ASO Başkanı Özdebir krize karşı önlem istedi

ANKARA (ANKA)- Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, krizin Türkiye'yi etkilediğini, olabilecek, olma olasılığı bulunan daha fazla etkileri için şimdiden gereken önlemlerin alınması ve bir "B planı" hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

Küresel krizin başta dış ticaret olmak üzere, iç piyasa ve büyümeyi de etkileyeceğini vurgulayan Özdebir, büyümenin yüzde 3'ün altında kalması durumunda bunun resesyon anlamına geleceğini ifade etti. Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleri ile bir araya gelen ASO Başkanı Nurettin Özdebir, ipotekli konut satışı ve faiz artışlarından sonra Amerikan ekonomisinin "duvara tosladığını" belirterek, Amerika'nın 1.5 trilyon doları piyasaya enjekte ettiğinin söylendiğini dile getirdi. Dünya ile entegre olan Türkiye'nin de krizden etkileneceğini ifade eden Özdebir, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her ne kadar bize bir şey olmaz diyorsa da ondan daha farklı bir söylemi beklemek doğru değil. Bir Başbakanın ‘öldük, bittik, önümüzde felaket var, kıyamet yarın geliyor' demesini de beklemememiz gerekiyor" dedi.

Reklam
Reklam

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile birkaç gündür bir araya geldiklerini kaydeden Özdebir, hükümetin çok kapsamlı bir takım çalışmalar ve arayışlar içerisinde olduğu izlenimini edindiğini söyledi. Sanayiciler ile görüşüldüğünü, bankacılar ile bir araya gelindiğini dile getiren Özdebir, çalışmaların yapıldığını belirtti.

-"TEDBİRLER ALINMALI"-

Bankacılık sektörünün riskleri itibariyle sıkıntının olmadığını vurgulayan Özdebir, "Ama olabilecek, olma ihtimali olan şeyler için tedbirler alınması gerekiyor. Bu kriz Türkiye'yi nasıl, nerelerden vuracak? Bir kere dış ticaretimizden vuracak. Dünya ekonomisinin küçülmesi ile birlikte ihracat düşecek, daha zorlaşacak" diye konuştu.
Tasarruf yapamayan, fona ihtiyacı olan bir ülkenin dış ticaretinin zayıflamasının dış ticaretinin azalmasının mutlaka etkileyeceğine işaret eden Özdebir, dünyada bol paranın da daraldığını, gelecek günlerde bunların daha da daralacağını kaydetti. Dünyada çok hızlı olayların olması ve kimin, ne zaman, başına ne geleceğini bilinmemesi korkusuyla kimsenin birbirine para vermek istemediğini ifade eden Özdebir, "Bunun için gerek Amerika'da gerekse Avrupa'da varlık yönetim şirketleri oluşturulmaya veya bu finansal kurumların ihtiyaçlarını karşılayacak bir takım fonlar oluşturulmaya çalışılıyor. Belki Türkiye'nin de böyle fonlar ve varlık yönetim şirketleri oluşturması gerekecek" dedi.

Reklam
Reklam

-İÇ PİYASALAR DAHA DA DARALACAK-

Ayrıca içeride yaşanan gelişmeler sonrasında daralan iç piyasanın dışarıdaki gelişmelere paralel olarak daha da daralacağına dikkat çeken Özdebir, çok büyük bir kur riski ile karşı karşıya kalınması halinde bilançolarda bozulmalar olacağı uyarısında bulundu. Piyasaların istikrara kavuşmasına kadar kimsenin pozisyonunu değiştirmeyeceğini dile getiren Özdebir, reel sektörün bundan korkusu olmadığını söyledi. Yabancı para cinsinden Türk bankalarının da kredi verdiğini ifade eden Özdebir, şöyle devam etti:

"Bu kredilerin karşılığında da bu bankaların ayırmış oldukları teminatları var, karışlıkları var. Bankacılık sisteminde bu karşılıklar dünyadaki rasyonun üstünde. Ancak aşırı kur yükselmesi durumunda bu rasyolar bozulabilir. Bunun için Merkez Bankası'nın doğrudan bankalara teminat karşılığı, döviz vermesi daha büyük bir rahatlık ve güvence sağlayabilir. Böyle bir mekanizma aynı zamanda bankaların döviz kredilerin fonlanması açısından faydalı olacağına inanıyorum. Bankaların bazıları kredilerini erken çağırıyorlar. Bir takım yaptırımlar uygulamaya çalışıyorlar. Bunun yaygınlaşmaması için bankaların da elinin rahatlatılması gerekiyor."

