Avrupa basınında konu Irak

Avrupa basınında, Irak sorununun yanı sıra Avrupa'daki seçimler ve buralardaki muhafazakarların yabancı ve göçmen karşıtı söylemleri yer aldı.

Guardian gazetesi "Irakla savaş: hava değişiyor" manşetini attı. Gazete bu manşeti, İngiltere'de gerçekleştirdiği son kamuoyu yoklamasında, İngiliz halkı arasında Irak'a yönelik bir operasyona karşı çıkanların oranının azalmasına ilişkin haberi için kullandı.

"Yeni kamuoyu yoklaması, krize muhalefetin hızla ortadan kalktığını gösteriyor" diyen Guardian, İngiliz halkının yüzde 40'ının Irak'a operasyona karşı çıkmayı sürdürdüğünü ancak bu oranın 3 hafta önce yüzde 50 olduğunu belirtti. Operasyona karşı çıkanlarla taraftar olanlar arasındaki farkın da giderek azaldığına vurgu yapan Guardian, "Emin değilim" yanıtını verenlerin ise yüzde 24'e yükseldiğini bunun ise, en azından İngiliz halkının, operasyona muhalefet konusunda artık kararsız olduğuna işaret ettiğini belirtti. Guardian, gelecek günlerde Birleşmiş Milletler'in de devreye girme olasılığının, Irak'a yönelik operasyona karşı çıkanların oranını azaltabileceğine de dikkat çekti.

Reklam
Reklam

İNGİLTERE'DE YAŞAYAN IRAKLI YAZARIN GÖRÜŞLERİ Öte yandan, Guardian gazetesinin yorum ve analiz sayfalarında, 1976 yılından bu yana İngiltere'de yaşayan Irak kökenli yazar ve ressam Haifa Zangana'nın bir yazısı dikkat çekiyor. "Bombalar Irak'taki kabusu daha da derinleştirecek" başlıkla yazıda Haifa Zangana, "Bu savaş planları beni, bana işkence yapan diktatörün yanında durmaya zorluyor" ifadesini kullandı. Yazısında, İngiltere'ye geldikten sonra demokratik haklarını ilk kez kullanmaya başladığı dönemlere ait anılarını kısaca aktaran Zangana, o dönemde Irak'ın, Batı'nın çıkarlarına uygun davrandığı için bugün gündeme getirilen olayların o dönemde dikkate alınmadığını vurguladı. Yazıda, "1988'deki Halepçe katliamı burada hiç dikkate alınmadı. O dönemde Irak, Batı'nın sevgilisi konumundaydı. Irak, İran'la Batı için, onların çıkarlarını korumak ve petrol için serbest bir pazar yaratılması için savaştı. O dönemde, 'dost' diktatör rejimleri destekleyen ve askeri rejimlerle ilişkilerini geliştiren Thatcher hükümetiydi. 1990'da Irak rejimi Kuveyt'i işgal etti ve Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere Saddam'ın kendileriyle yaptığı kontratı çiğnediğine karar verdiler. 1991 Ocak ayında, Irak halkının üzerine cehennem çöktü" ifadeleri kullanıldı.

Reklam
Reklam

"IRAK'TA DEĞİŞİKLİK İÇERİDE GERÇEKLEŞEBİLİR"
Guardian'daki yazısında Haifa Zangana, "Tony Blair şimdi demokrasi ve Irak halkının yanındayım derken ben neden Irak'taki diktatörlüğün yanında yer alıyorum o zaman" diye sordu ve yanıtını da şöyle verdi:

"2001 yılında yine seçim zamanı ve ben tereddüt etmeme rağmen yine İşçi Partisi için oy kullanıyorum. Şimdi ise Amerika Irak'a yönelik büyük bir saldırı için baskıyı artırıyor ve Blair onu destekleyen birkaç liderden birisi. Oyumu verdiğim kişinin şimdi, binlerce sivilin öldüğü Afganistan'da yaptıkları gibi Irak'ı da 'kurtarma' hazırlığında olduğu doğru olabilir mi? Aynı kişinin, 90'lı yıllarda CIA yardımıyla kurulan ve şimdi de Dışişleri Bakanlığı'nca finanse edilen Irak Ulusal Kongresi'ne bel bağlamış olması doğru olabilir mi? Yaptırımların kaldırılması, savaş tehdidinin kalkması ve bombardımanların durmasına verilen destek Irak halkına verilen destektir. Bu destek, Irak halkına, baskı rejimini değiştirmesi için yardımcı olacaktır. Irak'ta meydana gelecek bir değişiklik, Amerika ya da İngiltere'nin baskısıyla değil, içeriden gerçekleşmelidir."

