ANTALYA (İHA) - Avrupa'da yaşayan Türk göçmenlerin yıllık 22.7 milyar euro'luk tüketim harcamaları ile Avrupa Birliği (AB) içerisinde dikkate değer bir müşteri grubu haline geldiği belirtildi.
Göçün ilk yıllarında görece boş bir alan olarak ortaya çıkan ve temelde Türk kökenli girişimciler ile doldurulan etnik ekonomi alanı, bugün gelinen noktada eriştiği büyüklük ve içerdiği aktörler ile bir niş ekonomisi olmaktan sıyrılıp genel ekonominin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüş bulunuyor. Telekomünikasyon, gıda, bankacılık, otomotiv gibi çok sayıda sektörde yalnız Türk işadamları değil, ilgili sahalarda faaliyet gösteren diğer firmalar da tüketici kitlesinin ihtiyaçlarına uygun ürün, hizmet ve
reklamları ile yer alıyor.
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, 22.7 milyar euro'luk tüketim harcaması ile AB'de önemi günden güne artan Türk kökenli tüketici grubunun niteliklerini göz önüne alan pazar stratejilerinin başarı şansının yüksek olduğunu ifade etti.
Bulgaristan ve Romanya'nın Avrupa Birliği'ne katılımıyla sayıları 5.2 milyona yükselen Türk kökenlilerin, 8 AB ülkesinden daha büyük bir nüfus topluluğu teşkil ettiğini ve gayri safi milli hasıla seviyesine ulaştıklarını ifade eden TAM Direktörü Şen, bu büyük pazara dönük aktivite ve yatırımların karşılıksız kalmadığını belirtti.
Göçmenler tarafından Avrupa'ya getirilen birtakım tüketim alışkanlıklarının zaman içerisinde yerleşik toplum tarafından da benimsendiğini belirten Şen, "Göçmenler ve çoğunluk toplumu arasında iş yerleri, okullar ve günlük yaşamın diğer alanlarında yaşanan sosyo-kültürel alışveriş çerçevesinde benzeşen tüketim alışkanlıkları etnik pazara has olduğundan hareket edilen pek çok ürün ve hizmete genel ekonomik alanda da talep oluşturuyor" diye konuştu.
Son yıllarda etnik pazara artan ilginin, bu sahadaki rekabet koşullarını artırdığını söyleyen Şen, bu alanda var olabilmek için yalnız hedef kitlenin dilinde tanıtım ve hizmetin yeterli olmadığını, seçicileşen Türk müşteri grubunun ürün ve hizmet kalitesine de büyük önem verdiğini söyledi. Şen, bu sahada açılımlar geliştirmeye çalışan Deutsche Bank ve Volkswagen gibi firmaların bu faktörleri göz önünde bulundurmamaları nedeniyle yeterli başarıyı elde edemediklerini öne sürdü.