Aşk, kişilerin yaşadığı en yoğun duygudur. “Aşk her şeyi affeder mi?” sorusundan hareket ederek aslında birçok kişi hayatının bir bölümünde gözlerine perde inmiş gibi hareket etmiştir. Bu aşkın aslında en saf ve masum halinin tehlikeli bir boyuta ulaştığının en büyük göstergesidir. Aşk uğruna ne kadar ileriye gidebilirsiniz? İlişki içinde nasıl bir ruh haline bürünürsünüz?
Aşk, psikolojik ve fiziksel olarak insanların sağlığını etkileyen bir nevi hastalık halidir. Aşkın tanımı kişilere göre ve ilişkilerin dinamiği içinde farklılık gösterse de genel itibariyle midede kelebeklerin uçuşması, iştah kesilmesi ve her an sevdiğiniz kişiyi düşünmeniz aşkın en bilinen belirtileridir. Bazı insanlar işte bu coşkun duyguları yaşamaya delicesine bağlıdır. Bir kişiye duyulan aşktan ziyade aşkın kendisine ve yarattığı hislere aşıktır. Bu durumda aşk saplantılı bir şekilde insanı depresyona, özgüven düşüklüğüne ve mutsuz bir yaşama sürükleyebilir. Kötü hissettirmesine rağmen hala ilişkiye devam etmek istiyorsanız aşk bağımlısı olabilirsiniz. Peki aşk bağımlılığının belirtileri nelerdir?
Aşkın kimyası gereği iki tarafta fedakarlık ve değişim içindedir. Aşk bağımlılığı yaşayan kişiler kendisini ve hayatını yavaş yavaş görmezden gelmeye başlar. Onun için yaşam sadece aşık olduğu kişiden ibaret olur. Yeni oluşumda kendi istek ve arzuları dışında karşı tarafın düşünce, duygu ve hareketlerine odaklanmayı seçer. Hatta sadece onun yönlendirmesi sonucunda hareket ederler.
Aşk ve ikili ilişkiler kişilerin hayatının hiçbir zaman odak noktası olmamalıdır. İlişki içinde iki tarafta özel alanlarını korumalı ve birbirleri dışında da sosyal ilişkiler içinde olmalıdır. Aşk bağımlılığı yaşadığınızda ise kaybetme korkusuyla beraber her saniyeyi aşık olduğunuz kişiyle geçirmek istersiniz. Sanki onu 1 gün görmezseniz ilişkinizin kötüye gideceğini ve onu kaybedeceğinizi hissedersiniz. Bu yüzden kendinizi aile ve arkadaş çevrenizden soyutlamaya başlarsınız.
Aşk bağımlılığında kişi kendisini yetersiz hisseder. Her anında karşısındaki kişi için mükemmel ve vazgeçilmez olmaya çabalar. Aşk bağımlıları genellikle kendilerinde olduğunu düşündükleri yetersizlikleri, suçlamaları ve utançları teyit eden insanlara ilgi duyarlar. Bir aşk bağımlısının savunmasızlığını ve başkalarını memnun etme çabası genellikle narsist kişilik bozukluğu yaşayanlarda karşılık bulur. Aslında ilişkinin çıkmaza girmesinin en büyük nedenini de budur.
Aşk bağımlısı olan kişiler genellikle kafalarında mükemmel erkeği yaratırlar. Aşık oldukları kişilerinde de bu ‘mükemmel erkek’ olduklarını düşünürler. Kafalarında büyüttükleri ve yarattıkları gerçek dışı durum nedeniyle sıklıkla hayal kırıklığı yaşarlar. Karşınızdaki kişiye büyük beklentilerle yaklaşmanız onun isteklerinize cevap vermemesi durumunda büyük hüsranla sonuçlanır. Bu sizin karşınızdaki insana değil ondan yarattığınız fanteziye aşık olduğunuzun göstergesidir.
Kendiniz dahil olmak üzere hayatınızdaki çoğu duruma karşı şüphe duyarsınız. Değişmeye ve dönüşmeye başladığınız yeni insanı tanıyamadığınız gibi karşınızdaki kişinin sizinle ilgili söylediği kötü her şeye anında inanırsınız. Bu durum zamanla sevgiye layık olmadığınız hissini oluşturur.
Aşk bağımlılıları hayatlarındaki kırmızı çizgileri sadece sevdikleri insanlar için değiştirirler. Toplum içinde ya da siz başbaşayken size kaba davrandığında, aşağılayıcı sözler sarf ettiğinde ya da sevdiğiniz insanlara istemediğiniz şekilde hareket ettiğinde görmezden gelirsiniz. Aşık olduğunuz kişinin kötü davranışları için bahaneler yaratıp, aşkınızın onu değiştireceğini düşünebilirsiniz.
Her zaman aşık olduğunuz kişiyi mutlu hissettirmeye çalışırken kendi istek ve ihtiyaçlarınızı tamamen göz ardı ediyorsanız aşk bağımlısısınız demektir. Bu kadar çabanıza rağmen hala karşınızdaki insana layık olmadığınızı düşünebilirsiniz. Daha da kötüsü o kişi size kendisi bunu davranışları ve sözleriyle hissettirebilir.
Bu aşamada ‘bir daha aşık olmayacağım’ dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak bu anlayışta en az aşk bağımlılığı kadar tehlikeli ve risklidir. Bu nedenle aşkın yarattığı güzel hislerden vazgeçmeden aslında kendinizi ön plana koymanız yeterli olur. Peki aşk bağımlılığından nasıl kurtulabilirsiniz?
Size çok sert bir yöntem olarak gözükse de ilişkiye başlamadan önce tahammül edemeyeceğiniz durumları belirleyin. Başka bir ifadeyle, sınırlarınızı çizin. Karşınızdaki kişiyle bu sınırlarınız hakkında mutlaka konuşun. Onun istemediğiniz davranışları sergilemesi halinde ilişkiyi sonlandırabileceğinizi net bir şekilde belirtin.
Kişisel gelişim kitaplarının en klişe cümlelerinden biri olsa da aslında her şeyin özü kendini sevmekle başlıyor. Kendisini sevmeyen ve değer vermeyen bir kişinin başkasını mutlu etmesi ne yazık ki mümkün olmuyor. Kendinizi sevmek ve iyi bakmak diğer insanlara da ne kadar değerli olduğunuzu gösterecektir.
Aşık olduğunuz kişi size kötü hissettiriyorsa buna tahammül etmek zorunda olmadığınızı bilin. Alışkanlık mı, özgüven eksikliği mi, daha iyisini bulabileceğinize olan inancınızın yok olması mı? Hissettiğiniz şeyin net bir şekilde cevabını verin ve ona göre hareket etmeye cesaret gösterin.
Aşık olduğunuz kişiye karşı dürüst olun. Eğer sizi gerçekten seviyorsa dediklerinizi kale alıp davranışlarına dikkat etmesi gerekir. Sağlıklı bir ilişkide duygu ve düşüncelerinizin duyulup kale alındığını hissetmelisiniz.
İlişkide hep bir şeylerden feragat eden taraf olup olmadığınızı gözden geçirin. Eğer karşı tarafta sizi gerçekten seviyorsa bazı şeylerden ödün vermesi gerekir. Hep sizin vermenizi beklememeli.