Aşkın Yaşı, İhtirasın Sonu Yok!

Gerçek bir aşk hikayesi

Tecrübelerimiz bize gösteriyor ki 30 yaş altı gençler için uygun bir partner bulmak her zaman daha kolay. Beklentiler ve arayış içerisinde oldukları kişi genellikle standart oluyor. İyi bir iş, düzgün bir fizik, biraz espri ve eğlence anlayışı yeterli. Bununla beraber yaşanan ilişki sayısı ve ilişkileri tüketme hızı da 45-55 yaş arası kitleye nazaran çok daha fazla. Fedakarlık yüzdesi düşük, sıkılma oranı yüksek.

Birbirini tanımaya çalışmak gençler için büyük fedakarlık... Bugün giyim-kuşam’ını beğendim, seninle yemeğe çıkmak iyi bir fikir. Akşam yemeğinde valeye yeterince bahşiş bırakmadın, o halde tekrar görüşmeyelim!

Reklam
Reklam

Hal böyleyken bize başvuruda bulunan kişilere kendilerine uygun bir eş bulma olasılıklarının gençlerden daha düşük olmadığını, hatta daha yüksek olabileceğini hatırlatıyoruz. Ama bir de şöyle bir söz var, insan 7’sinde neyse 70’inde de odur. Bazılarına yaşadıkları deneyimler yol gösterici olurken kimileri çocukça oyunlar oynamaktan hiç sıkılmaz.

Ahmet bize başvurduğunda 51 yaşındaydı. 20 seneyi aşkın bir süre evli kalmış, evliliğinde ilk 5 senenin sonunda anlaşamadıklarına karar vermiş, sonunda cesaretini toplayarak boşanmıştı. Bir ilişki her ne kadar yürümüyor olsa da kurulu düzeni bozmak, kötü bir belirlilik hali belirsizlikten daha cazip ve rahat gelebiliyor. Boşanma sonrası ön plana aldığı sosyal hayatı, dans kursları, yelken, geziler ve diğer aktiviteler arasında koşuşturmak her ne kadar keyifli olsa da bir müddet sonra yorucu olmaya başlamıştı. Ahmet ‘in isteği tekrar seveceği biri ile evlenmek, alıştığı düzenli ev hayatına geri dönmekti.

Kendisini 44 yaşındaki Necla ile tanıştırdık. Necla da tıpkı Ahmet gibi kariyerinde istediği noktaya gelmiş, otomotiv sektöründe önde gelen bir firmada genel müdürlük yapan, son derece zarif bir bayandı. Ahmet ile ilk tanışmasında kafasında soru işaretleri vardı ancak Ahmet’in 2 ay süren ne istediğini bilen ısrarcı yaklaşımı karşısında yelkenleri suya indirmesi uzun sürmedi. Kısa süre içerisinde ayrılmaz bir çift oldular. İkisi de hep hayallerinde olan avrupa tatiline beraber çıktılar, bizleri de gittikleri her ülkeden yolladıkları fotoğraflarla mutlu ettiler. Ancak bir süre sonra Necla bizi aradı ve evlilik planları yaparken ayrıldıklarını söyledi. Bu ani gelişme karşısında doğal olarak çok şaşırdık. Necla arabuluculuk yapmamız konusunda bizleri sıkıştırıyordu ancak yetişkin kişilerin ilişkisine müdahalede bulunmamızın doğru olmadığını söyleyerek kendisini nazikçe geri çevirdik.

Reklam
Reklam

Kısa süre sonra Ahmet de ayrıldıklarını haber verdi; sebep ise Necla’nın güzel giden bu ilişki içerisinde hamile kaldığını söyleyerek evlilik için baskı uygulamasıydı. Ahmet elbette ki hiç şüphe etmeden bu fikri kabul etmiş, hatta evlenmeleri için çok güzel bir vesile olduğunu, tekrar baba olmaktan mutluluk duyacağını söylemişti. Ancak araya giren bir takım aksilikler, ölüm ve hastalık haberleri düğün tarihinin sürekli ertelenmesine sebep olmuş, geçen zaman içerisinde Necla’nın büyümeyen karnı Ahmet’in şüphelenmesine yol açmış. Sonunda beraber gidilen bir hastane ziyareti Necla’nın aslında hiç hamile kalmadığını ortaya çıkarmış. Ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum. Necla gibi okumuş, kariyer sahibi bir bayan bu kadar güzel giden bir ilişkinin içinde daha mantıklı davranmalıydı. Ancak malesef görünen o ki olgunluk her zaman yaşla beraber gelmiyor, mantık eğitimle paralel olarak gelişmiyor. Ortaya çıkacağı belli bir yalanı bu kadar fütursuzca söylemek elbette ki Ahmet için ilişkiye devam etmeme kararını almasında birinci faktör oldu.

Reklam
Reklam

İlişkilerde eğer ki ortak bir gelecek düşünüyorsanız karşınızdaki kişiye her zaman değer vermelisiniz, bu değeri de göstermenin en basit yolu ona karşı açık sözlü ve samimi olmaktan geçiyor. İlişki Danışmanımıza Sorularınız Varsa;

iliskidanismani@mynet.com

İlişki Danışmanı