Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - Avrupa gazetelerinde bugün yayımlanan haber ve yorumlarda, İngiltere ve Fransa arasında Avrupa Birliği'nden alınan teşvikler konusunda ortaya çıkan görüş ayrılığı, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak konusundaki girişimleri, Almanya'da yargılanmaya başlanan El Kaide zanlısı, Washington yakınlarında yaşanan ve bir türlü önü alınamayan silahlı saldırılar ağırlıklı olarak ele alındı.

ABD'DEKİ SON SALDIRILAR
İngiliz Guardian gazetesinin Washington yakınlarındaki silahlı saldırılarla ilgili haberinin yanı başındaki bir karikatürde, ormandaki iki geyiğin sohbeti göze çarpıyor. Geyiklerden biri diğerine "Ortam çok sessiz değil mi?" diyor. Aldığı yanıt ise: "Evet, çünkü herkes sokaklarda birbirini avlamakla meşgul". Guardian, okulları tatil edilen 150 bin çocuğun evlerine kapandığını hatırlatıyor. Gazete, 60'lı yıllarda 37 kişiyi öldüren benzer bir katilin polise 21 mektup bırakmasına rağmen asla yakalanamadığını belirterek, polisin bu davayı çözmek için şansa ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor.

Reklam
Reklam

Guardian, bir yandan da Amerikan medya kuruluşlarının olaya yaklaşımını eleştiriyor: "Dün sabah CNN sunucusunun masası üzerinde insan gövdesinin normal boyutlardaki bir modeli vardı. Böylece kanalın doktoru keskin nişancının kurbanına yapılan ameliyatın ayrıntılarını izleyicilere daha iyi açıklayabildi. Kablolu sistemde yayın yapan CNN, Fox News ve MSNBC gibi kanallar neredeyse tüm yayınlarını bu konuya ayırıyor. Herhalde bölgedeki tüm adli tıp uzmanları, psikologlar, emekli dedektifler, balistik uzmanları, hatta lise öğrencileri bile konu hakkında yorum yapıyor. National Enquirer ise meseleyi Beyaz Saray'a kadar götürüp, keskin nişancının bu insanları vurarak Başkan Bush'a yönelik bir saldırı için ısınma turları yaptığını öne sürdü".

BUSH'UN AÇIKLAMASI Avrupa gazeteleri, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar tasarısı hakkındaki tartışmaları izlemeye devam ederken, Times'ın dış haberler editörü Bronwen Maddox, George Bush'un, "Irak'ın BM kararlarına uymasının rejim değişikliği anlamına gelebileceği" açıklamasını mercek altına alıyor.
Maddox, "Bush'un ağız değiştirmesi, siyasetini değiştirdiği anlamına gelmiyor. Başkan Bush 'rejim değişikliği'nin anlamını ansızın değiştirmeye çalışarak Birleşmiş Milletler'de benzerine sık rastlanmayan bir komedi yarattı. Oysa Bush yönetiminin iktidarının ilk haftalarından bu yana hiç vazgeçmediği bu ifadenin anlamı, hem Irak, hem de ABD'nin endişeli müttefikleri için son derece açıktı. Beyaz Saray yönetiminin kendisini çok sevdiği bu ifadeden mahrum bırakması, niyetlerinin değiştiği anlamına gelmiyor. Bu sadece BM Güvenlik Konseyi'nden mümkün olan en sert kararı çıkarma yolunda atılmış hesaplı bir adım" diyor.

