Ato Başkanı Bezci: “ekonomik Veriler Güven Tazeliyor”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, cari açık rakamlarının Türk ekonomisinin yolunda emin adımlarla...

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, cari açık rakamlarının Türk ekonomisinin yolunda emin adımlarla ilerlediğini ortaya koyduğunu belirtti.

ATO Başkanı Salih Bezci, Merkez Bankası tarafından bugün açıklanan 2012 yılı Ocak-Mayıs dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerini yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. Ekonomik göstergelerden müjdeli haberler gelmeye devam ettiğini belirten Bezci, büyüme, enflasyon, ihracat rakamlarından sonra cari açık rakamlarının da Türkiye ekonomisinin yolunda emin adımlarla ilerlediğini gösterdiğini ifade etti. Bezci, cari açığı ve ekonomik rakamları değerlendirdiği açıklamasında, “Mayıs ayında cari açık geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25.6 azalarak 5.8 milyar dolar ile beklentinin altında gerçekleşmiştir. Beklentilerin ve görünenin daha ötesinde güçlü bir Türkiye ekonomisinin varlığı artık tartışılmaz bir gerçektir. Evet, dün olduğu gibi bugün de bir cari açık sorunumuz var. Ama kısa vadede, özellikle iç piyasadaki talebin yumuşamasıyla oluşan olumlu hava bugünkü özlenen tabloyu ortaya çıkarmıştır. Sanayi endeksindeki üretim artışı, ihracat rakamlarının yükselişi ve enflasyon rakamlarındaki düşüşten sonra cari açık ile ilgili gelen gerileme haberi bizleri olduğu gibi ekonominin tüm aktörlerini sevindirmiştir” dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yıllıklandırılmış cari açığın Nisan ayında 69.2 olduğunu, bugün gelinen noktada bunun 66.9 milyar dolara gerilediğini belirten Bezci, “Temennimiz bu olumlu havanın devam ederek yıl sonunda cari açığın 65 milyar doların altına inmesi yönündedir. Türkiye’nin üretim kapasitesi ve ihracata yönelik müteşebbis ruhları, ülkemizi 2023 vizyonuna layık bir konuma en kısa sürede ulaştıracaktır” ifadelerini kullandı.

ORTA GELİR TUZAĞINA DİKKAT

Bezci, 2012 yılının ilk çeyrek büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından ekonomi gündeminde tartışılan orta gelir tuzağına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

“Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin 2007 yılından bu yana, yani beş yıldır 10 bin dolar civarında olduğunu görüyoruz. Hükümetin hazırladığı Orta Vadeli Program’a göre, bu rakamın 2012, 2013 ve 2014 yıllarında da 10 bin dolar dolaylarında kalacağı belirtiliyor. Açık anlatımıyla, 8 yıl boyunca kişi başı milli gelir 10 bin dolara demir atmış olacak. Bu oldukça tehlike bir durumdur. 10 bin dolar rakamının üzerine çıkamıyoruz. Halbuki hedefimiz 2023 yılında kişi başına milli gelirin 25 bin dolar olması yönünde. Kabul etmeliyiz ki 8 yıl süre ile 10 bin dolar seviyesinde kaldıktan sonra 10 yılda 10 bin dolardan 25 bin dolara tırmanmak oldukça zor olacaktır. İktisatçılar ve ekonomi uzmanları 10 bin dolara razı olarak, rehavete girmeyi, bize yeter mantığıyla hareket etmeyi ‘Orta Gelir Tuzağı’ olarak adlandırıyorlar. Bunun örneğini yaşayan birçok ülke var. Tayland, Filipinler, Malezya, kimi Güney Amerika ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle Avrupa’da Yunanistan, Portekiz ve İspanya uzun süre yeterli gördükleri kişi başı milli gelir sebebiyle rehavete kapılarak zor günler geçirdiler.”

Reklam
Reklam

TUZAĞA KARŞI ÇÖZÜM

Kişi başı gelirin artması için ön şartın üretimin (yaratılan katma değerin) artması olduğunu belirten Bezci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üretmek, daha fazla katma değer yaratmak için kaliteli insan gücüne, bu kaliteli insan gücünü donatacak eğitime, bilime ve teknolojiye ihtiyacımız var. Bu kaliteli insan gücünü üretime yönlendirecek müteşebbise ve üretim politikalarına ihtiyacımız var. Bu kaliteli insan gücünün sahip olduğu bilgi ve teknolojiyi üretime dönüştürebilmek için sermayeye ihtiyacımız var. Bunlar bir araya gelerek üretecek. Üretimdeki artış milli geliri ve sonuçta kişi başına milli geliri büyütecek. Bu üç maddenin yerine getirilmesi halinde Türkiye’nin 2023 ekonomik hedeflerine ulaşması şaşırtıcı olmayacaktır. Yeter ki kazandıklarımızı muhafaza ederken üstüne ekleyebilelim ve orta gelir tuzağına dikkat ederek yolumuza daha büyük hedeflerle devam edebilelim. Aksi takdirde, rehavete kapılmamız olasıdır. Gerçekten de 2002 yılından bu yana yıllık ihracatta yaşanan yaklaşık 106 milyar dolarlık artış bizleri rehavete sevk etmiş olabilir. Nitekim milli gelirimiz bu sayede 3 bin 500 dolardan 10 bin 500 dolar seviyesine çıkmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki yeni ihracat pazarlarının orta ve daha düşük teknolojili taleplerini karşılayacak bir üretim modeliyle yol izlemek, orta gelir tuzağına düşmekle eş değerdir. Bunun bizi tatmin etmemesi lazım. Onun için daha büyük hedefler ortaya koymamız gerekiyor. Ekonomimizin yapısını dönüştürerek daha yüksek katma değerli, daha ileri teknolojili ürünlere geçmemiz lazım. Bunun için de markalaşma, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekiyor.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: