Atabay “otelin, Otelde Kalanın Ve Halkın Hakkı Nasıl Korunacak”

Kültür ve Turizm Bakanlığının otel plajlarını halka açan genelge yayınlamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Didim Turizm Derneği Başkanı Deniz Atabay “Bu genelge iyi niyetli ama otelciler anlamında düşündüğümüzde kısmen de olsa rahatsızlık yaratacağı gözüküyor. Bu genelgede güçlü olanın pratikte kendi çözümünü sağlayacağı görünüyor" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Bakan Ertuğrul Günay'ın imzasıyla 81 İl Valiliği, TÜROFED, TUROB ve TYD'ye gönderdiği genelgeyi değerlendiren Didim Turizm Derneği Başkanı Deniz Atabay “Bu genelge iyi niyetli ama otelciler anlamında düşündüğümüzde kısmen de olsa rahatsızlık yaratacağı gözüküyor.”dedi.

“YERLİ-YABANCI MİSAFİRİN GÜVENLİĞİNİ NASIL SAĞLAYACAKSINIZ?"

Atabay sorunun her iki taraf içinde (Otelci-Vatandaş) hakları olan birbirine paralel giden ve adil bir çizgide çözülmesi gereken bir sorun olduğunun altını çizerek “İşletmeci deniz kenarına bina yapmış olabilir, bu ona sahili otel müşterisine kapama hakkı vermez; tabii ki de otelde konaklayan vatandaş ta plajdan denizden yararlanması lazım fakat günü birlik kullanacak insanlarla otelde konaklayacak insanı aynı ortam içinde ve zamanda güvenli bir şekilde nasıl buluşturacaksınız? Dışarından gelen insanı bilinemeyeceği için oradaki denizi, şezlongu kullanan yerli-yabancı misafirin güvenliğini (maddi-manevi) nasıl sağlayacaksınız?” sorularını yöneltti.

Bakanlığın son genelgesini iyi niyetli olarak yayınlandığına inandığını belirten Atabay “Tüm iyi niyetlere rağmen çelişkili genelge. Bu çelişki ise bakanlığın bunu yorumlamamasından kaynaklı değil, işin doğasından gelen bir çelişki. Bakanlığın denetimindeki tüm işletmelerin halkın kıyıdan yararlanmasını engelleyici nitelikte fiziki anlamda kısıtlayıcı önlemler aldığı görülmektedir. Bu da yürürlükteki mevzuata aykırılık tespiti etmekle öbür taraftan yine aynı genelgede deniyor ki ‘söz konusu işletmelerden bedel ödeyerek hizmet alan müşteriler mağdur edilmeden ve işletmelerin haklarına kiralama vb. zarar getirmeden bir orta yol bulunması gerekmektedir. İşte sıkıntı tam bu noktada hem otelde kalanın hakkını, hem otelin hakkını hem de günübirlik vatandaşın hakkını nasıl koruyacaksınız?” dedi.

“HER İKİ TARAFA DA ZARAR-KAR HESABININ GÖZETİLMELİ”

Atabay Antalya Valisinin otellerin plajlarına koyduğu şezlong yasağıyla ilgili değerlendirmesinden örnek vererek “Antalya Valisinin otellerin plajlarına koyduğu şezlongların kaldırılmasıyla ilgili mahkeme kararına cevaben uygulaması var. Diyor ki 'mahkeme kararından haberim yok ama şezlongların kaldırılması söz konusu olamaz. Turizm zarar verecek bir şey kabul edemeyiz'. Tabii ki de temel düşünce bu olmalı fakat dediğimiz gibi bunun üzerinde daha çok çalışma gerektiren ve genelgelerden daha ziyade pratikte uygulamalar her iki tarafa da zarar-kar hesabının gözeterek sonuç çıkarılması gereken bir sorun gibi görünüyor” dedi.

“ÇELİŞKİLER OLUYOR”

Uygulamanın kısmen de olsa otelcilere günü birlikte olsa zarar vereceğini ileri süren Atabay “Örneğin otelin koyduğu şezlonglara müşteri değil de, dışarıdan gelen insanın kullanmak istediğinde nasıl hayır diyeceksin? Bunlar için bir görevli koymak istesen genelge buna diyor ki yapamazsın. Demek ki orada oluşacak sıkıntı günü birlik de olsa turiste yansıyacaktır. Görüldüğü gibi hangi taraftan bakarsanız, diğer taraf avantaj sağlarken öbür tarafa sıkıntı doğuruyor. Bugüne kadar benim bildiğim bu tip sıkıntılardan dolayı alınmış yüzlerce mahkeme kararı var. Her iki tarafın da aleyhine ve lehine mevcuttur. Ayrıca Turizm Bakanlığının yayınladığı bir genelge yada daha sonra yayınlayacağı bir genelge Çevre Bakanlığının genelgesi ile çelişiyor. Bundan dolayı hukuka taşınan olaylarda sıkıntılar uzadıkça uzuyor. Netice o noktada güçlü olan pratikte kendi çözümünü sağlıyor” ifadelerine yer verdi.