Avrupa Bilim Ve Eğlence Günü Açılışı

İZMİR (A.A) - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Bütün öğreticilerimiz, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni çıkaran bu mücadeleyi ve Atatürk'ü mutlaka ilk dersin konusu yapmalıdır" dedi.

Bakan Günay, Dokuz Eylül Üniversitesi'nce (DEÜ) organize edilen "Avrupa Bilim ve Eğlence Günü" açılış töreninde yaptığı konuşmada, DEÜ'nün Avrupa'da birçok şehirde kutlanan bir günü Türkiye'ye taşınmasının tebrik edilmeye değer bir gelişme olduğunu söyledi.

Yeni akademik yılın başlangıcında, bilimle sanatı, bilimle sporu buluşturmanın, insanlığın ulaştığı yeni aşamalar arasında bulunduğunu ifade eden Günay, "Biz de bu gelişmeye ayak uydurmaya, bilimi sadece okullara, sıralara, laboratuvarlara, ders araçlarına hapsetmeden, yaşamın her alanına yaymaya, bilimin ışığıyla aydınlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

AB'nin, "hayatın her alanına bilimin ışığını götürme" amacına hizmet eden çalışmalar yürüttüğüne işaret eden Günay, şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran sevgili Mustafa Kemal Atatürk, bunu çok zaman önce 'Hayatta gerçek yol gösterici bilimdir' diyerek işaret etmiş durumdadır. Bu da Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar doğru bir temel, ne kadar aydınlık bir düşünce üzerinde kurulduğunu gösteriyor. Biraz önce saygı duruşunda bulunduk. O sadece simgesel duruş değil, bir tarihin yeniden hatırlanmasıdır. Bütün öğreticilerimiz, Kurtuluş Savaşı tarihimizi, 1918-1922 arasında yaşadığımız sıkıntıları, harap ve bitap düşmüş bir vatandan İzmir'in, İstanbul'un, Antalya'nın işgal altında olduğu, Ankara'nın yakınlarında top seslerinin duyulduğu bir vatandan, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni çıkaran bu mücadeleyi ve Atatürk'ü mutlaka ilk dersin konusu yapmalıdır. Bunu arkadaşlarımızdan rica ediyorum."

-"Hürriyet, cesaret, merhamet ve adalet"

Bakan Günay, toplantının, ilköğretimden üniversite dönemine kadar uzanan öğrencilerin yanı sıra, rektörler ile öğreticilerden oluşan güzel bir topluluğa ev sahipliği yaptığını, bu topluluğun, bilim dünyasına genel bakışı anlattığını ifade etti.

Bilimi, sürekli olarak yeni bilgileri öğrenmenin bir metodu olarak düşündüğünü vurgulayan Günay, şöyle devam etti:

"Çünkü bir takım dogmalar, hayat karşısında nasıl geçersiz kalıyorsa bazen bilimin şu anda öğrettikleri de geçersiz kalabiliyor. Galilei'yi kendi döneminin bilimcileri yargıladı ve mahkum ettiler ama tarih o dönemin bilimcilerini haklı çıkarmadı, Galilei'yi haklı çıkardı. Sürekli düşünmek, sürekli soru sormak, soru sormakta cesaretli davranmak, bilimsel gelişimin temel ilkesidir. Özgürce düşünmek, özgürce ifade edebilmek yani yaşamın her alanında hürriyet... Sonra size aykırı gelen, merak ettiğiniz her şeyi sormak konusunda cesaret ve standarda uymayan, aykırı gelen şeylere adalet duygusu ile karıştırılmış bir merhamet... Yani tam anlamıyla hürriyet, tam anlamıyla soru sormakta cesaret ve farklı olarak merhamet ve adalet...Böyle bakarsak, daha yaşanabilir bir dünya kurabiliriz. Sürekli yeni şeyler arayabilir ve bulabiliriz. Öğrencilerimizin, 21. yüzyıl Türkiye'sinde sadece dünyanın öğrettiklerini öğrenen değil, yeni şeyler bulan ve dünyaya öğreten bir kuşak olmalarını yürekten arzu ediyorum."

DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün ise günümüz dünyasında bilimle ilgilenmenin asli görev olması gerektiğini anlattı.

Gençlerde bilim bilincini yerleştirmek amacıyla AB'ye başvurarak Avrupa Bilim ve Eğlence Günü'nü kutlamaya hak kazandıklarını ifade eden Füzün, "Bilim üreten ve ürettiğini satamayan toplumlar geri kalkaya mahkum. Etkinlikle bilim bilincini yaratmayı amaçlıyoruz" dedi.

Avrupa Bilim ve Eğlence Günü Koordinatörü Doç. Dr. Bülent Çavaş ise etkinliğin, AB 7. Çerçeve programı ve Marie Curie Programı'nca desteklendiğini, bilim ve bilim insanlarının bakış açısını değiştirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Avrupa Bilim ve Eğlence Günü'nün, bu yıl, "Bilimle Eğlen, Bilimi Sev ve Bilimi Yaşa" sloganıyla yola çıktığını ifade eden Doç. Dr. Çavaş, etkinliğin, Avrupa'nın 250 kentinde eş zamanlı gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından, Prof. Dr. Füzün, Bakan Günay'a teşekkür plaketi sundu.

Muhabir: Zeynep Hoşgörür / Ramazan Ercan