Aşık Omamız, Aslında Beynimizin Bize Oynadığı Bir Oyun Mu?

Aşık olduğumuz sırada yaşadığımız duygular üzerine pek çok araştırma yapıldı. Yapılan araştırmalar ve özellikle son zamanlarda yayınlanan belgeseller, aşk dediğimiz şeyin beynimizin bize oynadığı bir oyun olabileceği ihtimali üzerine yoğunlaşıyor.

Sözlü İletişimin Etkisi Çok Az

Araştırmalar duygusal iletişimin %90’ının sözlü olmayan iletişim olduğunu söylüyor. Aşık olunan kişinin hareketleri, mimikleri ve davranışları, konuşmalarından çok daha etkili.

Bilinçaltımız Bizi Yönlendirir

İlk izlenimde bize benzeyen, bizim gibi düşünen, bizim gibi hareket eden insanlara aşık olma eğilimimiz çok daha fazladır. Bu duygusal iletişim durumu o kadar çok ileri giderki, farkında olmadan aşık olunacak olan kişi ile aynı ritimde nefes almaya başlarız. Biz fark etmesek de, bilinçaltımız bunu gerçekleştirir. Bilinçaltımız Bizi Bağımlılığa Sürükler

Devreye giren bilinçaltımız, aşık olmamız için ilk olarak hormonlarımızı harekete geçirir. Bunun nedeni ise muhakeme yeteneğimizi engellemektir. Bu sayede bilinçaltımız bizi bağımlı hale getirir. Böylelikle bir amaca sahip oluruz; ‘onun yanında olmak, onun yakınında olmak’ gibi. Erkekler Daha Kesin Ve Hızlı Aşık olurlar

Popüler düşüncenin aksine, erkekler kadınlardan daha çabuk ve kesin olarak aşık olurlar. İlk Aşık Olma Sırasında Beynimizin Etkisi Büyük

Hepimiz için geçerli olansa, biz yapmadan çok önce beynimizin bizim için karar veriyor olduğu. Aşık Olduktan sonra, Uyumsuzluk Belirten Hataları Fark Etmemeye Başlarız

Aşık olduktan sonra, beynimiz bu durumu devam ettirme eğilimine girer. İşte bu yüzden beynimizde, her bir talihsizliği meydana gelmeden kaydeden otomatik bir hata izleme sistemi vardır. Çünkü beynimiz sonrasında ne olabileceğini sürekli hesaplar. Uyumsuzluğu Fark Etmememizin Sebebi

Hata izleme sistemi planımızda sapmalar kaydederse, motivasyon bölümü dopamin salgılamayı keser. Dopamin salgılaması kesilirse (Saniyenin 10’da 3’ü kadar kısa bir süre içinde) bizim hoşumuza gitmeyecek olayları düşünmemiz engellenir. Bu yüzden ondan uzak dururuz ve düşünmeyiz. Ayrılıktan Sonra

Ayrılma aşaması sonrasında aşk bağımlılığı etkisini yitirdiğinde, normal düşünmeye başlarız. Çoğu zamanda, geride bıraktığımız ilişkiyi uzun bir zaman sonra sağlıklı olarak düşündüğümüzde, bir çok uyumsuzluğun farkına varırız. Gerçek bir Uyumluluk İçin

İlişki başlangıcında ve daha sonra belirli aralıklarla, ilişkinin olumsuz yönleri üzerinde düşünerek ve dışarıdan güvenilir bir arkadaşımızdan destek alarak ‘ilişkinin uyumsuz yönleri’ üzerinde daha derin düşünmeye çalışmak, sağlıklı bir aşık olma sürecini yakalamamızı sağlayabilir. Çünkü beynimiz, olumsuz yönleri düşünmemek ve olumlu yönler üzerinde yoğunlaşmamız için bizi zorlar.

Reklam
Reklam