Aşut'tan 'büyüme' Değerlendirmesi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, hedefleri olan bir Türkiye'nin büyümek zorunda olduğunu söyledi.'Büyüme' rakamlarını değerlendiren Aşut, 2013 Temmuz ayında, aylık bazda sanayi üretiminin yüzde 0,9, yıllık bazda ise 2012 Temmuz - 2013 Temmuz itibariyle yüzde 5,8 artış gösterdiğini hatırlattı. Artışın güzel ama hala yetersiz olduğunu savunan Aşut, "Elbette nedenleri var, ama hedefleri olan bir Türkiye için mazeret olamaz. Biz sanayiciler olarak işe yatırımcılar gibi bakamayız. Biz portföy yatırımcısı değiliz. Biz sanayiciler her zaman daha çok büyüme bekler ve buna göre çaba gösteririz. Türkiye'nin, bu toprakların sanayicileri olarak, 'işler iyi giderse yatırım yaparız, işler kötü giderse çeker gideriz' deme lüksümüz yok. Üretmek, rekabeti sağlamak ve ihracat yaparak büyümeye katkı vermek zorundayız. 2014 kolay bir yıl olmayacak ama Avrupa Birliği'nin toparlanmasının hem ihracatımızı hem de buna bağlı büyümeyi tetikleyeceğine inanıyoruz. Neticede AB hala en büyük ticaret partnerimiz. Bakınız, Avrupa Birliği’ne ihracat payımız yüzde 55'lerden yüzde 35'lere gerilemiş. Eski rakamlara yaklaşırsak hem büyüme olumlu etkilenir hem de cari açık azalır" dedi.Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki sorunların, AB pazarını daha önemli hale getirdiğine dikkat çeken Aşut, "Dünyada yaşanan belirsizlikler ve yanı başımızda bir Suriye gerçeği var. Ne yazık ki, bir sanayicinin, bir girişimcinin en son duymak istediği kelime savaştır. Bu belirsizliğe rağmen, Suriye ve Mısır sıkıntısına rağmen ki, Suriye ve Mısır sadece bir pazar değil, pazarlarımıza açılan kapılardır" diye konuştu."BÜYÜME BEKLENENİN ÜZERİNDE AMA HEDEFLERİMİZ İÇİN YETERSİZ"Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın da (GSYH) 2013 ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,4 büyüdüğünü ifade eden Aşut, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme oranının, 2013'ün ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe kıyasla yüzde 2,1 olduğunu kaydetti. İlk çeyrekte ekonominin, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,6 oranında büyüdüğünü hatırlatan Aşut, şöyle devam etti; "2013 yılının ilk yarısında ekonomi iç taleple büyüdü. İlk yarıyılda büyüme ağırlıklı olarak tüketim ve stoklardaki artıştan kaynaklandı, bunukamu harcamaları ve özel yatırım izledi. Artan ithalatın etkisiyle cari açığın GSYH’a oranı birinci çeyreğe göre, ikinci çeyrekte arttı. Burada stok değişiminden ne anlıyoruz derseniz? Reel sektörün geçtiğimiz süreçte tüketimin artacağını düşünmesi ve bu konuyu gerekçe görerek stoka girmesi ve bu beklentiye karşı gerçekleşmeme olarak değerlendirebiliriz. Gezi olayları, Suriye sıkıntısı, savaş beklentisi ve iç huzursuzlukların artması gerekçesiyle istenildiği gibi gerçekleştirememe karşılığında stokta yakalandık. Bu arada, bankalar çok kara geçtiler. Büyüme oranları yüzde 8.5, karları ortalama yüzde 24. Bankacılık bakış açısıyla, özel sektör yatırım için para bulamaz ve özel yatırımların negatif etkisi sürer. Yılın ikinci çeyreğine baktığımızda ekonominin azda olsa ivme kazandığını ve iç talebin büyümeye katkısının artmaya devam ettiğini görüyoruz. Ancak gerek küresel ekonomideki büyümenin zayıf seyretmesi gerek finansal piyasalarda risk algısının yükselmesi gerekse artan jeopolitik gerginliklerin etkisiyle büyüme bu yıl orta vadeli programda hedeflenen yüzde 4'ün altında kalması muhtemeldir."Küresel ve bölgesel tüm bu olumsuzluklara rağmen yakalanan büyüme trendinin yadsınamayacak derecede önemli bir başarı olduğunu vurgulayan Aşut, "Tüm bunlara rağmen büyümek, üretmek ve ihraç etmek güzel. Ama 2023 hedefleri olan bir Türkiye için, dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek için, işsizliği makul bir seviyeye indirmek için ve 20 bin dolar kişi başı milli gelire ulaşmak için ne yazık ki yeterli değil. Daha çok üretmek değil, ama daha çok katma değer yaratmak zorundayız. Düşük ve orta teknolojili ürünlerle hamallığı bırakıp, yüksek teknolojili üretime geçmek zorundayız. Markalaşmak zorundayız, insan sermayemizi doğru yetiştirmek zorundayız. Sürekli başkalarına bakarak gelişme olmaz. Biz kendimize bakalım. 'Onların da ekonomisi kötü, onlar da büyümüyor' demekle olmaz. Biz kendimize bakalım, yapısal reformlarımıza odaklanalım. Ülkemizin bu potansiyeli vardır" ifadelerini kullandı.