Aslan balığını sofraya getirecek araştırma

Antalya'daki Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü'nde yürütülen çalışma kapsamında aslan balıklarının sofrada tüketilerek ekosisteme verdiği zararın azaltılması gerektiği görüşü ortaya kondu. Balıkçılık teknolojisi yüksek mühendisi Merve Karakuş, "Aslan balıklarının etinde zehir yoktur. İnsan sağlığını sadece gövdesinde bulundurduğu zehirli dikenle tehdit eder. Onları da bir bıçak yardımıyla doğru temasla düzgün olarak kestiğinizde herhangi bir sıkıntısı yoktur" dedi.

Merkezi Demre'ye bağlı Beymelek Mahallesi'ndeki Akdeniz Su Ürünleri Enstitüsü'nde, 2018 yılından bu yana yürütülen Aslan ve Balon Balıklarının Yayılım Alanlarının ve Olası Mücadele Yöntemlerinin Belirlenmesi (BAYOMA) projesi kapsamında, balıkçılık teknolojisi yüksek mühendisi Merve Karakuş tarafından aslan balıkları izlendi. Kaş-Kekova Deniz Koruma Alanı'nda aylık yapılan tüplü dalışlarda aslan balıkları zıpkınlarla avlanarak, örnekleme yapıldı. Örneklenen bireylerin enstitüde kurulan laboratuvarda biyolojik ölçümleri gerçekleştirilirken, aslan balıklarının neden bu kadar yayılım gösterdiği sorusuna yanıt arandı.

Reklam
Reklam

Yapılan çalışmalarda Hint Okyanusu kökenli olan aslan balıklarının ekolojik olarak büyük bir tehdit içerdiği görüldü. Aslan balıklarının yaşam alanlarındaki ticari türler dahil, tüm türlerin yavrularını yiyerek beslendiği, doymak bilmeyen bir tür olduğu ve çok hızlı yayılış gösterdiği tespit edildi. Tüm bu zararların önüne geçebilmek, yayılımını kontrol altına alabilmek için aslan balığının sofralarda tüketilmesi gerektiği görüşü ortaya konuldu. Zehirli olan dikenlerinden arındırılması durumunda etinin yenmesinde sakınca olmadığı, aslan balıklarının etinin protein deposu olduğu belirlendi. Yapılan çalışmayla aslan balıklarının pazarda ve restoranlarda satılması, böylece hem ekonomik kazanç elde edilmesi hem de türün yayılımının kontrol altına alınarak, ekosistem üzerindeki baskısının azaltılması hedeflendi.

'ASLAN BALIKLARININ ETİNDE ZEHİR YOKTUR'

Akdeniz Su Ürünleri Enstitüsü'nde görevli balıkçılık teknolojisi yüksek mühendisi Merve Karakuş, şu bilgileri verdi:

"Aslan balıkları Hint-Pasifik Okyanusu kökenlidir. 2014 yılında ilk olarak sularımıza giriş yapmıştır. İskenderun Körfezi'nde kaydedilmiştir. Hızlı yayılımcı özelliğiyle Ege sularında şu anda yayılım göstermektedir. İzmir Aliağa'da kaydedilmiştir. Yaşam alanındaki bütün türlerin yavruları ile beslenen obur bir türdür. Bu da ekosisteme zarar vermekte, tehdit etmektedir. Aslan balıklarının etinde bir zehir yoktur. İnsan sağlığını sadece gövdesinde bulundurduğu zehirli dikenle tehdit eder. Onları da bir bıçak yardımı ile düzgün bir şekilde temas ederek kestiğinizde herhangi bir sıkıntısı yoktur. Herhangi bir sıkıntı olduğunda ise ilk yardımı 40- 45 derecelik bir sıcak suda ağrı şiddeti azalıncaya kadar en az yarım saat bekletmektir. Alerjik bir bünyeniz varsa bu şiddet geçmiyorsa en yakın sağlık kuruluşuna giderek tedavi olunmalı."

Reklam
Reklam

DHA

Anahtar Kelimeler: