SYDNEY (İHA) - Avustralya'nın Sydney kentindeki Cronulla Plajı'nda geçtiğimiz hafta iki cankurtaranın Lübnanlılar tarafından dövülmesi, bölgedeki tansiyonu yükseltti.
Irkçılık gösterisine dönüşen olaylar, dün sabah saatlerinde plaja Avustralya bayrakları ve tişörtleriyle gelen yaklaşık 5 bin Avustralyalının rastladıkları Ortadoğu ve Avrupa kökenlilere saldırmasıyla başladı. Saldırı sırasında polise sığınan etnik kökenli gençlere destek vermek amacıyla başka yabancıların da gelmesi sonucu oluşan grup, gece yarısı bir semte baskın düzenleyerek, 100 aracı beyzbol sopalarıyla kullanılamaz hale getirdi. Olaylarda 30 kişi yaralanırken, 28 kişi de tutuklandı.
Özellikle hafta sonlarında tıka basa dolan Cronulla Plajı'nın bir tarafını Avustralyalılar kullanırken, diğer tarafından çoğunluğunu Lübnanlıların oluşturduğu etnik kökenlilerin yararlandığını belirten semt sakinleri, bölgede uzun zamandan beri sinirlerin gergin olduğunu ifade ettiler. Avustralya'nın ünlü 'plaj kültürü' ile Lübnanlıların plajda mangal yapması ve denize tesettürlü girmeleri sonucu bir 'kültür çatışması' yaşandığını kaydeden bölge sakinleri, 2002'de yaşanan Bali bombalamalarında Maroubra Semti'nden 7 kişinin ölmesinin ortamı gerginleştiğini söylediler.
Geçen hafta Cronulla Plajı'nda iki cankurtaranın Lübnanlı gençlerce dövülmesinin ardından bir grup Avusturalyalı, cep telefonundan ırkçı ifadeler barındıran bir mesaj atarak, dün sabah yaklaşık 5 bin Avustralyalıyı semtte toplamayı başardılar. Polis tarafından ellerinde Avustralya bayrakları, sırtlarında kanguru resimli tişörtleriyle plaj civarında toplanan kalabalığın çoğunun sarhoş olduğu belirtilirken, semtte rastladıkları Ortadoğu kökenlilere saldıran grup, "Yabancılar dışarı!", "Lübnanlılara ölüm!" şeklinde slogan atmaya başladılar. Plajda bulunan etnik kökenlileri dövmeye başlayan ve araçlarına bira şişesi atarak hasar veren öfkeli kalabalığa dağılmaları yönünde uyarıda bulunan polis, uyarının dikkate alınmaması üzerine cop kullanmak zorunda kaldı. Aralarına aldıkları Ortadoğu kökenlilere tekme ve yumruklarla saldıran, kafalarına şişe atan saldırganlara biber gazı sıkan polis, coplarla sükuneti sağlamaya çalışsa da çatışmanın ilk saatlerinde başarılı olamadı. Yaralanan etnik kökenli gençleri hastaneye götürmek isteyen ambulans görevlilerine de saldıran ve ambulansı kullanılamaz hale getiren öfkeli kalabalık, daha sonra semt hastanesi önünde toplandı.
OLAYLARA TÜRK, YUNAN VE İTALYANLAR DA KARIŞTI Tedavi olan arkadaşlarını hastane önünde bekleyen bir kısım Lübnanlıyı da döven Avustralyalılar, bu kez tren istasyonuna yöneldiler.
Peronda çok sayıda kişinin taşkınlık yapması üzerine istasyona girmeyen trenlere binen ve içindeki Ortadoğulu gençlere saldıran Avustralyalılar, yine polis tarafından coplandı. Olaylar akşam saatlerinde de yatışmadı.
Dün gece yarısına doğru Sydney'in uzak semtlerinden olayların yaşandığı North Cronulla Beach, Maroubra ve Brighton Le Sands'e gelen, aralarında Türk, Yunan ve İtalyanların da bulunduğu etnik kökenliler, ellerindeki beyzbol sopalarıyla araçları tahrip etmeye başladılar. Bu arada Maroubra Semti'ndeki Maroubra Bay Hotel önünde karşılaştıkları bölgenin ünlü çetesi Avustralyalı Bra Boys'un üyeleri ile dövüşmeye başladılar. Kavga sonunda 23 yaşındaki bir Avustralyalı sırtından bıçaklanırken, çoğunluğu Avustralyalı 30'u aşkın kişi yaralandı. Polis saldırıları önlemekte zorluk çekerken yapılan resmi açıklamada tutuklananların çoğunluğunun Avustralyalı olduğu belirtildi.
Polis olaylara karışanları TV görüntüleri ve gazetelere yansıyan resimlerden tespit ederken, hadiselerin bu akşam tekrar etmemesi için çok sayıda güvenlik görevlisi bölgede konuşlandırıldı.
New South Wales (NSW) Eyaleti Başbakanı Morris Lemma yaptığı basın açıklamasında, şiddet olayları sona erene kadar polisin bölgeyi kontrol altında tutacağını söylerken, basına yansıyan resimlerde olaylara karışan kişilerin Neo-Nazi gruplarının sembollerini ve "Aussies fighting back!" (Avustralyalılar savaşıyor) yazılı pankartlar taşıdıkları görüldü. Bu gruplardan en etkini olan 'Patriotic Youth League'in pankartlarını taşıyan şahısların Newcastle kentinde yaşayan ve ırkçı söylemleri nedeniyle kapatılan One Nation Party'nin sıkı bir üyesi olan Stuart McBeth'in izini takip ettikleri ve radikal milliyetçi görüşe sahip oldukları belirtildi.
Almanya'daki Dazlaklar (Volksfront) ile iletişimi olduğu bilinen Stuart McBeth'in ırkçı British Nationalist Party ve New Zealand National Front ile olan yakınlığı 2002 yılında ortaya çıkarılmıştı.