Atlantik Okyanus Yolu olarak bilinen 8.3 kilometrelik bu yol, Norveç’in belki de doğal korku tüneli olarak da görülebilir. Açık bir havada hayranlık uyandıran bir manzara sunan Atlanterhavsveien, fırtınalı bir havada size ecel terleri döktürebilir. Yüksek dalgaların sizi yutacağını sandığınız yolculuk boyunca, bildiğiniz tüm duaları edebilirsiniz. Hava durumuna bakmadan bu yola çıkmak büyük cesaret istiyor.
Kuzey İtalya'da Alplerin doğusunda uzanan bu yol, virajlarıyla zorlu ve güzel manzaralı bir seyahat rotası. 1820'lerde rotası çizilen yol Lombardiya ile Avusturya'yı birbirine bağlıyor. Bu yolda pek çok bisikletçiyi kan ter içinde pedal çevirirken görmek mümkün. Kondisyonunuza güvenmiyorsanız bu yoldan arabayla geçmekte fayda var.
Adını popüler bir çocuk programından alan bu garip "göbek"ten dönmek gerçekten ilk bakışta çılgınlık gibi gözükse de aslında yolculara saat yönünün tersinde yolculuk etmelerini sağlamak amacıyla yapılmış. 1972'de açılan bu yolda özellikle direksiyonu solda olan bir arabayla seyahat etmek neredeyse imkansız. İngiltere'de direksiyonun sağda olmasının yarattığı sıkıntıyı gidermek için, göbeklerden dönüşü kolaylaştırma amacıyla açılan bu yola tepeden bakmak bile kafa karıştırmaya yetiyor.
Portekiz şarabının en lezzetli örneklerinin üretildiği üzüm bağlarına çıkan bu yol, muhteşem bir vadi manzarasıyla yolculuğa keyif katıyor. Porto’dan başlayıp Lamego’ya kadar uzanan bir güzergahla tamamlanan bu yolda kuzey Portekiz tabiatı tüm güzelliklerini cömertçe sergiliyor.
Normandiya açıklarında bir kale olan Mont St Michel, dünyanın en heyecan verici yollarından birinin sonunda karşınıza çıkıyor ve size masalsı bir atmosfer yaşatıyor. Fransa hükümeti bu muhteşem kaleye ulaşım için pek çok kez proje değişikliğine gitti ve en sonunda aslen ada olan bu yapıyı ana karayla, su altından geceçek bir yolla bağlayarak aslına uygun kalmasına karar verdi.
-
Karpat Dağları'nın engebeli arazisinde bir yılan gibi süzülen bu yol özellikle maceraperestlerin uğrak noktalarından. Genelde ıssız olan bu yola çıkacaklara yanlarına bir yol arkadaşı almaları tavsiye ediliyor çünkü olur da başınıza bir şey gelirse, yardım edebilecek kişiyi bulmak saatlerce mümkün olmayabilir.
Alp dağlarının içine gizlenmiş geçitlerle dolu olan bu yol, keyifli sürüşler için ideal çünkü yol boyunca pek çok konaklama noktası ile karşılaşıyorsunuz. Nefes kesici dağ manzarası eşliğinde arabayla yolculuk etmek için kesinlikle denemeniz gereken bir güzergah.
Bazen sadece bir noktadan diğerine ulaşmak için değil, sadece o yolu deneyimlemek için yola çıkarsınız. Bayburt sınırları içerisinde yer alan D915 yolu da işe böyle bir güzergahtan geçiyor. Dünyanın en tehlikeli yolu olarak nam salan bu yol Of-Çaykara arasındaki mesafeleri kısaltmaktan ziyade yolculuğu çok farklı bir deneyime dönüştürüyor.
Tamı tamına 29 keskin virajın art arda sıralandığı, 2035 metre yüksekliğindeki Soğanlı Dağı’nın ev sahipliği yaptığı bu yoldan inmek de çıkmak da sürücülere ecel terleri döktürüyor.
106 kilometrelik bir korku tüneli diyebileceğimiz dünyanın en tehlikeli yolunda seyahat etmek gerçekten de ancak usta sürücülerin altından kalkabileceği bir meydan okuma. Yolun özellikle Derebaşı olarak anılan bölümünde en tecrübeli sürücüler bile, ehliyetini aldığı güne bin pişman olabiliyor.
Siz de hem Türkiye hem de Avrupa’da birbirinden ilginç bu yollarda sürüş keyfi yaşamak istiyorsanız Yolcu360’tan bir araç kiralayarak hemen yola çıkabilirsiniz.