Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, sempozyumda, aşı reddine zemin hazırlayan sosyal ve dini kaygılar ile bu durumun önüne geçmek için kamu otoriteleri ve özel sektör eliyle yapılması gerekenler, yerli aşı üretimi gibi konu başlıkları uzmanları tarafından masaya yatırılacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen SAYADER Yönetim Kurulu Başkanı ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Karaaslan, Türkiye'de ve dünyada aşı içerikleri ve aşıların immün sisteme etkileri konusunda negatif bir kampanya yürütüldüğünü ve gün geçtikçe aşı karşıtlığının arttığını anlattı.
Özellikle aşı içerikleri ile ilgili toplumsal bilincin artırılması konusunda akademisyenlere de önemli görevler düştüğüne dikkati çeken Karaaslan, aşı ve aşı reddi konusunu tüm boyutlarıyla ele almak, soruna yönelik akılcı ve bilimsel çözümler üretmek amacıyla bu sempozyumu düzenlediklerini aktardı.
Prof. Dr. Kazım Karaaslan, sosyal medyada aslı ve kaynağı belli olmayan haber ve yorumların, internet kaynaklarının, sağlık ve medya okuryazarlığı düşük olan bireylerin aşı karşıtlığını ve kararsızlığını körüklediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Her geçen gün artan aşı karşıtlığı veya kararsızlığına bir de yaşanan yoğun göç hareketleri ilave edildiğinde, aşılamayla önlenebilir bulaşıcı hastalıklarda tedirginlik sebebi olacak korkutucu artışlar yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısı 2016'da 11 bin iken 2017'de 23 bini geçmiş, günümüzde 40 bine yaklaştığı düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarda, son 10 yılda tüm temel aşıları olmuş çocukların oranının yüzde 10'luk azalma ile yüzde 67'ye düştüğü ifade edilmektedir. Çok daha az maliyetle hastalıkların önlenmesi ve ölüm oranlarının düşürülmesi açısından koruyucu sağlık hizmetleri mutlaka yaygınlaştırılmalıdır. Aşı reddi ile bireyler yalnızca kendi sağlığını değil, tüm toplumun sağlığını tehdit etmekte dolayısıyla konu sadece vicdani değil, aynı zamanda hukuki ve dini sorumluluklar açısından da irdelenmelidir."