Reklam
Reklam

-BÜYÜME HIZI YÜZDE 3'ÜN ALTINA DÜŞERSE RESESYON OLUR-

Merkez Bankası'nın rezervlerinin yurttaşların birikimi olduğunu belirten Özdebir, rezervlerin yalnız yabancıların teminatı değil aynı zamanda reel sektörün teminatı açısından da faydalı olacağını söyledi. Özdebir, "Olmayan bir sıkıntıyı da kendi kendimize de moralleri bozmak suretiyle çıkartabiliriz. Bunun için dikkatli olmalıyız" dedi.
Dünyadaki büyüme hızının düşmesine paralel olarak Türkiye'nin de büyüme hızının düşeceğini ifade eden Özdebir, IMF'nin 2009 için Türkiye'nin büyüme hızını yüzde 3 olarak tahmin ettiğini, uzun bir aradan sonra yüzde 3'lük büyüme hızının piyasalarda ciddi sıkıntılar yaratacağını vurguladı. Yüzde 3'lük bir büyümenin nüfusun artmasıyla değerlendirilmesi halinde resesyon sınırı olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Özdebir, ne pahasına olursa olsun büyümenin devam etmesi gerektiğini dile getirdi.

-YERLİ MALI ALIN ÇAĞRISI-

Büyümenin kaybedilmesi halinde fon girişinin zorlaşacağına dikkat çeken Özdebir, büyümenin devam ettirilebilmesi için yapılması gerekenlerin olduğunu kaydetti. Türkiye'nin en büyük yumuşak karnı cari açığın kısacak tedbirlerin alınması gerektiğini dile getiren Özdebir, yurttaşlardan ithal ürünler yerine Türkiye'de üretilen ürünlerin tercih edilmesini istedi. Kamunun da yaptığı ihalelerde yerli malını tercih etmesi gerektiğini dile getiren Özdebir, bu konuda en hassas kesimin askerler olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Kredi maliyetlerinin artacağını dile getiren Özdebir, kredi maliyetlerinin düşürülmesi için bankacılık işlemleri üzerinde alınan vergilerin düşürülebileceğini, fakat bunun Maliye Bakanı'nın hoşuna gitmeyeceğini ifade etti. Yerel seçimlerin yaklaştığını, seçim ekonomisinin de kesinlikle uygulanmaması, kamunun harcama yapacak tasarruflardan kaçınması gerektiğini vurgulayan Özdebir, kamunun öncelikle "kendi kemerlerini iyi sıkması" gerektiğini kaydetti.

Özdebir, "Kamu daha fazla dikkat etmeli. IMF'yi keşke bu kadar sürümcemede bırakmasaydık. Şimdi IMF ile anlaşma imzalamak istiyoruz desek bile kimseyi bulamayabiliriz. Herkes dünyadaki gelişmelerle uğraşıyor. IMF ve AB çıpası güveni pekiştirmek açısından faydalı olacaktır" diye konuştu. TÜİK'in verilerinin kamuya açık olmamasını eleştiren Özdebir, verilerin olmaması nedeniyle gelişmelerin izlenemediğini, herkesin kendine göre senaryo ürettiğini söyledi.

-"B PLANI HAZIR OLMALI"-

Bütün dünya gibi Türkiye'nin de "sırat köprüsünden" geçtiğini kaydeden Özdebir, Türkiye'nin morale ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Hükümeti ve muhalefeti de eleştiren Özdebir, gündemde ekonominin olmasını gerektiğini, buna karşın siyasetin üslubunun sert, moral bozucu olduğunu söyledi. Özdebir, mutlaka "B planının" olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Zamanı geldiğinde çok hızlı devreye sokabileceğimiz hukuki altyapının hazır olması gerekiyor. Kriz bizi nereden vuracaksa onları takviye etmemiz gerekiyor. Dışarıdan Fon bulmakta zorlandığımızda Merkez Bankası'nın yerine ikame edecek fonlar şimdiden bulunması gerekiyor. Türklerin yurtdışında bulunan parasının Türkiye'ye getirilmesi için cazip hale getirilmeli. Krizin maliyetini toplumca paylaşılması için bir alt yapı oluşturulması lazım."