Avukat Atal: Darbecilerin yargılanması toplumdaki güven hissini arttırır

12 Eylül askeri darbesi döneminde Adana’da avukatlık yapan Şahin Vural Atal, insanlara yapılan fiziki ve...

12 Eylül askeri darbesi döneminde Adana’da avukatlık yapan Şahin Vural Atal, insanlara yapılan fiziki ve manevi işkencelerin dışında hukuk kuralların da ayaklar altında alındığını söyledi. Adana Barosu’nun 40 yıllık avukatlarından Atal, “12 Eylül döneminin tüm safhalarını incelediğimizde hukuki hatalar, emniyet ve askeriyenin vatandaşa baskısı sınıra varmıştı. Bülent Ulusu hükümeti, Danıştay gibi yüksek bir mahkemenin verdiği kararları tanımıyordu. Bu da o dönemin ayrı bir ayıbıdır.” dedi.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında yıllar sonra dava açılmasının “darbe zihniyetinin yargılanması” açısından önemli bir aşama olarak değerlendiren Atal, “Darbe yapacak veya teşebbüs edecek kişilerin bir gün mutlaka mahkemede hesabını vereceği, suçluların cezalandırılacağını düşünmek toplumun kendisini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır.” görüşünü dile getirdi. Duruşmalarda güvenlik güçlerinden işkence gören müvekkillerin savunmasında mahkeme başkanının “polis ve asker işkence yaptı, dedirtmem, bu suçtur; seni tutuklatırım” diye tehdit ettiğini ifade eden Şahin Vural Atal, 12 Eylül’de gözaltına alınıp daha sonra beraat eden binlerce kişinin yaşadığı travmaların izlerinin yıllarca silinmediğini anlattı.
Kahramanmaraş’ta 16 polisin yargılandığı Polis İntikam Tugayı (PİT) davası, Dev–Yol gibi çok sayıda davanın avukatlığını yaptığını açıklayan Atal şunları söyledi: “Kahramanmaraş’ta lüks bir aracın bagajında 6 adet uzun namlulu silah ve yüklü miktarda esrar maddesi ele geçirildi. Olayla ilgili polis 1 kişiyi gözaltına alır. Kısa süre bir yüzbaşı ve askerler gelir silah esrarlara el koyup, şahsı alan 4 polisi götürür. Polisler bir daha geri gelmez. Arkadaşlarını sormaya giden her polis askerler tarafından gözaltına alınır. 16 polis üç ay nezarethanede tutulur. Kamuoyunda PİT olarak bilinen davanın sanıkların eşleri karşılarına getirilip, üstleri soyulmuş. İfadeleri işkence altında alınıp, imzalatılmış. Biz duruşmada böyle bu yönde savunma yaptık. Ama mahkeme başkanı ‘sen Türk askerlerine işkenceci diyemesin’ diye beni azarladı. Dava sonunda 16 polis beraat etti. Göreve iadeleri için Danıştay karar verdi. Fakat Bülent Ulusu hükümeti bunlardan hiç birini işe almadı.”
250 sanıklı Dev–Yol davasında yargılanan bir sanığa isim benzerliğinden tutuklanan Mehmet Demir’in tahliye talebinin dikkate alınmadığını ve 9 ay daha hapiste yattığına işaret eden Atal, “Mahkeme başkanı sanığa ‘neden tutuklu olduğunu’ sordu. ‘Bilmiyorum’ dedi. Biz şahsın isim benzerliğinden tutuklandığını belirttik. İlk duruşmada beraatına karar verildi. Ama 9 ay boyunca mahkemeye sunduğumuz ‘tahliye talebi’ dilekçeleri hiç dikkate alınmadı. Şahıs boşu boşuna içerde yattı. Ülkede hukuk böyle çiğnendi.”
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılamaları sonrası ‘zaman aşımı’ nedeniyle davanın düşebileceğine dikkat çeken Atal, “Suç işleyen kişilerin bunun hesabını vermesi gerekir. Herkesin istediği budur. Darbecilerin yargılanması önemli bir hukuki aşamadır. Sonuçtan bir şey çıkacağına inanmıyorum. Ama toplum rahatlayacaktır. Burada zihniyetin yargılanması çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

İŞKENCELERE KARŞI TAZMİNAT İSTİYOR
1977’de atletizm dalında Türkiye şampiyonu olan ve hakkındaki iddialar nedeniyle birçok davadaN yargılanan Ahmet Pekyen, cezaevlerinde karşılaştığı kötü muamele sonucu fiziksel ve ruhsal sağlığını kaybetmiş. Avukat Şahin Vural Atal’ın avukatlığını yaptığı Pekyen, 1978– 2000 yılları arasında kendisine isnat edilen siyasi suçlardan 15 kez gözaltına alındığını belirtti.
1978–91 yılları arasında 5 defa çıkartıldığı mahkemece tutuklandığını ifade eden Pekyen, toplam 30 ay cezaevinde kaldığını ve kendisine yüklenen suçlardan beraat ederek, tahliye edildiğini kaydetti. 1980 sonrasında gördüğü baskı ve işkenceler sonucu fiziksel ve ruhsal sağlığında meydana getirdiği bozulmalar dolayısı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvurduğunu dile getiren Pekyen, iç hukuk yolları tam tüketilmediğinden müracaatının reddedildiğini açıkladı. Daha sonra 500 bin TL.’lik maddi–manevi tazminat talebi istemiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtığını aktaran Pekyen, buradan da bir sonuç almayınca Ankara 13. İdare Mahkemesi’ne gittiğine işaret etti. Mahkemenin de reddettiği kararı temyiz için Danıştay’a taşıdığını ifade eden Pekyen, şöyle devam etti:
“12 darbecilerinin yargılanması için ben de Adana Adliyesi’ne dilekçe verdim. Süreç devam ediyor. Ben de darbeci zihniyetin yargılanmasını önemsiyorum.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz