Avusturya Cumhurbaşkanı: "Müslümanlar, ebedi yabancılar olarak görülmemeli"

Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen: - "İslam Yasası'nın kabulünden 107 yıl sonra İslam ve Müslümanlar, Avusturya'da ebedi yabancılar olarak görülmemelidir" - Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig: - "Toplumumuzda ırkçılık, antisemitizm ve İslam düşmanlığı gibi akımları açık bir şekilde reddediyorum"

VİYANA (AA) - Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Müslümanların da Avusturya'da acı tecrübeler yaşadığını belirterek, "İslam ve Müslümanlar, Avusturya’da ebedi yabancılar olarak görülmemeli." dedi.

Avusturya’da Müslümanları temsil eden Avusturya İslam Cemaati’nin (İGGÖ) kuruluşunun 40’ıncı yıl dönümü, Viyana'da düzenlenen etkinlikle kutlandı.

Etkinliğe Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, Türkiye’nin Viyana Başkonsolosu Asip Kaya’nın yanı sıra çeşitli dini cemaatlerin temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Reklam
Reklam

Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Cumhurbaşkanı Van der Bellen, dini cemaatlerin toplumu oluşturan bileşenlerden olmasının yanı sıra ülkedeki çeşitliliğin önemli aktörleri olduğunun altını çizdi.

Van der Bellen, ülkede dini ve siyasi oluşumlara ait çeşitli kurumların birlikte yaşamı güçlendiren ve karşılıklı anlayışı destekleyen unsurlar olduğunu ifade ederek, "Birlikte güçlü bir toplum olabiliriz." görüşünü paylaştı.

- Avusturya’daki Müslümanlardan örnek yaklaşım

Van der Bellen, geçen mayıs ayında Naziler tarafından katledilen insanların fotoğraf ve resimlerinin yer aldığı sergiye bazı kişiler tarafından zarar verildiğini, bu durum karşısında ülkedeki Müslümanların duyarlılıkla hareket ederek, resim ve fotoğrafların korunmasında önemli rol oynadıklarını anımsattı.

Bu hareketin, Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin birlikte yaşamı için çok kıymetli olduğunu vurgulayan Van Der Bellen, "Bu, birlikte yaşam için çok güzel bir işaret, nefrete karşı ise güzel bir karşı duruştur." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Van Der Bellen, azınlıkların tecrübelerinin dünyanın birçok yerinde ne yazık ki ötekileştirme, ayrımcılık ve değersizleştirme gibi olumsuz deneyimlerden oluştuğunu belirtti.

Müslümanların da Avusturya'da benzer acı tecrübelere sahip olduklarına dikkati çeken Van Der Bellen, "İslam Yasası'nın kabulünden 107 yıl sonra İslam ve Müslümanlar, Avusturya’da ebedi yabancılar olarak görülmemelidir." ifadesini kullandı.

- İslam düşmanlığına hayır

Viyana Belediye Başkanı Michale Ludwig de Avusturya’daki 700 binin üzerindeki Müslüman'ın büyük bir kısmının Viyana’da yaşadığı bilgisini paylaştı.

Ludwig, Viyana'nın farklı etnik köken ve dini aidiyete sahip toplulukların birlikte, hoşgörü ve karşılıklı saygıya dayalı yaşam sürebilme imkanı buldukları Avrupa'nın öncü kentlerinden biri olduğunu söyledi.

Avusturya’da bazı siyasi parti, kişi ve grupların Müslümanlara yönelik bilinçli şekilde uluslararası gerginlikler üzerinden olumsuz yaklaşımlar sergilediğine dikkati çeken Ludwig, "Birlikte yaşamı savunan, hoşgörü ve karşılıklı anlayışa değer veren bütün güçler bu tutumun karşısında olmalıdır. Toplumumuzda ırkçılık, antisemitizm ve İslam düşmanlığı gibi akımları açık bir şekilde reddediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

Ludwig, Viyana Belediyesinin desteklediği, okullarda İslamofobi ve antisemitizmle mücadele çalışmalarının önemine işaret ederek, Viyana’daki bütün dini cemaatlerin temsil edileceği projenin hazırlıklarının sürdüğünü ve en kısa sürede hayata geçirileceğini kaydetti.

- İslam, Avrupa’nın bir parçası vurgusu

İGGÖ Başkanı Ümit Vural da İslam Yasası'yla başlayan ve İGGÖ ile hukuki boyut kazanan Müslüman azınlığın Avusturya’daki serüvenini anlattı.

Vural, Avrupa'da İslam veya Müslümanların yabancı ya da tehdit oluşturduğunu iddia edenlerin kendi geçmişleriyle çeliştiklerini vurgulayarak, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın aynı kaynaktan çıkan ve Orta Doğu’dan dünyaya yayılan dinler olduğunu söyledi.

İslam’ın tarihi açıdan da Avrupa’nın parçası olduğuna dikkati çeken Vural, İspanya’da yüzyıllarca hüküm süren Endülüs Emevi Devletinin yanı sıra Müslüman ve Hristiyan bilim insanlarının sanattan tekniğe birçok alanda birlikte çalışmalar yürüterek insanlığın gelişimine katkı sağladıklarını kaydetti.

- Müslümanlara yönelik artan ırkçılık

Reklam
Reklam

Vural, empati, hoşgörü ve karşılıklı saygının toplumun tamamı için önemli unsurlar olduğunu ve birlikte yaşamı olumsuz etkileyecek yaklaşımların son yıllarda artış gösterdiğini belirterek, "Müslümanlara karşı yükselen ırkçılık, hastanelerden restoranlara kadar yaşamın birçok alanında Müslümanlara yönelik ayrımcılığı hissedilir bir hale getirdi. Kimse yanlış bir tasavvura kapılmamalıdır. Toplumda bir grubun ayrımcılığa maruz kalarak zarar görmesi, bütün topluma ve her şeyden önce demokrasimize zarar verir. Irkçılık ve ayrımcılık, antidemokratik semptomlardır." ifadelerini kullandı.

Ebru sanatından örneklerin icra edildiği programda, davetliler, Türk müziğine ait seçkin eserleri dinleme imkanı buldu.

- Avusturya İslam Cemaati İGGÖ

Bosna Hersek’in 1909’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna katılmasıyla, imparatorluk bünyesine ilk defa bir Müslüman toplumunun girmesi nedeniyle dönemin iktidarı, 1912’de "İslam Yasası" adı verilen ve Müslümanların resmen tanındığı yasayı yürürlüğe soktu.

İmparatorluğun çökmesi, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında küçülen Avusturya’da Müslümanların yok denecek kadar az olması İslam Yasası'nı etkisiz kılsa da 1970’lerin başı itibarıyla Müslüman misafir işçilerin ülkeye gelmesiyle yeniden bir azınlığın oluşması, İslam Yasası'nın Müslümanlara tanıdığı haklar doğrultusunda İGGÖ’nün kurulmasını gündeme getirdi.

Reklam
Reklam

Bugün ülkede sayıları 700 binin üzerinde olan Müslümanlar, 1979’da kurulan Avusturya İslam Cemaati tarafından temsil ediliyor.

Anahtar Kelimeler: