Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - Günler süren tartışmaların ardından Amerika Birleşik Devletleri, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerine Irak konusundaki karar tasarısını sunmasının ardından bu konu Avrupa gazetelerinin manşetlerinde yer aldı.

İngiliz Daily Telegraph gazetesi haberinde "ABD taleplerini hafifletti" dedi. Gazete, "Diplomatlara göre Amerika 5 daimi üyenin denetim heyetlerine kendi belirledikleri isimleri atamalarını ve bu kişilerden raporlar alabilmelerini sağlayan geniş yetkiler tanınması telebinden vazgeçti. Washington denetçilere silahlı muhafızların eşlik etmesi talebinden de geri adım atmış görünüyor. Hazırlanan ilk tasarıdaki pek çok talebe başarılı bir biçimde direnen Fransa ise metnin hala tatmin edici olmaktan uzak olduğunu düşünüyor" diye yazdı.

Reklam
Reklam

Daily Telegraph'ın yorum sayfasında "Irak'a bir Mac Arthur" başlığı göze çarpıyor. Gazete Saddam Hüseyin'in devrilmesi halinde 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Japonya'yı yöneten General Mac Arthur gibi bir ismin Irak'ın başına getirilmesi ihtimalini değerlendiriyor:

"Bu yolda BM'nin onayının alınması fayda sağlayabilirdi ama bu mümkün olmayabilir. Her ikisi de Güvenlik Konseyi üyesi olan Suriye ve Fransa'nın tepkilerini bir düşünün: Baas yanlılarıyla uzun bir geçmişi olan Fransa, rejim devrilirse demokratik bir Irak'ta sözleşmeler yapma umudu kalmayacağını biliyor. Baas Partisi'nce yönetilen Suriye'nin Amerika'nın Irak'ı yeniden şekillendrmesini istemek için çok daha az nedeni olacaktır. Öte yandan ülkenin başına getirilecek ismin mutlaka Baas ideolojisinin Irak'ı nasıl felakete sürüklediğinin hem yurt içi hem de dışında anlaşılmasını sağlaması gerek. Ayrıca Irak istihbarat servisinin dosyalarını yayınlayarak Saddam'ı kimlerin dışarıdan desteklediğini de ortaya koyması şart."

"CHIRAC, TOPU SADDAM'A ATTI" Fransız Liberation gazetesi ise Cumhurbaşkanı Chirac'ın iki aşamalı karar tasarısı önerisini inceliyor. "Fransa'nın BM silah denetçilerinin yetkilerini artıran ve bunun ihlali halinde güç kullanımı yetkisi veren ikinci bir kararla izlenecek bir tasarıya karşı veto hakkını kullanacağını düşündürecek bir gösterge yok" diyen gazeteye göre Chirac aslında topu Saddam Hüseyin'in sahasına attı.

Reklam
Reklam

Rus İzvestiya gazetesi ise Washington'un hem Irak'ı hem de nükleer silah programı yürüttüğünü itiraf eden Kuzey Kore'yi "şer ekseni" içinde görmesine rağmen iki ülkeye yönelik tutumlarının çok farklı olduğuna dikkat çekiyor: "Bush yönetiminin Irak konusunda kuıllandığı sert söylemin aksine Powell'ın Kuzey Kore konusundaki açıklamaları son derece yumuşaktı" diyen gazete şöyle devam ediyor:
"Saddam Hüseyin, ABD'ye şu an nükleer tehdit oluşturmuyor ama Pyongyang'ın elinde şimdiden Alaska'yı vurabilecek balistik füzeler var."

"İNTİHAR SALDIRILARI GERİ DÖNDÜ" İngiliz gazetelerinin çoğunun ilk sayfalarında İsrail'de düzenlenen intihar saldırısının ardından alevler içinde kalan otobüsün fotoğrafları var. Times, konuyla ilgili olarak yayımladığı haberde "intihar saldırıları geri döndü" başlığını kullanıyor.