Reklam
Reklam

İSRAİL-FİLİSTİN İHTİLAFI
ABD'nin Ortadoğu temsilcisi, İsrail'de temaslarına başlarken Daily Telegraph'ta yer alan bir haber "Kan davası Filistinlileri iç savaşa sürüklüyor" diyor. Gazze'deki Nuseyrat kampından geçtiği haberde Alan Phillips, Hamas yanlıları ile Filistin güvenlik güçleri arasında yaşanan ve son olarak 6 Hamas üyesinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların gitgide bir kan davasına dönüştüğünü belirtiyor. Phillips, Gazze'deki güvenlik güçlerinin uzun süre başkanlığını yapan Muhammed Dahlan ağzından şunları aktarıyor: "Bu bizim için ölüm kalım meselesi. Uzlaşma mümkün değil. Bu Filistin yönetimi için bir sınav. Hamas ya da en azından bazı Hamas üyeleri Filistin Yönetimi'nin varolmadığını göstermeye çalışıyorlar. Fitne- ya da iç savaş sözleri herkesin ağzında. İsrailli sertlik yanlıları ise bu iç heasaplaşmadan hiç de üzüntü duymayacak. Başbakan Ariel Şaron asla sağlam bir Filistin devleti kurulmasını istemedi ve asayişin çökmesi bu savlarını pekiştirecektir."
İngiltere'de itfaiyecilerin adım adım greve yaklaşması ilk sayfalardaki yerini koruyor. Independent, "İtfaiyecilerin yüzde 40 zam talebi kabul edilirse başka kimin aynı talepte bulunma hakkı ortaya çıkar?" sorusuna yanıt arıyor. Gazete, iktidardaki İşçi Partisi'nin sendikalardan gelir sağladığını hatırlatarak bu durumun Başbakan Blair'i zor durumda bıraktığını söylüyor. Times da grevin ülkeye günde 200 milyon sterline mal olacağı yolunda bir araştırmaya yer veriyor.
İngiltere ve Fransa arasında ortak tarım siyaseti konusunda ortaya çıkan anlaşmazlık da tüm İngiliz gazetelerinin ilk sayfasında yeraldı. Independent gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın, İngiltere'den her yıl Brüksel'den aldığı 2 milyar dolarlık ödemeden vazgeçmesini isteyerek "ateşli bir tartışma" başlattığını söylüyor. İngiltere'ye söz konusu ödeme 1984'ten bu yana AB'nin Ortak Tarım Politikası çerçevesinde aldığı ödemelerin nispeten düşük olduğu gerekçesiyle yapılıyor. Financial Times da konuyu ilk sayfasına şu ifadelerle taşıyor: "İngiltere'nin Avrupa Birliği'ni kapsamlı bir tarım reformu yapmaya ikna etme çabaları, Fransa bu yoldaki tavizleri İngiltere'nin aldığı ödemeye bağlayınca büyük bir darbe aldı. Fransız Cumhurbaşkanı Chirac, tarım reformu fikrini Fransa'ya ancak İngiltere de taviz verirse kabul ettirebileceğini söylüyor. Downing Street ise Chirac'ın bu tutardan vazgeçilmesi çağrısını kesin biçimde reddetti. Hükümet sözcüsü bunun 'müzakere edilemez' bir konu olduğunu belirtti." Daily Telegraph, tartışmayı İngiltere ve Fransa arasındaki ilişkilerin gitgide bozulduğunun son göstergesi olarak niteliyor. Fransız Le Figaro gazetesi, Chirac'ın bu öneriyle "İngitere'nin gazabı"na hedef olduğunu yazıyor.

Reklam
Reklam

FRANSA'NIN MÜSLÜMANLARI TEMSİL EDEN BİRİM KURMA ÇABALARI Fransız gazetelerinden Le Monde, İçişleri Bakanı Nicolas Sorkozy'nin Müslümanları temsil edecek bir birim oluşturma çabalarını irdeliyor: "Böyle bir kurum oluşturmak İslamı; İslamcılık, köktendincilik, aşırılık, terörizm ve totaliteryenlikle eş tutma çabalarına verilmiş bir yanıt olacaktır. Müslümanları temsil edecek bir idareye büyük bir ihtiyaç var." Ancak gazete, ülkedeki Müslümanların farklı yapılardan geldiğini belirterek bu konudaki yetkilerin daha çok Cezayirlilere yakın görülen Paris Camii'ne verilmesini eleştiriyor.

Öte yandan, Fransız gazetelerinde işlenen bir diğer konu da göçmen, dilenci ve fahişelere karşı daha sert önlemler alınmasını öngören yeni iç güvenlik yasası tasarısı. Liberation, muhalefetin hükümeti yoksullara savaş açmakla suçladığını yazıyor: "İçişleri Bakanı'nın gözünü diktiği sadece yoksullar ya da suç işleyenler değil, sokaklarda gezen ve sıradan olarak nitelenemeyecek herkes. Yasa sorulara yanıt bulmuyor; amacı gerçek sorunları kökenlerine inerek çözmek değil. Sadece bunları göz önünden kaldırmak istiyor."

Reklam
Reklam

İspanyol El Pais gazetesi de Chirac'ın başarılı seçim kampanyasının başlıca unsurlarından biri olarak gösterdiği asayiş yasasının, mücadele etmeyi öngördüğü davranışların nedenlerine inmekten kaçındığını belirtiyor: "Fransız hükümetinin toplumun bir arada yaşam kalitesini yükseltme hakkı ve görevi, hukuk sistemini çok uzaklarda bırakılan bir döneme döndürmek gibi bir bedelle hayata geçirilmemeli. Fransa'nın gıpta ile bakılan bir hoşgörü geleneği var ve bu, gündemdeki baskıcı unsurlarla bağdaşmıyor."