Asgari ücretin belirlenmesinden sonra eleştirilmişti! Türk-İş Başkanı Atalay canlı yayında maaşını açıkladı

Asgari ücretin açıklanmasının ardından bazı kesimlerce eleştirilen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Asgari ücret belirleme sürecinin detaylarından bahseden Atalay eleştirilere karşı canlı yayında maaşını açıkladı.

Türkiye asgari ücret sürecinden 1 Temmuz Cuma günü çıktı. Kamuoyunun uzun süre tartıştığı asgari ücret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yüzde 30'luk zamla 5 bin 500 lira olarak açıklandı. Sürecin ana karakterlerinden Türk-İş Başkanı Ergün Atalay Habertürk ekranlarında Fatih Altaylı'nın konuğu oldu. Hakkındaki eleştirilere de yanıt veren Atalay maaşının 25 bin 750 lira olduğunu belirterek mal varlığını açıkladı.

Fatih Altaylı'nın seyirciden gelen sorulara yer verdiği bölümde ilginç anlar yaşandı. Altaylı, "Kusura bakmayın sormak zorundayım?" diyerek Atalay'a kaç ikramiye aldığını sordu.

Reklam
Reklam

Atalay, Altaylı'nın sorusuna şu yanıtı verdi:

"Aldığım ikramiye sayısı sıfır. Muhasebeci gönderip sorabilirsiniz de. Türkiye'nin hiçbir yerinde evim yok Adapazarı dışında. 1 evim 1 arsam var sadece. Ankara'da da misafirhanede kalıyorum. Oraya da 1750 lira kira ödüyorum. Bunu söylerken de utanıyorum. 48 yaşında kaloriferli ev gördüm hayatımda. Afyon'da bir dükkan hissesine girdim, 2 bin 500 TL kira alıyorum. Ne bankada param ne de arabam var. Hiç bisikletim bile olmadı. Bunu çalıştığım arkadaşlarım bilir. Ödemiş'teki adam bunu bilmez ama."

ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENDİ?

İlk asgari ücret artışıyla ilgili açıklama 16 Mart'ta AK Parti Grup Başkanvekili yaptı. 18 Mart'ta Çanakkale'de kardeşimize sordum. 'İleride olabilir' diye laf etti. Sonra ben bakana böyle bir şey var mı diye sordum. Bakan 'Aralık'ta' dedi. Her ayın 4'ünde enflasyon açıklanıyor. Her ay açıklanan ayda bize verin eşel mobil gibi diye. Mart, Nisan, Mayıs geçti. Cılız sesler çıkıyor. Sokak, pazar, marketteki işçinin alım gücünün düştüğünü görüyorum. Sonra 16 Haziran'da Cumhurbaşkanı'ndan randevu istedik. O gün Soma'dan 153 işçi çocuğu geldi. Onlara Türk İş'te konuşma yapacağım. O arada sayın Cumhurbaşkanımız bize randevu verdi. Televizyonlarda alt yazı geçiyor. Çıktım basın mensuplarının önüne olanı anlattım. 'Cumhurbaşkanımıza problemleri anlattım' dedim.

Reklam
Reklam

"BİR ŞEY YAPMAMIZ LAZIM"

Cumhurbaşkanımız da 'Çalışma Bakanım yurda dönsün, konuşalım, sana haber veririz' dedi. Aradan 1 hafta geçti, bizi çağırdılar. Aynı komisyonu yolladık oraya. İşveren sendikası başkanı, bakanım ve ben oradayım. Bakan Bey 'Fiyat artışları ortada, bir şey yapmamız lazım, ne düşünüyorsun' dediler. Türk İş üyelerinin yüzde 3'ü asgari ücret alıyor. Bu DİSK'te de böyle, Hak İş'te de böyle. Ben sayın Bakan'a 'enflasyonu istiyorum' dedim. Oturduk, aradan zaman geçti. Ertesi gün bir daha oturduk. Son noktada 'Sayın Cumhurbaşkanı İspanya'dan dönüyor, İstanbul'a gidelim' dendi. 'Türk İş'in kırmızı çizgisi yüzde 30' dedim. Özel sektör ben masaya oturmam diyor. Ben de oturmazsam nasıl çıkacak bu asgari ücret? Mecburuz, kanun var. Asgari ücret yeterli mi, değil, davul çalınır mı, çalınmaz. Bu bir ara zam. 50.47 aldık Ocak ayında. Kimseden duymadım 'Türk İş iyi yaptı' diye.

"YÜZDE 25'E MASAYA OTURMAM"

İstanbul'da Bakana 'Ben yüzde 25'e masaya oturmam' dedim. İşverenin başında Özgür Bey var. 'Sizinle masaya oturur, bedel öderim' diyor. Süper bir şey değil ama bu geçiş döneminde yapılması iyi bir şey. İşvereni de ikna ettik. Burada yüzde 30 aldık. Aralık ayı geldiği zaman ne kadar kayıp varsa onları almadan ne masaya oturur, ne de o işe müsaade ederiz. Enflasyonun üstüne çıkarız. Bizim yapacağımız masayı işvereni oturtmaktı. İşveren oturmasaydı o zam çıkmazdı.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: