Rapora göre, Türkiye’de 2014’den günümüze mobil cihazlar üzerinden içerik izleme yılda kişi başına 250 saat arttı. Böylece mobilden TV ve mobilden video izleme toplam zamanına haftalık 5,3 saatlik bir dilim eklerken, sabit TV’den içerik izleme haftalık 0,2 saat kısaldı.
Dünyada mobil cihazlar üzerinden TV ve video izleme oranı ise son 6 yılda yüzde 85 arttı; TV gibi sabit ekrandan izleme oranı ise aynı dönemde yüzde 14 azaldı. Türkiye’de özellikle 16-19 ve 20-24 yaş arası gruplar TV ve video izlemek için en çok akıllı telefonu tercih ediyor. Bu grubun toplam izleme zamanlarının %29u akıllı telefonlar üzerinden gerçekleşiyor.
Globalde kullanıcıların yüzde 40’ı sınırsız video izleyebilecekleri paketlerle ilgilendiklerini belirtiyor. Türkiye’de video izlemek için sınırsız mobil veri paketiyle ilgilenebilecek kullanıcıların oranı ise yüzde 50 dolaylarında.
Türkiye’de talebe bağlı seç-izle video platformlarında ilk sırayı yüzde 98 izleme oranı ile Youtube çekiyor.
İçerik bulmak, ne kadar zor olabilir ki?
Raporda öne çıkan bir diğer nokta da tüketicilerin izlemek için içerik ararken hatırı sayılır bir vakit harcaması… Amerikalı kullanıcıların yüzde 44’ü,Türkiye’deki kullanıcıların ise yüzde 55’i günlük bazda TV’de izleyecek bir şey bulmakta zorlandıklarını söylüyor. Bazı seç-izle platformlarında bu zorluğu çekenlerin oranı Türkiye’de yüzde 36’da kalıyor.
Türkiye’de izleyiciler, ekran başında geçirdikleri zamanın yüzde 19’unu, sadece izleyecek bir şey bulmak için harcıyor. Bu da ortalama bir ömrün 1,5 yıllık kısmına tekabül ediyor.
Seç-izle hizmetler bir hayli popüler
Dünyada diziler, filmler ve diğer TV programlarını içeren seç-izle içerikleri izleme oranının 2010’dan bu yana yüzde 50 arttığı görülüyor. Artan bağlılık ve tatmin oluşturan seç-izle hizmetlerine ilişkin diğer bulgular şöyle:
Türkiye’de, kullanıcılar bir içeriği kısa sürede ard arda izlemek fikrinden (binge watching) vazgeçmiyor; izleyicilerin yüzde 39’u haftalık olarak tek seferde bir dizinin iki veya daha fazla bölümünü izliyor, yüzde 23’ü ise bunu günlük olarak yapıyor.
Global çapta katılımcıların yüzde 40’ı her gün Youtube’a girdiklerini ve yüzde 10’u ise günde üç saatten fazla zamanlarını Youtube’da geçirdiklerini söylüyor. Türkiye’de haftalık olarak en az bir kere Youtube izleyenlerin oranı ise yüzde 90 seviyesinde, günde 3 saat izlediklerini iletenler ise yüzde 19 seviyesinde.
Türkiye Raporundan elde edilen diğer çıktılar şöyle:
Normal TV yayını haftalık toplam TV/video izleme süresinin yüzde 54’ünü oluşturuyor. Internetten seç-izle servisleri, tüm online video veya DVD izleme süreleri ise toplam zamanın yüzde 43’ünü oluşturuyor. Kullanıcılar haftalık olarak ortalama 9.9 saat televizyon, 5 saat bilgisayar, 7.1 saat laptop, yine 7.1 saat akıllı telefon ve 2.5 saat tablet ekranından TV kanalı ya da video içeriği izlediğini söylüyor. Taşınabilir cihaz kullanımın artmasıyla ev dışında akıllı telefon üzerinden içerik izleme oranı ise son iki yılda %27 arttığı görülüyor.
16-19 ve 20-24 yaş arası gruplar TV ve video izlemek için en çok akıllı telefonu tercih ederken, 35-69 yaş arası kullanıcılar TV ekranından vazgeçmiyor.
Kullanıcılar yeni bir TV – video izleme platformuna paralı üyelik yapmadan önce sırasıyla video kalitesi (yüzde 73), fiyat (yüzde 69), fiyatlama politikası (yüzde 68), müşteri hizmetleri (yüzde 68), içerik (yüzde 67), kullanıcı deneyimi (yüzde 66), ilk kurulum (yüzde 64) ve ücretsiz deneme süresine (yüzde 64) bakıyor.
Türkiye’de her iki kişiden biri; reklamsız yayın ve içerik ile HD kalitesine sahip olmak için daha fazla para ödemeye razı olduğunu belirtiyor. Y kuşağı ise altyazı (yüzde 40), sanal gerçeklik (yüzde 37), artırılmış gerçeklik (yüzde 34) için daha fazla ödeyebileceğini söylüyor.
Erkekler filmler (yüzde 90), haberler (yüzde 85),spor (yüzde 76), bilim programları (yüzde 74) ve belgeselleri (yüzde 69)’u daha sıklıkla tercih ederken; kadınlar ise TV dizileri (yüzde 91), yemek programları (yüzde 57) ve hayat tarzı & moda programları (yüzde 51) daha çok izlediğini belirtiyor.