Yapılan bir çalışma, kötü kokularla ilişkilendirilen anıların daha kalıcı olduğunu ortaya çıkardı. Yapılan açıklamada, kötü kokuların hem yetişkinlerde hem de gençlerde anıları güçlendiren etkileri olduğu belirtildi. Araştırmacılara göre bu sonuçlar, iyi ve kötü deneyimleri nasıl öğrenip hatırladığımızı anlamada yardımcı olacak.
Learning and Memory’de yayımlanan makalenin yazarları Catherine Hartley ve Alexandra Cohen oldu. Cohen, çalışmalarının değişik yaş gruplarını kapsadığını ve gelecekte kokular kullanılarak duygusal öğrenme ve hafıza süreci çalışmaları yapılabileceğini söyledi.
Bilim insanlarına göre olumsuz tecrübelerimiz, hafızamızda benzer şekilde işleniyor. Örneğin bir köpek sizi ısırırsa, o köpekle ilgili genel bir kanıya ulaşırsınız ve bu kanıyı bütün köpeklerle olumsuz yönde eşleştirebilirsiniz. Dahası, ısırılmanın yarattığı travmaya ek olarak bu olayı köpeklerle olan diğer etkileşimlerinizden daha güçlü şekilde hatırlarsınız.
Hartley, genelleme yapmanın ve kötü anının kalıcı olmasının anksiyete bozukluklarının özünü oluşturduğunu, bu durumun da genellikle yetişme çağında ortaya çıktığını söylüyor.
Bu etkiyi ölçmek için çalışma yapan araştırmacılar, normalde orta şiddetli elektrik şokları vererek çalışacaklardı. Katılımcıların yaşları 13 ila 25 yaşları arasında değiştiği için bunun yerine başka bir alternatif arayan ekip, kötü kokuları kullandıkları bir deney tasarladı. Deney bir çeşit Pavlov şartlanması içeriyordu.
Katılımcılar, bu araştırmada iki kategoride resimlere baktılar. Bunlardan birisi objeler (sandalye gibi) diğeri de sahneler (karlı dağ gibi) oldu. Bunu yaparken de bir olfaktometreli maske taktılar. (Olfaktometreler, koku hassasiyetini ölçmeye yarayan cihazlardır.)
Kişiler bir kategorideki görsellere bakarken bazen maskeden kötü kokular da verildi. Diğer kategorideki görseller görüntülenirken temiz hava kullanıldı. Böylece araştırmacılar hafıza ile kötü koku arasındaki ilişkiyi inceleyebildi.
Öncelikli olarak kişileri rahatsız eden kokuları tespit eden araştırmacılar, daha sonra görüntüleri gösterdi. Ertesi gün de katılımcılara hangi görüntüleri hatırladıklarını sordu. Yapılan çalışma sonucunda kişilerin ya kötü kokuyla ya da belli bir kokuyla eşleştirdikleri görüntüleri daha iyi hatırladıkları ortaya çıktı. Dahası, katılımcılar genel olarak görüntüye bakarken kötü koku duyup duymadıklarını da hatırladılar. Uzmanlar bu durumu, tahmin edilemezlik ve sürpriz olgusunun hafızayı güçlendirmesine dayandırıyor.