında ve Moskova’dan kuzeydoğuya araçla 15 saat uzaklıkta - çoğunluğu Sovyet döneminden kalma, hepimizin bildiği tipik gri apartmanlardan oluşan bir yere yönlendirmeli miyiz? Sizi gerçekten Lenin Meydanı'nı, nehir kenarında oldukça hoş bir manzarası olan rıhtımı ve çok fazla etkileyici olmasa da müzeleri görmeye yollamalı mıyız?
Kuzey Dvina Nehri’nin kenarında oturan, sonsuz ormanların arasında kalan ve Rusya geçmişiyle öne çıkan (Avrupa'yla ticaret yapılan ilk liman) bu şehri “kapsama alanı dışında” bırakmaya gönlümüz el vermiyor. Birçok yer gibi, Arkhangelsk de başlarda pek de hoşlanmadığınız ama biraz zaman harcamaya teşvik edildiğinizde ısınmaya başlayacağınız bir yer. Şehir merkezinin Avrupai bir görüntüsü olduğunun söylenmesine rağmen, dürüstçe söylemek gerekirse biz bunu fazla göremedik. Buna rağmen burada, ülkedeki diğer şehirlere göre daha zevkli ve sizi içtenlikle karşılayan bir atmosfer yaratmak için kurulmuş alışveriş merkezlerini, pek çok kafeyi ve restoranı bulabilirsiniz.
Güzel duygular edinmeye başlamak için Lenin Meydanı’na çok uzak olmayan ve nehir kenarından akan Chumbarova- Luchinskogo Caddesi iyi bir tercih olabilir. Görülecek önemli turistik yerler arasında şehre yayılmış şekilde bulacağınız, geleneksel ahşap evler de var (Birçoğu yıkıldığı için sayıları her geçen gün azalıyor). Gezmek için uygun bir diğer mekân da, şehir merkezinin biraz dışında kalan Malye Korely Açık Hava Müzesi olabilir.
Son olarak, Rusya’da türünün en büyüklerinden olan Yerel Güzel Sanatlar Müzesi'ne göz atmanızı tavsiye edebiliriz. Arkhangelsk’te birkaç gün geçirmek için en güzel bahaneniz, UNESCO Listesi'nde bulunan Solovetsky Adaları'ndaki manastır yolu üzerinde bulunmasıdır.
Not: Arkhangelsk uluslararası hava yolu ile iyi bir ulaşıma sahip olmadığından, Rusya’ya giriş için iyi bir nokta değil. Volgograd’ı kullanmanız faydanıza olacak.