Guardian otobüse patlayıcı yüklü araçla yaklaşma tekniğinin son bir kaç intihar saldısırının başarısız olması ardından geldiğine dikkat çekiyor. Gazetenin iç sayfalarında ise İsrail'in ekonomik yavaşlamayı önlemek için ABD'den 10 milyar dolar istediği yolunda bir haber göze çarpıyor:
"İsrail zaten ABD'den en fazla dış yardım alan ülke. Yıllık 2 milyar 100 milyonluk bu tutarın büyük bölümü Amerika'dan askeri teçhizat alımında kullanılıyor. İsrail şimdi Washington'dan 10 milyar dolar istemeye hazırlanıyor. İntifada nedeniyle ülke son 25 yılın en büyük ekonomik yavaşlamasını yaşıyor. Dış yatırım ve turizm sektörleri çöktü. Şekel değer kaybetti. İşsizlik yüzde 10'a çıktı... İbrani Üniversitesi'nden Profesör Efraim Kleiman Başbakan Şaron'un Washington'un Irak konusunda İsrail'in oynayacağı rol konusunda kaygılarından yararlanmaya çalıştığını düşünüyor. İsrailli yetkililere göre ise Amerikalılar bu öneriye sıcak yaklaştı. Ancak bunun karşılığında Amerika'nın yeni tavizler isteyecebileceğini de kabul ediyorlar."

Reklam
Reklam

İngiltere bir yandan da itfaiyecilerin grev sürecine girmesini konuşuyor. Times, "Ulusal bir afet halinde grev yapan itfaiyecilerin göreve dönmesini sağlamak için yapılan görüşmeler başarısız oldu" diyor. Gazetenin yorum sayfasında itfaiyecilerin yüzde kırklık zam talebin çok yüksek olduğunu yazan Libby Purves, buna rağmen Blair ve hükümet yetkililerinin kendi maaşlarına bu oranda zam yapmakta bir sakınca görmediğine dikkat çekiyor. Guardian, ulaşım ve eğitim gibi diğer kamu sektörlerindeki çalışanların da güvenlikleri olmadığını gerekçe göstererek iş bırakabileceğini öne çıkarıyor.

"PRODI, İSKAMBİLDEN KALEYİ YIKTI" İngiliz gazetelerinin hemen hepsinde yer alan bir diğer konu Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin Birliğin mali siyasetini "aptalca" diye niteleyerek başlattığı tartşma. Guardian'ın "Prodi iskambilden kaleyi yıktı" başlığıyla verdiği haberde, "Fransız Le Monde gazetesine verdiği mülakatta Brüksel'in mali kurallarını aptalca diye niteleyen Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, sözlerini açıklamak üzere Avrupa Parlamentosu önüne çıkarken silahlarını kuşandı. Geri adım atmaya hiç niyetli değildi. "Euro'yu kullanan 12 ülkenin enflasyona yol açacak şekilde borçlanmasını engellemek için hazırlanan Pakt'ın dogmatik ve katı biçimde uygulanmaması gerekir. Ben buna aptalca dedim ve hala da böyle düşünüyorum' diye konuştu" denildi.

Reklam
Reklam

Tartışmaya tam sayfa ayıran Times "Prodi'nin Gafı hayati değişimi başlatabilir" diyor. Times Prodi'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki Sosyalist, Yeşil ve Liberal milletvekillerinden destek aldığını da yazıyor. Gazete Prodi'ye yönelik eleştirilere değinirken Prodi'nin sözlerine değil soruna eğilinmesi gerektiğini söylüyor ve, "Elçiye zeval olmaz" demeye getiriyor. Gazete başyazısında bu sorunu Prodi'nin çözemeyeceğini, bunun siyasi bir karar olduğunu ve hükümetlerce ele alınması gerektiğini belirtiyor.

