Dün akşam sürpriz bir kararla Asgari Ücret Tespit Komisyonu son toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2025 asgari ücretinin 22.104 lira olarak belirlendiğini duyurarak "Hayırlı olsun" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hemen ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla 'hayırlı olsun' paylaşımı yaptı. Bu karar siyasetin gündeminde tartışma doğurdu.
Bugün partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun gündeminde başlıca asgari ücret zammı vardı. Açlık sınırının 21 bin liraya ulaştığını, yoksulluk sınırının 72 bin lirayı geçtiğini ifade eden Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenip " Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez" dedi.
İşte Müsavat Dervişoğlu'nun konuşmasından asgari ücret zammı ve ekonominin seyriyle ilgili tepkileri:
Türkiye iktidarın sürekli ateş taşıdığı bir asgari ücret cehennemidir. Günü, saati, dakikası belli olan, ihtiyacın ve kaynakların ne olduğu, hesaplama modüllerinin nasıl olduğu bilinen asgari ücret tespitinde, yapacakları üç kuruş zammı görüşüp durdular. Sonuçta yine dağ fare doğurdu. Devlet kendi vergisine, harcına, kağıdına, mührüne neredeyse %50 zam yapmışken, çarşıda etiketler halen %100 artarken iktidarın gözü emekçinin avcundaki kırıntılardadır. Geçen yıl ocak ayında belirlenen 17 bin lira, bugün alım gücü bakımından en iyi ihtimalle o günün 12 bin lirasına düşmüştür. Enflasyon vatandaşın alın terini, emeğini alıp götürmüştür. Mazot 44 lira, simit 15 lira, en ucuz et 400 lira. Yeni ev tutacak olana en düşük kira 20 bin lira.
Dün akşam saatlerinde yine oldubittiye getirip asgari ücreti ilan ettiler. Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir. İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Ocak ayı itibari ile gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Asgari ücreti sanki bir derde çare olacakmış gibi sosyal medya hesabından millete duyuran Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez!
Ülkemin %80’inin açlık sınırı altında olduğu dikkate alındığında artık yoksulluğu değil, derin yoksulluğu konuşuyoruz. Kasım 2024 sonu itibarıyla, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 21 bin liraya ulaşmış, yoksulluk sınırı 72 bin lirayı geçmiştir. Bu ailenin 3 ferdi; AK Parti'nin icat ettiği saat uygulamasıyla karalıkta uyanıp, 3’ü birden gün boyu çalışıp, asgari ücretle kazansa üçünün kazandığı para; AK Parti iktidarının yarattığı yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Yol, yemek, elektrik, su, doğalgaz, kira, eğitim, sağlık masrafı derken; giderler tombul, gelirler cılız, kiralarsa yine azgın ve kuyruklar yine alabildiğine uzun ve suskun, saray ise milletin derdine yine kör, yine sağır. İşte bayrağın indirildiği yer tam burasıdır.
Vergi adaletsizliğindeki boyut değiştirdikleri bu yeni kararlar, iş bilmez iktidarın kestiği haraçtır. Haraç, haraç sanayici, üretici ve esnaf vergi yükü altında ezilirken, geçim sıkıntısı içindeki vatandaş, artık nefes alamaz haldedir. Yıllara göre değişen dolar kuru ile hesaplandığında; son 22 yılda, 4 trilyon dolardan fazla vergi toplanmıştır. Hala gelir-gider dengesi tutmuyor ve çözüm yeni vergilerde aranıyorsa bunun adı ekonomik kriz değil, yönetim ve iktidar krizidir. Bu krizin acı reçetesini de vatandaş iktidara yazmıştır, hesaplaşacağı günü beklemektedir.