İSTANBUL (AA) - SALİH ŞEREF - Arter İletişim Direktörü İlkay Baliç, çağdaş sanat alanında sürdürülebilir üretim ve sergileme altyapısı sunmak üzere hizmet veren Arter'in Dolapdere'de açılan yeni binasının bir buluşma yeri olarak tasarlandığına işaret ederek, "Komşularımızı davet edeceğiz. Bir araya gelelim, oturalım, sorunlarımızı konuşalım, birbirimizi duyma ve daha fazla anlama üzerine bir takım projeler geliştirelim istiyoruz." dedi.
Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olan Arter'in, "Sanat İçin Daha Çok Alan" sloganıyla hayata geçen yeni mekanına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Baliç, 2010'da Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde açılan Arter'in, dokuz yılda 35 sergi, 37 yayın ve 183 yeni eserin üretimine katkıda bulunduğuna dikkati çekti.
Baliç, Arter'de sergilenen eserlerin bir bölümünü koleksiyon olarak kendi bünyelerine katma fırsatı yakaladıklarına değinerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin çağdaş sanat alanındaki belleğini bir arada tutmayı hedefleyen bir çağdaş sanat koleksiyonu oluşturmaya başladık. Her geçen gün yeni eserlerle büyüyen koleksiyonumuzda bugün itibariyle bin 350 civarı eser bulunuyor. Yerleştirme, resim, fotoğraf, video ve ses sanatı, farklı malzemelerle üretilmiş kavramsal sanat ve bugünle bağ kuran her türden çalışma, bu koleksiyonun parçası olarak binamızda yer almakta."
İstiklal Caddesi'ndeki binada geçirdikleri yılların çok kıymetli olduğunun altını çizen Baliç, "Binamızı terk edip buraya geldik. Bizim içimiz birazcık cız etti ama Vehbi Koç Vakfı'nın o binayı yine sanat kurumu olarak açacağını bilmek bizi ziyadesiyle memnun ediyor. 'Meşher' adıyla açılacak. Meşher, teşhir yeri anlamına gelen bir kelime. Oranın da yaşayacağını bilmek çok güzel." ifadelerini kullandı.
- Arter, 7 açılış sergisiyle sanatseverleri bekliyor
Müze fonksiyonunu yerine getirmek üzere İngiliz mimarlık ofisi Grimshaw tarafından tasarlanan Arter binasının bir müzeden fazlasını sunduğunu aktaran Baliç, binanın aynı zamanda şeffaflık ve akışkanlık temalarına sahip geleneksel bir takım motiflerden feyz alarak oluşturulduğunu kaydetti.
İlkay Baliç, Arter'in yaşayan, canlı bir mimari tasarıma sahip olduğuna dikkati çekerek, "Odalar ve katlar tamamen eşitsiz ve farklı şekillerde kullanıma müsait olarak tasarlandığı için sürekli kendisini yenileyebilme özelliğine sahip. Teknik olarak tarif edersek yerin üstünde 7, yerin altında 7 katımız var. Yerin altındaki kısım koleksiyonun depolandığı, koruma işlemlerinin, fotoğraflamalarının yapıldığı, bizim bu binamızın işlemesi için gerekli teknik odalarımızın, depolarımızın ve başka işlevlerin yer aldığı katlar. Eksi 3'ten itibaren ise ziyaretçiye açık alanlarımız başlıyor." diye konuştu.
Binada birbirinden farklı özelliklere sahip 6 galerinin yanı sıra panel, sinema, oda müziği konserleri ve dijital sanata olanak tanıyan salonların bulunduğunu belirten Baliç, "Yani bu salonların varlığıyla eminim ki yıllar içinde ülkenin kültür hayatına büyük katkılar sağladığını gözlemleyebileceğiz." ifadelerine yer verdi.
