‘aşk’ Gerçek Anlamda Bir Uyuşturucudur

Tekirdağ'ın Çerkezköy İlçesi'nde Namık Kemal Üniversitesi Çerkezköy Meslek Yüksek Okulu (ÇEMYO) Halkla İlişkiler ve Tanıtım...

Tekirdağ'ın Çerkezköy İlçesi'nde Namık Kemal Üniversitesi Çerkezköy Meslek Yüksek Okulu (ÇEMYO) Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencileri tarafından, ‘İlk ve Doğal uyuşturucumuz Aşk’ konulu konferans düzenlendi.

Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen Konferansa konuşmacı olarak Optimed Hastanesi Genel Cerrahi Uzman Op.Dr. Ayhan Kaçmaz katıldı. Programa, ÇEMYO öğrencilerinin yanı sıra ÇEMYO Öğretim Görevlileri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çerkezköy Şube Başkanı Rağbet Erol ile Optimed hastanesi çalışanları katıldı.

Reklam
Reklam

Konferans başlamadan önce ÇEMYO öğrencilerinden Serap Ertekin bağlaması eşliğinde 2 türkü seslendirdi. Konferansın açılış konuşmasını ÇEMYO Öğretim Görevlisi Taha Aslanlı gerçekleştirdi. ‘Millet olarak güzel alışkanlıklarımıza karşı çok alınganız ancak zararlı alışkanlıklarımıza karşı da çok vefalıyız’ diyen Aslanlı, “Örneğin sigara, alkol ve isimlendirmek istemediğim diğer alışkanlıklara karşı niye bu kadar vefalıyız. Aldığımız her nefeste ciğerlerimize bir miktar katran bırakan sigarayı bırakmamakta neden bu kadar ısrar ediyoruz. Bu soruyu kendimize yeniden sormamız ve üzerinde düşünmemiz gerekiyor” dedi.

Taha Aslanlı’nın konuşmasını tamamlamasının ardından programa konuşmacı olarak katılan Optimed Hastanesi Genel Cerrah Uzmanı Op. Dr.Ayhan Kaçmaz’ın özgeçmişi okunarak verdiği seminerler hakkında bilgiler verildi. Özgeçmişin ardından kürsüye gelen Ayhan Kaçmaz, ‘İlk ve Doğal uyuşturucumuz Aşk’ konusuyla ilgili olarak aşkın biyokimyasına kısa bir yolculuk yapacaklarını belirterek, “Aşkın beyindeki merkezi nücleus caudatus ve ventral tegmentaldir. Bu bölgeler ödül ve haz ile ilişkili bölgelerdir. Kişi potansiyel bir aday gördüğünde beyinde aşkla ilgili bir dizi zincirleme biyokimyasal reaksiyonlar başlar. Aşk tarih boyunca sanatın bütün dalları için en büyük ilham kaynağı olagelmiştir. Aşka dair yazılan şiirler, bestelenen şarkılar sayısızdır ve bir anda her aşık şair oluverir” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Konuşmasının devamında Nazım Hikmet’in Seviyorum Seni isimli şiirini seslendiren Kaçmaz, “Aşk katıksız da olabilir, ekmeği tuza banıp yer gibi. Büyük açlığın, susuzluğun giderilmesidir. Telaşı, sevinci ve kuşkuyu barındırır içinde ve heyecanlıdır, merak uyandırır. Huzurlu ve sukunetli olduğu kadar, aşk bir taraftan da Tanrı’ya şükretmektir. Özetle aşk kolay bir şey değildir” diyerek öğrencilere ‘aşkın sembolü nedir ve hangi organımızla severek aşık oluyoruz’ sorusunu yöneltti. Gelen cevaplar karşısında konuşmasına devam eden Op. Dr. Kaçmaz, “Beyin düşünür, kalp ise hisseder gibi algılarız. Oysa kalp sadece atar, kan pompalar. Hepsi budur. Kalp hep atar ama biz onun attığını bazen fark ederiz, aşık olunca, heyecanlanınca, sevince ve korkunca kalp hızlı atar. Ve biz o zaman bir kalbimiz olduğunu fark ederiz” diye konuştu.

Duyguların ve davranışların şekillenmesinde beyindeki bir takım biyokimyasal olaylar zincirinin rol aldığını kaydeden Op. Dr. Ayhan Kaçmaz, şöyle devam etti; “Beyinin farklı bölgeleri farklı işlevler üstlenir. Davranışların ve duyguların oluşması beyinde gerçekleşen bir dizi biyokimyasal olaylar sonucudur. İlgili merkezlerin az veya çok uyarılması veya uyarılmaması duygu ve davranışları oluşturur.”

Reklam
Reklam

Aşkın amacının en uygun eş adayını bularak türünün devamını sağlamak olduğunu belirten Op. Dr. Kaçmaz, “Görme ve koklama bu evrelerde önemli rol üstlenmektedir. Aşk bir duygu olmaktan çok duygular silsilesidir. İnsanlık tarihi boyunca, belki milyonlarca veya yüz binlerce yıldır aşkın ne olduğunu insanlar merak etmişlerdir. Aşk ilk olarak karşıdaki kişinin özel bir anlam kazanmasıyla başlar. Bir kişiye odaklanırız, onun sadece iyi taraflarını görürüz. Yani aşkın gözü kördür. Onun otoparkta duran arabası, misafirlikte içtiği çay bardağı herkesinkinden farklı gelmeye başlar. Onu yüceltmeye ve üzerine titremeye başlarız. Sabahlara kadar uyumaz, deyim yerindeyse deli danalar gibi gezinir dururuz. Sizi aramasını, sizi davet etmesini, sizi sevdiğini söylemesini istersiniz. Her şey yolunda giderse müthiş bir dopamin salgısı, müthiş bir haz alınır. Ancak işler ters giderse büyük bir yoksunluk yaşanır” şeklinde konuştu.

‘İnsan aşk için yaşar, aşk için öldürür ve aşk için ölür’ diyerek konuşmasını sürdüren Op.Dr.Ayhan Kaçmaz, “İşte o trajik olaylar yoksunluğun katlanılmaz acısıdır. 37 farklı toplumu kapsayan çalışmalarda insanların yüzde 80’den fazlası aşık olduğu kişi ile evlenmek isterken, Amerikan toplumunda bu oran yüzde 90’ın üzerindedir. Aşk gerçek anlamda bir uyuşturucudur. Genellikle hafif bir uyuşturucudur ama ne yazık ki her zaman hafif değildir. Aşkta ve diğer maddelerde bizi bağımlı kılan şey, alınan hazzın boyutudur. Aşk iksirinin diğer maddeler kadar bağımlılık yaptığını doğrulayan bilimsel veriler yakın tarihimize aittir. Hazların tümü aynı ilkeye, beyni istila eden yüksek miktardaki dopamine dayanır. Dopamin beyin hücreleri tarafından üretilen doğal bir uyuşturucu maddedir” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: