Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan ATO Başkanı Aygün, seçim barajının düşürülmesinin ve ittifaklara izin veren tercihli oy sistemine dönülmesinin zamanlama açısından yanlış olduğunu belirterek, bu girişimin seçimi ileri bir tarihe ertelemekten başka bir işe yaramayacağını ileri sürdü.
Türkiye'nin yönetimde istikrar ve temsilde adalet ikilemine sıkıştığını ifade eden Aygün, "Bu iki ilkeyi hayata geçirmek demokrasinin işlerliği için çok önemlidir. Ancak sadece seçim barajının düşürerek, ittifaklara izin vererek, tercihli oy sisteminin getirerek denge sağlamanın mümkün olmadığı ortadadır" dedi.
Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nda değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulayan Aygün, "Bu girişimleri seçimlerden çok önce yapsalardı iyi niyetli bir yaklaşım olarak ayakta alkışlardık. Ancak şimdi olan biteni gördükçe oturduğumuz yerde donup kalıyoruz. Temsilde adalet, baraj kaygısı ortaya çıktığında gündeme getiriliyorsa bundan üzüntü duymamak mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de yüzde 10'luk seçim barajının yönetimde istikrarı sağlamak amacıyla getirildiğini, ancak siyasal ve ekonomik istikrarı sağlayamadığını ifade eden Aygün, bu nedenle seçim barajının yüzde 5'ler seviyesine düşürülebileceğini ancak seçim takviminin sıkışıklığı nedeniyle barajın düşürülmesi ve ittifaklara izin verilerek tercihli oy sistemine geçilmesinin risk içerdiğini vurguladı.
Aygün yaptığı açıklamada, seçimlerin ileri bir tarihe ertelenmesi ya da zamanında yapılamamasının Türkiye'de yeni bir siyasal kaos ve ekonomik çöküntü anlamına geleceğinin altını çizerek, "Barajı düşürme eylemine girişmeden önce Yüksek Seçim Kurulun'dan seçim takviminde herhangi bir değişiklik olmayacağı garantisi alınmalıdır. Bu yönde bir karar alınmadığı takdirde Yüksek Seçim Kurulu Başkanın'dan bunu biz talep edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA