Suriye krizi dünya gündeminin ön sıralarında yer almayı sürdürürken İndependent gazetesinin tanınmış yazar ve Ortadoğu uzmanı Robert Fisk, “Batı’nın gerçek hedefi, Esad’ın vahşi rejimi değil, onun müttefiki İran ve nükleer silahları” derken “yalanlar ve ikiyüzlülüğe” vurgu yaptı.
[
****](https://www.mynet.com/time-esad-turkiyeyi-sikintiya-soktu-110100643274)
Robert Fisk, “Şimdiye dek ikiyüzlülüğünün bu denli yaşandığı bir Ortadoğu savaşı hiç olmuş muydu? Korkaklığın bu kadar bulunduğu, etiğin bir o kadar eksik, sahte söylemler ve aşağılamanın bu denli görüldüğü bir savaşa yaşanmış mıydı?” sözleriyle başladığı yorumunda hem doğulu, hem de batılı hükümet ve kamuoylarının Suriye krizine takındıkları tavrı sert dille eleştirdi.
**“WASHINGTON, KATAR VE ARABİSTAN’A TEK ELEŞTİREL SÖZ SÖYLEMEDİ”**
Otokrat Katar ve Arap dünyasının en kötü diktatörlüklerinden biri Suudi Arabistan’ın, Esad diktatörlüğünü devirmek amacıyla isyancıları silahlandırıp finanse ederken Washington’un, onlara karşı tek eleştiri sözü söylemediğini ifade eden Fisk, Suudi Arabistan’ın eskiden Talibanların “en ateşli” destekçisi olduğuna, 11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren 19 korsanın 15’inin Suudi Arabistan’dan geldiğine dikkat çekti. Yorumda 30 yıldır Güney Lübnan’daki baskı altındaki Şiileri İsrail’e karşı savunan, İran ve Esad destekçisi Hizbullah’ın ise, Suriyeli müttefikinin çöküşünün karşısında “ağzını açamadığını” yazan Fisk Washington’a yüklendi. “Sadece birkaç yıl önce Bush Yönetimi, Müslümanları, Beşar’ın işkencecileri onların tırnaklarını sokup bilgi elde etsinler diye Şam’a gönderiyordu” diyen Fisk “Batılı büyükelçilikler, tutuklulara eziyet edenlere kurbanlara sorulacak soruları iletiyorlardı. O zaman Beşar, bilirsiniz, bizim göz bebeğimizdi” ifadelerini de kullandı.
Robert Fisk, geçen hafta haber bültenlerinde Suriye yerine Londra Olimpiyatları hazırlıklarına öncelik veren BBC Dünya Servisi’ni sert dille eleştirdikten sonra “Ve elbette bizler, yani, İsrail’in Filistinlilere uyguladığı katliamı protesto amacıyla Londra sokaklarına dökülmeye çok istekli, sevgili liberaller de var” diyerek iğneyi kendine de batırdı. Gazze Operasyonu dâhil, İsrail’in 1948 yılından beri işlediği suçların hiçbir zaman Suriye’de yaşananlar ölçüsünde olmadığını yazan Fisk, “Batı ve İsrailli müttefiklerince katledilirse eğer Araplar için adalet ve yaşam hakkını talep ederiz, ancak Araplar hemcinslerince zalimce öldürülürse, böyle taleplerde bulunmayız” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti: “Ve sürekli ‘büyük’ gerçeği unuturuz. Suriye diktatörlüğünü yıkmayı amaçlayan bu girişim, Suriyelileri sevdiğimiz veya eski dostumuz Esad’ı nefret ettiğimiz için yapılmıyor. (…) Hayır, bu İran’la ilgili ve İslam Cumhuriyeti ve eğer var iseler, cehennem nükleer tesislerini yok etme arzumuz ile ilgili. Suriyeli bebeklerin yaşam hakkı veya ölümleriyle hiçbir alakası yok.”
ANKA