"ÇİN, AMERİKA'YI MEMNUN ETMEYE ÇALIŞIYOR" Financial Times ise, yorum ve analiz sayfasının tamamını Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin'in bugün başlayan Amerika ziyaretine ayırıyor ve, "Zemin Crawford'da: Çin Amerika'yı memnun etmeye çalışırken Washington karşılık vermekte neden isteksiz" başlığını kullanıyor: "Beyaz Saray yönetiminin pek çok amacı var... Pekin'in terörle mücadelede bir müttefik, Kuzey Kore'nin silahsızlandırılmasında diplomatik bir ortak, Irak karşısında ise sessiz bir izleyici olması isteniyor" diyor.
Gazeteye göre Çin'in başlıca talebi ise Tayvan'a silah satışlarının azaltılması olacak. Gazete ziyaretin Çin devlet başkanını "dünyayla ikili ilişkilerini geliştiren bir başkan" olarak taçlandıracağını da kaydediyor.

Reklam
Reklam

"BEŞİR'İN YAKALANMASI SALDIRILARI TETİKLEYEBİLİR" Bali'de geçen hafta düzenlenen saldırı İngiliz basınının gündeminden hala düşmedi. Financial Times'ta İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın vatandaşlarını saldırılarla bağlantısı olduğu iddia edilen Müslüman din adamı Ebubekir Beşir'in yakalanmasının misilleme saldırılarını tetikleyebileceği uyarısında bulunduğu kaydediliyor.
Guardian ise Ebu Bekir Beşir'in kurduğu islami eğitim veren okulları mercek altına alıyor:
"Solo kentindeki El Mümin yatılı Kuran okulunun girişinde yer alan bir tabela hayal gücünüze fazla iş bırakmıyor. Tabelanın solunda son derece ince işlemelerle bezenmiş bir cami var, yanında da Endonezya dilinde bir slogan: 'Buraya öğrenmek için giriyor, savaşmak için çıkıyoruz' Güney Asya'da İslami terörün merkezine hoş geldiniz! Ya da en azından Avustralya, Amerika, Singapur, Malezya ve Filipinler hükümetleri böyle düşünüyor ve dünyayı da buna inandırmaya çalışıyor... Ebubekir Beşir, El Mümin'in terör eğitimi veren bir okul olduğunu reddediyor. Okulun müdürü de aynı görüşte. Okulda yürütülen yegane faaliyetin eğitim ve ibadet olduğunu söylüyor."

Reklam
Reklam

"WASHINTGON'DA SİNİRLER BOŞALMA NOKTASINDA"
Daily Telegraph "Washington'da sinirler boşalma noktasında" diyor ve yaşananları şu sözlerle tasvir ediyor:
"3 milyon kişi için yaşam bir dizi tuhaf önlemden ibaret. Tabii herkes FBI ve polisin, 'Deponuza benzin doldururken yere diz çökün para ödemek için vezneye giderken zigzaglar çizerek koşun' gibi uyarılarını dikkate almıyor. Ama hayat normal olmaktan uzak... 300'den fazla takımın katılacağı okullar arası bir turnuva iptal edildi. Oyun alanları bomboş.. Öğretmenler çocuklara son derece güvende olduklarını anlatmaya çalışıyor ama bir yandan da camları kağıtla kaplıyor ve öğrencilere dışarı bakmamalarını söylüyorlar. Son üç haftada Amerikalılar yeni bir şey daha öğrendi: Orta sınıf Amerikan düşünü yaşıyor olmak öldürülmek için yeterli bir neden. "
Alman gazetelerinde ise hafta sonu Karadağ'da yapılan seçimin sonuçları geniş yer alıyor. Frankfurter Rundschau küresel terörle mücadelenin dikkatin Balkanlar'dan çevrilmesine yol açtığını düşünüyor: "Bölgenin uzun vadede ilgiye özellkile de Avrupalıların ilgisine ihtiyacı var. Bu sonbahar Makedonya Bosna ve Sırbistan'da yapılan seçimler de bu ülkelerdeki istikrarın ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterdi... "
Bir diğer Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung ise Karadağ'ın bağımsızlık yolunda yürüyeceğini sanmıyor:
"Devlet Başkanı Cukanoviç'in kazandığı güç Karadağ ve Sırbistan arasında yeni kurulan devlet yapısı konusundaki çalışmaların tamamlanmasını önlemeyecek. Çünkü her şey bir yana Cukanoviç'in hala uluslararı desteğe ve mali yardıma ihtiyacı var."

Reklam
Reklam