Resmi açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Avrupa’nın en büyüğü olan Ankara Şehir Hastanesi’ne 6 ay içinde yüz binlerce hasta tedavi için başvurdu. 3 bin 711 yatak kapasitesiyle Dünya’nın 3. Büyük hastanesi olan Şehir Hastanesi, vatandaşlara otel konforunda hizmet verirken, uygulanan modern tedavi yöntemleriyle de dikkat çekiyor.
Ankara’daki birçok eğitim ve araştırma hastanesini bünyesine katan Ankara Şehir Hastanesi, yaklaşık 6 aylık süre içerisinde 840 bin hastanın talebine yanıt verdi. Avrupa’nın en büyük şehir hastanesi olma özelliği taşıyan hastanede, aynı anda 131 hasta ameliyat edilebiliyor. İleri görüntüleme tekniklerinin kullanıldığı hastanede uygulanan modern tedavi yöntemleri sağlık turizmine de katkı sağlıyor.
7 Şubat’ta Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesini, 10 Şubat’ta Ankara Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesini, 27 Mayıs’ta ise Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesini çatısı altında birleştiren Ankara Şehir Hastanesi günde yaklaşık 12 bin hastaya hizmet veriyor.
Hastane bünyesine 3 hastane daha katılacak
Ankara Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Op. Dr. Ahmet Aziz Surel, kampüste planlanan 6 kuleden 3 tanesinin faaliyete başladığını hatırlatarak, Zekai Tahir Kadın Doğum ve Çocuk eğitim Araştırma Hastanesi’nin, Ankara Dış Kapı Çocuk hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nin ve Ankara Fizik Tedavi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin de önümüzdeki süreçte hastane bünyesine katılacağını kaydetti.
Her atamada binin üzerinde personel alınacak
Kampüsün aşamalı olarak Bakanlığa teslim edileceğini belirten Surel, “Sayın Bakanımızın yüksek teveccühleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek teveccühleriyle bu önümüzdeki 2 atamada ciddi sayıda yardımcı sağlık personeli alacağız. Her bir atamada binin üzerinde yardımcı sağlık personeli atanacak. Bu yardımcı sağlık personelimizle bu aşamada açamadığımız yataklarımızı da rahatlıkla vatandaşımızın hizmetine sunabileceğiz İnşallah” diye konuştu.
Dünya’nın en yüksek kapalı alanına sahip hastane
Ankara Şehir Hastanesi’nin, 1 milyon 312 bin metrekareyle Dünya’nın en yüksek kapalı alanına sahip hastanesi olduğunu ifade eden Surel, vatandaşların hastane içinde golf araçları ile ihtiyaç duydukları alanlara gidebildiğini söyledi. Öte yandan Şehir Hastanesinin vatandaşlara kolaylık sağladığını da vurgulayan Surel, “Eskiden, Numune Hastanesi ile Atatürk hastanesi arasında veya Atatürk Hastanesiyle Zekai Tahir arasında gidip gelen bir hasta kitlesi vardı. Şu anda bu hastanelerin, birbirine mesafesi 500 metre. Eskiden 10 ile 15 km yol giderek bir diğer hastaneye ulaşırken artık aynı çatının altında bu profesyonellerin hizmetinin tamamına ulaşabiliyor” şeklinde konuştu.
Memnuniyet sonuçları yüksek
Binanın büyüklüğünden dolayı hastaların ilk seferlerde zorlandığını ama sonraki süreçlerde kampüse alıştığının altını çizen Surel, “Şimdilerde herkes doktorunun yerini, nerede ve ne şekilde tedavi alacağını öğrendi. Şu anda uyguladığımız memnuniyet anketleri sonuçlarımız oldukça yüksek” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda Surel, hastane içindeki navigasyon hizmeti, elektronik hizmet noktaları ve yönlendirme personeliyle de hastalara yardımcı olduklarını belirtti.
Hastaların öneri ve eleştirilerinin kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Surel, hastanenin iletişim biriminin bu konuda çok aktif çalıştığını ifade ederek, “Bir vatandaş bize, bizim kapımızdan girerek, telefonla, sosyal medya aracılığıyla ya da web sitesi üzerinden ulaşabiliyor. Bizim hastanemizde açık kapı politikası vardır. Hastanemizde çok özel bir toplantı yoksa hiçbir idarecinin kapısı kapanmaz. Mesai saatlerinde sürekli açıktır ve derdi ya da tasası olan herkes, kapıdan girip derdini anlatabilir” ifadelerini kaydetti.
Hastanede her bölüm için yeni ve modern tıp cihazlarının olduğunun altını çizen Surel, “Kalp damar kulemizde 512 kesit bir tomografimiz var. 0,28 saniyede kalbin anjiyografisini çekebiliyoruz. Aynı şekilde koroner anjiyografide süreç tamamlandığında 12 tane olacak” diye konuştu.
Hastane yemeklerinde barkod uygulaması
Bütün hasta odalarının 5 yıldızlı otel konforunda olduğunu ifade eden Surel, hastalara verilen yemeklerin kişiye özel hazırlandığını kaydederek, yemeklerin hasta bileğindeki barkodla eşleştirilerek verildiğini söyledi. Yemeğin hastanın ilaçlarından birisi olduğunu belirten Surel, “Siz tansiyon hastasına tuzlu bir yemek verirseniz sağlığına karşı bir iş yapmış olursunuz. Yine diyabetik bir hastaya 3 bin kalori karbonhidrat ağırlıklı bir yemek verirseniz hastayı diyabet komasına sokarsınız. Dolayısıyla yemek de bir ilaçtır. Yemekler, mutfaklarda ve porsiyonlama alanlarında mutlaka hasta isminin kayıtlı olduğu bir barkodun yapıştırıldığı koruyucu ekipmanlarla gelir. Hastamızın bileğindeki barkodla yemeğindeki barkod eşleşmediği takdirde o yemek hastaya verilmez. Ödemeler de bu eşleşme üzerine yapılıyor. Benim hastama doğru yemek zamanında gelmiyorsa onun ödemesini yapmıyoruz” açıklamasını kaydetti.
Öte yandan Surel, hastane içinde 100 yataklı klinik otel projesinin de uygulamaya konulacağını fakat bununla ilgili henüz bir mevzuat oluşturulmadığını açıkladı.
Hastalar da eskiden hastaneler arası mesafelerin uzak olduğunu hatırlatarak, Şehir Hastanesinde kısa süre içinde işlerini halledebildikleri ve bu konuda hastane planının kendilerine kolaylık sağladığı için memnun olduklarını ifade etti.