Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - Avrupa basınında, Dünya Ticaret Örgütü'nün Cenevre'de 5 gün süren müzakerelerde vardığı anlaşma öne çıkıyor.

Küresel ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasını amaçlayan anlaşma, gelişmiş ülkelerin, çiftçilere sağladığı destekte indirime gitmesini, bunun karşılığında kalkınmakta olan ülkelerin de pazarlarını Batı'nın sanayi mamüllerine açmasını öngörüyor.

Almanya'dan Die Tageszeitung, varılan uzlaşmanın muğlak olduğunu düşünenlerden. Anlaşmadan sanayileşmiş ükelerin daha çok karlı çıkacağını söyleyen gazete, şöyle devam ediyor:

Reklam
Reklam

"Fakir ülkeler şantaj, mesela gıda yardımının kesilmesi karşısında savunmasız. Bu nedenle, pazarlarını Batı'nın sanayi ürünlerine açmayı kabul etmek zorunda kaldılar. Karşılığında ise, bağlayıcılığı olmayan, takvime bağlanmamış sözler aldılar"

Avusturya'dan Die Presse gazetesi ise, iyimser. "12 yıl aradan sonra ilk kez, küresel ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için bir uzlaşı doğdu. Böylece tüm taraflar daha fazla kazanacak" diyen gazete, hükümetlerinden aldıkları desteğin bir kısmından mahrum kalacak Avrupalı çiftçilere, "Tarım sektörü saneyileşmiş ülkeler için önemini giderek yitiriyor. Acı olsa da gerçek bu" uyarısında bulunuyor. Gazete, "Ancak Avrupalı çiftçiler, kendilerini ihanete uğramış hissetmemeli. Zira Dünya Ticaret Örgütü'nün vardığı uzlaşı, Avrupa Birliği'nin tarım reformlarıyla da uyumlu" dedi.

Konu, İngiliz gazetelerinde de geniş yer buldu. Financial Times'ın haberinde, sanayileşmiş ülkelerin çiftçilerine sağladıkları desteği azaltmalarının belli bir takvime bağlanmadığı hatırlatılıyor.

Reklam
Reklam

Anlaşmanın diğer unsurlarının da muğlak bırakıldığını, bunların hayata geçebilmesi için yıllar süren müzakereler gerekeceğini vurgulayan gazete; başyazısında ise, yine de önemli bir adım atıldığını şu sözlerle ifade ediyor:

"Küresel ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için uzun süredir verilen mücadelede, mütevazı ancak önemli bir adım"
"Böylece, hem Dünya Ticaret Örgütü'nün uluslararası platformdaki saygınlığı teyit edilmiş oldu, hem de küresel ekonominin belli kurallara dayandırılması kabul gördü"
"Bu kuralları hayata geçirmek tabii ki uzun ve sancılı olacak. Ancak en azından hükümetler bu kurallara duyulan ihtiyacı kavramış oldu"
İndependent ise, sözü uzmanlara bırakmış. Gıda hakları konusunda çalışan bir sivil toplum kuruluşundan Aftab Alam Khan, Dünya Ticaret Örgütü'nün asıl önemli soruna çözüm bulamadığı inancında ve aşağıdaki ifadelere yer veriyor:

"Afrikalı çiftçiler, dünyanın en iyi pamuğunu üretiyor. Amerika'da 1 kilo pamuk için harcanan paraya, onlar 3 kilo pamuk üretiyor"
"Ancak Amerika Birleşik Devletleri, 30 bin pamuk üreticisine verdiği destek ile hem fiyatları manüple ediyor hem de Batı Afrika ülkelerine zarar veriyor"
"Bu anlaşma asıl soruna, pamuk üreticisine yönelik tüm desteklerin kaldırılmasına çare bulmuyor"
Guardian da tartışmaya, "Göreve gelir gelmez çiftçilere yönelik desteği artıran Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush'un bu anlaşmayı hayata geçirmesi pek olası değil" diyerek katılıyor.

Reklam
Reklam

Gazetenin Demokrat Parti'nin başkan adayı John Kerry'nin demeçlerinden çıkardığı sonuç ise, bu konuda onun da Bush'tan pek farklı davranmayacağı.
Times gazetesi, Bush'un bu ay yeni bir atak başlatacağını yazarak, "Bush, seçim kampanyasında Ağustos ayını, Kerry'nin Senatör olarak görev yaptığı süre içindeki performansına yüklenmeye ayırdı. Amaç, dikkatleri Kerry'nin Vietnam'da savaşmış olmasından uzaklaştırmak. Newsweek dergisinin anketi, Kerry'nin, geçen haftaki Demokrat Parti kongresindeki performansıyla, Bush'un 4 puan önüne geçtiğini gösteriyor. Başkanlık seçimleri kampanyasında, Ağustos ayı genelde sakin geçer. Ancak bu sene, birçok Amerikalı yurtdışında tatilde ya da Atina'daki olimpiyat oyunlarına odaklanmış olmasına rağmen, iki aday da hız kesmemeye kararlı"
"Blair'in kazanması için Bush'un kaybetmesi lazım" diyen ve Daily Telegraph'ta yazan Rachel Sylvester, Amerika'daki başkanlık yarışına, İngiltere Başbakanı'nın siyasi geleceği penceresinden bakıyor. Bu seçimin, İngiliz siyaseti açısından hiç olmadığı kadar önemli ve etkili olacağını söyleyen yazar, şöyle devam ediyor:
"Normalde İngiltere İşçi Partisi'nin, Amerika'daki seçimleri Demokratların kazanmasını istemesi beklenir. Ancak Irak savaşı, işleri biraz karıştırdı. Bazı İşçi Partililer, Bush'un kaybetmesi durumunda, Blair'in de yeniden seçilme şansının zayıflayacağını düşünüyor. Ancak bunun tersini düşünenler daha çok, 'Tony, İngiliz halkının Bush'tan ne kadar nefret ettiğinin farkında değil. Bunu Amerikan aleyhtarlığı gibi görüyor' diyorlar. Bu isimlere göre, eğer Kerry başkan olursa; Tony Blair, İngiliz seçmenini transatlantik ittfikanın önemine daha kolay ikna eder"

Reklam
Reklam

İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başını ağrıtması beklenen dış istihbarat örgütü MI6'in yeni başkanı John Scarlett, yeni görevine bugün başlıyor. Ancak Times, Scarlett'in bir fırtınanın içine adım attığını belirtiyor.

Gazete, bir önceki görevi olan Ortak İstihbarat Komisyonu Başkanlığı sırasında, hükümetin Irak savaşına gerekçe gösterdiği kitle imha silahları dosyası nedeniyle birçok suçlamanın odağında yer alan John Scarlett ile ilgili yeni iddialara yer verdi. Times, şu ifadeleri kullandı:
"Scarlett'in yeni görevindeki ilk işi, kendini savunmak olacak. Zira yine, Tony Blair'e yardımcı olmak adına istihabaratı çarpıtmak ile suçlanıyor"
"Bu kez Saddam Hüseyin'in silah programını araştırmak ile görevli olan Irak Araştırma Grubu'nun raporuna müdahale etmekle suçlanıyor"
Scarlett'i yakından tanıyan eski bir istihbarat yetkilisi şöyle diyor:

"John, istihbarat servisine 30 yıl boyunca büyük hizmetler vermisd inancında ve aşağıdaki ifadelere yer veriyor:ştir ve MI6'e büyük önem verir. Bu nedenle meslektaşlarını ve servisin imajını düşünerek derhal istifa etmesi ve MI6'in üzerinden bu gölgeyi kaldırması gerekir"

Reklam
Reklam