Kadın ve erkekler toplumsal düzen içinde belirli roller çerçevesinde hareket ederler. Ancak bu normlar feminist hareketlerin başlamasından sonra yeni bir boyut kazanmıştır. Bu boyut içinde kadının toplumsal kimliği üzerinde büyük değişmeler yaşandı. Kadınlar eskiden üniversiteye bile gidemezken, şimdilerde tam da olması gerektiği gibi üniversiteye gidebiliyor, siyasette rol alabiliyor ya da iş dünyasında önemli pozisyonlarda çalışabiliyor. Erkek ve kadın arasındaki güç ayrımını ortaya çıkaran normlar yavaş yavaş yıkılıyor. Ataerkil toplumlarda da bu anlamda gelişmeler yaşanıyor. Ancak dünyada ataerkilliğin uğramadığı ve kadınların egemen olduğu anaerkil toplumlar da var. İşte sizler için kadınların hakim olduğu toplumları araştırdık.
Yunnan ve Sichuan eyaletlerinde Tibet sınırına yakın yaşayan Mosuolar, ataerkil düzeni yıkan en bilinen toplum olarak kendini kabul ettirdi. Mosuo, geniş ailelerde büyük evlerde yaşıyor. Ailelerin reisleri ise kadınlardır. Soy, ailenin kadın tarafından izleniyor ve mülkiyet anaerkil olarak aktarılıyor. Mosuo kadınları tipik olarak ticari kararları alıyor, erkekler ise siyasetle ilgileniyor. Çocuklar annenin evlerinde büyütülüyor ve onun adını alıyorlar.
Endonezya’nın Batı Sumatra kentinde yaşayan Minangkabau, 4 milyon nüfusuyla bilinen en kalabalık anaerkil topluluktur. Tüm klan içindeki mallar anneden kızına devredilir. Üstelik miras konusundaki bu ilerleyiş yasalarla güvence altına alınmıştır. Minangkabau toplumunda, erkekler politik ve ruhani liderlik rollerini üstlenirken, kadınlar genellikle ev dünyasını yönetiyorlar. Bununla birlikte, her iki cinsiyet de güçler ayrılığı eşit bir şekilde sağlanıyor.
Erkek çocukları 10 yaşındayken evinden ayrılarak erkekler için özel olarak ayrılan mahallelerde kalıyor. Burada pratik el becerileri ve din konusunda eğitim alıyor. Klan şefi her zaman erkek olsa da, şefi kadınlar seçiyor ve görevini yerine getiremediğini düşündüklerinde klanı görevden alabiliyorlar.
Akan halkı ağırlıklı olarak Gana bölgesinde ikamet ediyor. Sosyal hayatın anaerkil düzen üzerinden yürütülmesiyle kişinin kimliği, siyaset, miras ve zenginliğiyle belirleniyor. Tüm klan kurucuları kadındır ancak erkekler geleneksel olarak toplum içinde liderlik pozisyonlarına sahiptir.
Kosta Rika’nın Limon eyaletinde bulunan Talamanca’da yaşayan bu toplum 13 bin kişiden oluşan küçük bir klandır. Klan içerisinde yaşamını sürdürenlerin her biri geniş ailelere mensuptur. Geleneksel olarak topraklar ise miras yoluyla kadınlara kalıyor. Kadınlara ayrıca kutsal Bribri ritüellerinde kullanılan kakaoyu hazırlama hakkı da veriliyor.
Garo toplumunda da diğer kadın egemen medeniyetlerde olduğu gibi mülk ve siyaset miras yoluyla anneden en küçük kıza devredilir. Toplum anne soyundan ilerler. Garo geleneğinde, damat adayının bir evlilik teklifinden kaçması ve gelinin ailesinin onu yakalayıp, gelinin köyüne geri getirmesi beklenir. Gelinin vazgeçene ya da damadın teklifini kabul edene kadar bu süreç devam eder. Gelin damadın teklifini, genellikle ona hizmet etmek ve itaat etmek için birçok söz verdikten sonra kabul eder. Damat evlendikten sonra karısının evinde yaşar.
Bu topluluk Yeni Gine’nin batısında bir ada olan Güney Bougainville’de yaşar. Nagovisi kadınları yönetim ve seremonilere katılmalarına rağmen, en çok kendilerine ait topraklarda çalışarak gücü ellerinde bulundururlar. Nagovisi toplumunda evlilik resmi bir kurum olmaktan uzaktır. Bir çift birlikte görülürse evli kabul edilirler.