Arter İletişim Direktörü Baliç, Ziyaretçilerin binanın içinde hareket ederken dış mekandan kopuk hissetmediklerini vurgulayarak, "İstanbul'da ve Dolapdere'de olduğu hissini sürekli sıcak tutan bir binamız var. Çünkü binamız aynı zamanda dış mekanla bağını kopartmamak adına kullanılan geniş cam yapılar sayesinde şeffaflık hissini yarabiliyor. Bu katlarda hem koleksiyonumuzdan hem de koleksiyon dışından pek çok sergiye yer veriyoruz. Toplam 7 sergiyle açılış yapıldı. Biraz iddialı bir açılış programımız var. Yıl boyunca da bu sergiler sürekli değişerek, yenilenerek devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
- "Arter binası bir buluşma yeri olarak tasarlandı"
Dolapdere'ye taşınmadan önce bölgede yaşayanlara Arter hakkındaki düşüncelerini sorduklarını kaydeden Baliç, şu bilgileri verdi:
"Bir müze olarak şehrin neresine taşınıyor olursanız olun, öncelikle orada yaşayanlara, çevrenize saygılı olmak ve kurduğunuz komşuluk ilişkisine değer vermek zorundasınız. Biz de buraya taşınmadan önce mahalledeki komşularımıza bizden beklentilerini sorduk. Mahallemiz güzelleşsin, temizlensin gibi söylemin burada yaşayanlar tarafından bize dile getirildiğini aslında şaşırarak gördük. Biz burayı temizlemeye gelmiyoruz ya da biz burayı güzelleştirmeye gelmiyoruz. Biz sunduğumuz hizmeti öncelikli olarak komşularımıza sunmak istiyoruz ama bizim dönüştürme gibi bir amacımız gayemiz olamaz. Ama böyle bir beklenti olduğunu fark ettik."
Baliç, perşembe günleri basit bir öğle yemeğinde komşular, sanatçılar ve Arter ekibini bir araya getirip bir temas başlatmak istediklerini ifade eden Baliç, "Bir sanat merkezi olarak sanatsal etkileşimde bulunmayı önemsiyoruz. Ekim ayında başlayacak şekilde, her ayın son perşembesi olması planlanıyor. Komşularımızı davet edeceğiz. Bir araya gelelim, oturalım, sorunlarımızı konuşalım, biz dinleyelim, onlar dinlesin, nerelerde buluşuyoruz, ne tür sorunlar var, yani birbirimizi duyma ve daha fazla anlama üzerine bir takım projeler geliştirmeye devam edeceğiz." dedi.
Buluşma ve diyalog kavramına önem verdiklerini söyleyen Baliç, resim, müzik, film, tiyatro, dans, çağdaş sanat, ses, heykel, yerleştirme gibi pek çok farklı mecranın bir araya gelerek üretim yaparken aynı zamanda birbirlerinden beslenmesini önemsediklerini dile getirdi.
İlkay Baliç, Arter'in bir sergi alanı fonksiyonunun ötesinde pek çok kullanım alanı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kütüphanemizde sergilerle ilgili araştırma imkanı tanıyoruz. İşitme engelliler için özel turlarımız var. Sanatçıyla ilgili daha çok bilgi sahibi olmak isterseniz sanatçının konuşması ya da küratörün düzenlediği sergi turuna katılabilirsiniz. Siz de üretmek istiyorsanız, atölyelere çağırıyoruz. Çocuklar o yaratıcı akışın bir parçası olsun istiyorsanız çocuklar için atölyeler yapıyoruz. Dolayısıyla Arter sergileri, üretimi desteklerken aynı zamanda her bir bireyin de sanatla bağ kurmasını kolaylaştırmayı, desteklemeyi amaçlıyor."
Arter'deki sergilerin 2 Ocak 2020'ye kadar tüm ziyaretçilere ücretsiz olacağının altını çizen Baliç, 24 yaş altı ziyaretçilerin ise her zaman sergilere ücretsiz girebileceğini aktardı.