Reklam
Reklam

LE MONDE GAZETESİ Fransız Le Monde gazetesi ise, 3 Fransız parlamenterin, durum tespitinde bulunmak için Irak'a yaptıkları ziyaretin neden olduğu tartışmayı sayfalarına taşıdı.

Le Monde, üç parlamenterin, iktidardaki sağ gruba bağlı olmalarına rağmen, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, bu konudaki memnuniyetsizliğini vurguladığını belirtti. Fransa başbakanı Jean Pierre Raffarin'in "Ziyareti onaylamıyorum" sözlerini de alıntılayan Le Monde, başbakanın bu geziyi kişisel bir girişim olarak nitelendirdiğini de sayfalarına taşıdı.

Le Monde gazetesi ülkede belirmeye başlayan "öğretmen" açığına da dikkat çekti. Paris merkezli gazete, öğretmenlik mesleğinin, kamu hizmetlerindeki gerilemenin bir örneğini oluşturduğunu belirtti. Şu an görev yapan öğretmenlerin yüzde 40'ının 2010 yılı itibariyle emekli olacağına dikkat çeken Le Monde, ortaokulların bir istihdam sorunuyla karşı karşıya olacağını aktardı.

INDEPENDENT, İSVEÇ'TEKİ GENEL SEÇİMLERİ ELE ALDI "Avrupa bu seçimden doğru sonuçları çıkarmalıdır" diyen Independent, İsveç'teki seçimlerin, bu hafta sonu seçimlerin yapılacağı Almanya'da, Başbakan Gerhard Schröder'e "psikolojik" destek verdiğini vurguladı.

Reklam
Reklam

"Bu seçimin, Avrupa'nın merkez solu için en önemli katkısı, sağa doğru kaymaya başlayan ve engellenemez sanılan eğilimin durduğu şeklindeki psikolojik etkisidir" diyen Independent, "Bu önemli seçimde meydana gelen ve rahatsız edici bir gelişmeye de dikkat çekmeliyiz. Bu seçimde, göçmen karşıtı İsveç Liberal Parti'nin oyları üç katına çıkmış durumda" diye yorumda bulundu.
Almanya'da seçime bir haftadan az bir süre kala, Alman Hristiyan Demokrat Partisi lideri Edmund Stoiber'in de, aynı kartla kampanyasında oynayabileceğine ilişkin işaretler olduğuna da dikkat çeken Independent, "Eğer böyle yaparsa, partisini ülke çıkarlarının önüne koymuş olur. Son yıllarda Avrupa siyasetinin alması gereken ders, ırkçı sağın bastırılmasının, ancak onları cesaretlendirdiği olmalı" dedi.

İSPANYOL GAZETELERİ Birçok İspanya gazetesi, Fransa'nın güneybatısında, ayrılıkçı Bask Örgütü ETA'nın lideri oldukları öne sürülen 2 kişinin yakalanmasına yer verdi.

ABC gazetesi, bu 2 kişininin yakalanmasının, Bask bölgesinde, güçlü bir ETA'nın yeniden harekete geçmesini bekleyen radikallerin önünü keseceğini belirtti.

Reklam
Reklam

Başkent Madrid'de yayınlanan La Razon ise, tutuklamaları ETA'nin lider kadrosuna vurulmuş bir darbe şeklinde nitelendirerek, "Bu ülkenin iyi vatandaşları, polisin etkinliğinin, ETA'ya karşı yürütülen savaşta temel ve kesin bir silah olduğunu görerek rahatlamalılar" dedi.

Anahtar Kelimeler: