İSTANBUL, (DHA) - Avukat Ömer Turanlı, 49 polisin gözaltı sürelerinin dolmasına rağmen hukuksuz olarak adliyede tutulduklarını ifade ederek, "İstanbul Adliyesi'nde 49 kişi için hakim ve savcılar eliyle hürriyeti tahdit suçu işlenmekte ve adalet ayaklar altına alınmaktadır" dedi.
Turanla, yaşadıkları hukuksuzluğu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bildirmek istediklerini, ancak kendisine ulaşamadıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul Adliyesi'nde 49 kişi için hakim ve savcılar eliyle hürriyeti tahdit suçu işlenmekte ve adalet ayaklar altına alınmaktadır. Hukuksuzlukları bildirmek için sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'e ulaşılmaya çalışılmış, ancak tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamamıştır. Yaşanan bu hukuksuzluklara son vermek için, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, kamuoyuna kısa süre önce sulh hakimleri hakkında bilgi veren ve eğer bu hakimlerle ilgili taraflı davrandıklarına dair şüphe oluşursa re'sen harekete geçeceklerini bildirenHSYK üyesi sayın İbrahim Okur ile birlikte HSYK üyelerini ve Adalet Bakanı'nı göreve davet ediyoruz."
Cumhuriyet Savcısı'nın adliyeden ayrıldığının bildirildiğini dile getiren Avukat Turanlı, "Hakim ise 'Kaç İsmail kaç" skandalından sonra kendisini adeta odaya kilitlemiştir. Kolluk kuvvetleri sorgu hakiminin yerine geçerek, başta Yurt Atayün olmak üzere diğer polislere savunma yapmadığı takdirde sorguda susma hakkını kullanmış olacağı şeklinde bir tutanak tanzim edilmeye çalışılmıştır."
"ALGI PROJESİ" İDDİASI
"Nöbetçi Başsavcı Vekili ile görüşme yapılmış ve polisler hakkında herhangi bir ek gözaltı kararı olmadığı bildirilmiştir" diyen avukat Turanlı, "Son durum itibariyle polislerin muhafaza altında tutulduğu bildirilmektedir. Ancak bu muhafazanın hangi hukuki dayanağa göre yapıldığı bildirilmemektedir. Ancak hukukçular olarak anlayabildiğimiz kadarıyla İstanbul Savcılığı yediemin sıfatı ile polisleri muhafaza altında tutmaktadır.Değerli basın mensupları, hepinizin malumu olduğu üzere, polisler için alınan 4 günlük gözaltı süresi geceyarısı 01.30'da sona ermiştir. Soruşturma ya da algı projesi kolluk ve adliye unsurlarının hukuka aykırı işlemleri ile başlamıştır. Polislerin evleri örgütlü suçlar kapsamında aranmış, bu şekilde algı oluşturulmaya çalışılmış, ancak sorgu sırasında bu hususla ilgili bir tek delil sunulmamıştır. Gözaltı süresi dolduktan sonra talimatla yürütülen algı projesinin veya algı soruşturmasının tüm unsurları hukuksuzluklarına devam etmişlerdir" ifadesini kullandı.
"GÖZALTI SÜRESİ 01.30'DA DOLDU, UYAP'A 02.05'TE GİRİLDİ"
Gözaltı süresinin saat 01.30'da dolduğunu söyleyen avukat Turanlı, "Savcılıktan alınan tutanakta UYAP'taki arıza nedeniyle 02.05'te sevk işlemlerinin yapıldığına dair tutanağı tarafımıza vermiştir. Söz konusu sorunun 02.30'a kadar sürdüğü, başka sorguların bu saatte bile devam ettiği tutanağa alınmıştır. Gözaltında tutulan polislerin gerek iç hukuktaki gerekse uluslararası hukuktaki düzenlemelere göre serbest bırakılmaları gerekir. Kanaatimizce, alınan talimatla, yasal düzenlemelerin arasına sıkışmış yargı unsurları ne yapacağını bilmez halde beklemektedir" şeklinde konuştu.
"AYARINI BOZDUĞUNUZ KANTAR GÜN GELİR SİZİ DE TARTAR"
İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'nden avukat Ömer Kavili de, "Gözaltına olan kişilerin hepsinin özgürlükleri engellenmekte ve devlet gücüyle esir alınmaktadır. Bu tehlike şu an oradaki insanlar için söz konusu ise yarın sizin için bu tehlike söz konusu olacaktır. Hukuk için kural değişmez. Biz onlara diyoruz ki, ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar" dedi.
Kavili, "Şu anda gözaltındaki kişilerin rütbesinin, makamının hiçbir önemi yoktur. Gözaltındakilerin insan olmaktan doğan hakları yok edilmiş ve çiğnenmektedir. Çiğnenmeye resmi memurlar eliyle devam edilmektedir. Bu durum hukuki değil fiilidir ve dayatmacı bir durumdur. Despotik bir eylemdir. Şu andakanunun, hukukun emri, gözaltı süresi dolduğu anda derhal serbest bırakmaktır. Bu gece yarısı 01.30 sırasında uzatmalı olan süre dahi bitmiştir. Bu süre içerisinde şüpheliler aleyhine delil toplama imkan ve yetkisi olan idarenin memurları ve savcılık üzerine düşeni yapmamış, keyfi şekilde davranmış, kişilerin özgürlüğünü yok ettiği halde kişilerin insan olma hakkını tepe tepe çiğnemiş ve yargılamaya gerekçe olan hiçbir malzemeyi hazırlamamıştır" diye konuştu.