Atların "biricik Anneleri"

MEHMET ÖZCAN - ÇAĞLAR SEFERTAŞ - Yarışlara hazırlanabilmesi için henüz bir yaşındayken annesinden alınarak, hipodromlara getirilen yarış atlarının annelik görevini seyisleri üstleniyor. Türkiye genelindeki hipodromlarda bulunan ahırlarda yaşayan atların, tek ailesi seyisleri. Özel çiftliklerde doğduktan sonra bir yaşına kadar annesinin yanında kalan safkan atlar, yarışlara hazırlanabilmesi için hipodromlarda bulunan ahırlara getiriliyor. Henüz bir yaşındayken annesinden ayrılan atların annelik hizmetlerini de hipodroma geldiği andan itibaren seyisler yapıyor. Sabahın erken saatlerinde atının yanına giden seyisler, atın tımarını yaptıktan sonra, sabah yiyeceğini hazırlamaya başlıyor. Seyisler birçok meyve, sebze ve tahıldan oluşan beslenmeyi kendi elleriyle atına yediriyor. Atın kaldığı ahırı temizleyen seyisler daha sonra atı antrenman pistine götürüyor. Antrenman sırasında pist kenarında atına destek olan seyisler, antrenmanın ardından atı tekrar ahırına götürüyor. Antrenmanın ardından atının terini havluyla silen seyisler, bunun ardından atının ayaklarını yıkıyor. Atın ayağındaki ve tırnak arasındaki çamurları dahi temizleyen seyisler, kendi elleriyle atın ayaklarını kuruluyor. Seyisler daha sonra atın öğlen ve akşam yiyeceklerini hazırlamak için işe koyuluyorlar. -"Beni annesi gibi görüyor"- Son Gazi Koşusu'nun galibi İngiliz safkanı Divine Heart'ın seyisliğini yapan Önder Keskin, atının kendisini annesi gibi gördüğünü anlattı. Atının bir yaşından beri kendisiyle kaldığını belirten Keskin, "Annesinin yanından alınarak buraya getirildiğinde, daha bir yaşındaydı. Yaklaşık 3 yıldır ben bakıyorum" dedi. Daha bir şey yemeden atının kahvaltısını hazırladığını vurgulayan Keskin, "Gece gündüzüm atımla geçiyor. 3 yıldır birlikteyiz. Kendi ellerimle besliyorum, ilk geldiğinde 360 kiloydu, şimdi ise 460 kiloya ulaştı. Ona en iyi şekilde bakmaya çalışıyorum" diye konuştu. "Atım, beni annesi gibi görüyor artık" diyen Keskin, şunları söyledi: "Ailesi benim yani. O bir çocuk gibi. Bir anne ve baba, evladına nasıl bakıyorsa ben de atıma o şekilde bakıyorum. Onun annesi ve babası gibiyim. Bir anne nasıl kendi evladının ayaklarını yıkayıp kuruluyorsa, ben de aynısını atıma yapıyorum. Sevgi işi bu tamamen. Ben de atımı ve işimi çok seviyorum."