LONDRA (İHA) - İngiltere basınında bugün en çok yer bulan konu emeklilik ödemelerinin geleceği oldu. Giderek yaşlanan bir toplumun karşı karşıya kaldığı karamsar tablo, Guardian'ın manşetine, "Geleceğin İngiltere'si: Daha çok tasarruf, daha uzun yıllar iş" şeklinde yansıdı. Guardian, İngiltere hükümetinin çalışan nüfusa öğüdünün, eğer emeklilik yıllarında rahat bir hayat sürmek istiyorlarsa, tasarruflarını bu yönde artırmaları olduğununa değindi.
Hükümetin ileride emeklilik yaşının daha ileri çekilmesini kaçınılmaz gördüğüne işaret eden Guardian, erken emekliliğe karşı caydırıcı önlemler üzerinde düşünen hükümetin 70 yaşına kadar çalışılmasını olası gördüğünü de vurguluyor.
Diğer taraftan Times, bu önerilerin nüfusun en yoksul ve ortalama ömrü en kısa olan kesiminin işine gelmeyeceğini hatırlattı. Independent gazetesi ise İngiltere'yi bekleyen kara geleceğe bir nebze umut aşıladı.
Independent'taki yorum yazısında, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında İngiltere'nin durumunun o kadar da kötü olmadığı görüşü savunuldu. Gazete, İngiltere'de halihazırda 65 yaşın üzerindeki her kişiye, çalışan nüfustan 3.2 kişi denk düştüğünü, bu oranın 50 yıl sonra 1.7'ye gerileyeceğini belirtirken,"İtalya ve İspanya'da bu oran 0.8'e kadar inebilir" diye yazdı.
"İNGİLTERE ASKERLERİ YAKINDA KÖRFEZ'DE" Daily Telegraph, Irak krizini öne çıkararak, "Askerlerin Körfez'e yollanmasına haftalar kaldı" manşeti altında, savunma bakanlığından kaynaklara dayandırdığı haberinde 20 bini aşkın İngiliz askeri ile tank birliklerinin Orta Doğu'ya gönderilmeye başlanacağını duyurdu.
Guardian'da yer alan bir haberde de, Londra'da Iraklı muhalifleri biraraya getiren ve Saddam Hüseyin sonrası bir Irak'ın olası yönetim yapısının tartışıldığı konferansın sonucunu "Gemiyi inşa ettiler ama görünürde Nuh Peygamber yok" şeklinde değerlendirdi.
Guardian, birbirine rakip Saddam muhaliflerinin oluşturduğu 65 üyeli liderlik komitenin çok başlı bir görünüm sergilemesi sonucu uygulamada bir etkinliği olup olmayacağı konusunda şüphelerin ortaya çıktığını yazdı.
"IRAKLI MUHALİFLER ÇOĞULCU DEMOKRASİ SAĞLAYAMAZ" Alman basınında ise Londra'daki konferanstan fazla umutlu olmadıkları yönünde haberler yayımladı.
Frankfurter Allgemeine Zeitung, birçok sorunun yanıtsız kaldığına işaret etti. Gazete, "Olası bir Irak savaşından sonra yeni yönetimin çoğulcu bir demokrasi ve insan hakları ilkeleri üzerinde kurulmasında anlaşmaya varılsa dahi, Washington'un böyle bir savaş ertesinde Iraklı liderleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasının nasıl önüne geçileceği yanıtlanmadı" diye yazdı.
Die Welt gazetesi de, Iraklı muhalif grupların halen bölünmüş bir tablo sergiledikleri vurguladı. Gazete, "Saddam Hüseyin karşıtı grupların Irak'ı bir bütün olarak düşünüp çıkarlarını ona göre belirlemekte zorlandıklarını" yazdı ve bunun kısa sürede değişeceğine de ihtimal vermediklerini ekledi.
ALMANYA GÜCÜNÜ KAYBETTİ Paris merkezli International Herald Tribune gazetesi ise Kopenhag Zirvesi'nde de görüldüğü üzere Fransa ve Almanya'nın bir kez daha Avrupa Birliği'ni yönlendiren bir ikili motor olarak karşımıza çıktığını yazdı.
Gazete, Almanya'nın Irak tartışmasında takındığı 'Ben yokum' tavrının, Schröder hükümetinin hem Washington'da hem de Orta Doğu'da ağırlığını yitirmesine malolduğunu iddia etti. Bunun sonucunda artık güçlü olan tarafın Almanya olmadığını vurgulayan gazete, ekonomik güçten yoksun bir Almanya'nın elinde para olmayınca, Avrupa Birliği'nin birgün Berlin'den yönetileceği beklentisinin de uçup gittiğine değindi.
KİMLİK KARTI TEKLİFİ KRİZ YARATTI Hollanda'da baş gösteren 'kimlik kartı krizi', Fransız basınında tartışıldı. Le Monde, Hollanda'da adalet bakanlığının ulusal kimlik kartı önerisinin ülkeyi ayağa kaldırdığını yazdı. Gazete, birçok Avrupa ülkesinde bu teklifin böyle şaşkınlık yaratmayacağına işaret ederek, Hollandalılar'ın kimlik kartı taşıma olasılığını akıl almaz bulduklarını kaydetti.
Kimlik kartı taşımayanlara 60 gün hapis ve 2 bin Euro'nun üzerinde ceza öngörülmesinin projeye karşı muhalefeti iyice körüklediğine de değinen gazete, anlaşıldığı kadarıyla Hollanda polisi haricinde öneriye kimseden destek gelmediğini yazdı.
ETA SALDIRISININ YANKILARI
İspanyol gazetelerinin manşetlerine, dün bir güvenlik görevlisinin ölümüyle sonuçlanan Madrid yakınlarındaki silahlı Eta saldırısı taşındı. El Pais gazetesi, "Katil Eta" başlığı altındaki yazıda, bu son olaya verilecek en iyi siyasi yanıtın, "Bütün İspanyol vatandaşlarını ve demokratik partileri bir bütün halinde Eta'yı İspanyol toplumundan dışlamak gerektiği fikri etrafında toplamak olduğunu" olduğunu savundu.
"İNGİLTERE FÜZE HEDEFİ OLACAK" İngiltere gazetelerinde olduğu kadar bugün İsviçre basınından Le Temps'da da, Amerika Birleşik Devletleri'nin, yeni füze savunma sistemi projesine giden yolda İngiltere'de bir radar istasyonunun kullanımı için resmen başvuruda bulunması tartışıldı.
Le Temps, Başkan Bush'un projesinde, savunma konusunda Amerika'nın yerleşik denklemleri değiştirmeye kararlı tutumunun, artık 'caydırıcılık' felsefesini terkedip, stratejisini 'yenilmezlik' olgusu üzerinde kurduğunun bir göstergesi olduğunu iddia etti.
İngiltere'nin Independent gazetesi, 'Ülkemizin bu projedeki rolünün parlamentoda derhal enine boyuna tartışılması gerekir' diye yazdı.
Independent, "Amerika'yla bu işbirliğinin bize maliyeti ne olacak ve söz verdikleri gibi füze kalkanını Amerika'nın yanısıra İngiltere'yi de kapsayacak şekilde ne zaman oluşturacaklar, bunları bilmemiz gerekir" görüşüne yer verdi.
Gazete, İngiltere'nin bu garantiler olmadan radar istasyonlarını kullanıma açarsa, yeterli korunmadan yoksun bir halde kendini olası füze saldırıları için bir hedef konumuna düşüreceğini de vurguladı.