Avukata dokunmanın cezası 2.5 milyar

ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanlığı, avukat kimliğini göstermesine rağmen polisler tarafından aranan avukat Kemal Vuraldoğan'a 2.5 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkum oldu.

Ankara Barosu avukatlarından Kemal Vuraldoğan 1 Mayıs 2003 tarihinde Strazburg Caddesi'nde bulunan bürosuna gitmek için Ankara Adliyesi'nden yola çıktı. Bu sırada Sıhhıyie Meydanı'nda yapılan miting dolayısıyla polis aramasına takılan Vuraldoğan, polislere avukat kimliğini göstererek yasalar çerçevesinde kendisini arayamayacaklarını söyledi. Buna rağmen aranmasına tepki gösteren Vuraldoğan, Ankara 3. İdare Mahkemesi'ne İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı.

Reklam
Reklam

Mahkeme, Vuraldoğan'ın açtığı tazminat davasını yerinde bulurak İçişleri Bakanlığı'nı 2.5 milyar lira tazminata mahkum etti. Mahkeme Başkanı Vehbi Kozik, gerekçeli kararında, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun soruşturmaya yetkili Cumhuriyet Savcısı başlıklı 58. maddesinde, "...Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığı'nın vereceği izin üzerine suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcısı denetiminde ve baro temsilcisininin katılım ile aranabilir. Ağır Cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üstü aranmaz" hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.

Kamu idarelerinin, yürütmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğuna dikkat çekilen kararda, idarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi, gereği gibi işlememesinin idarenin hizmet kusurunu oluşturacağı, dolayısıyla hizmet kusuru nedeniyle bir zarar verilmiş olması halinde idarenin meydana gelen zararları tazmin sorumluluğu bulunduğu belirtilerek İçişleri Bakanlığı'nın bu durumda sorumlu olduğu kaydedildi. Adaletin tam tecellisi olarak önem ve öncelik kazanan manevi tazminatın sadece kişinin şeref ve haysiyeti gibi manevi değerlerin değil, yaşam beden tümlüğü ve sağlık gibi kişilik haklarına dahil bedensel değerlerin ihlali halinde de ilgilinin duyduğu elem ve üzüntünün kısmen giderilmesini sağlayan tatmin araç olduğu belirtilen kararda, "Demokratik hukuk devletinin işlemesinde yargılama ve hak arama özgürlüğünün sağlanmasında emeği geçen avukat davacının vatandaşlar önünde üst aramasına maruz kalmasının meslek onurunu zedelediği bir gerçek olup meydana gelen üzüntüsünün karışalanabilmesi maksadıyla uygun ve haksız zenginleşmeye yol açmayacak miktarda 2.5 milyar liranın yasal faiziyle birlikte davacı tarafa ödenmesine hükmedilmiştir" denildi.

Reklam
Reklam