Ayakta alkışlanan Carmen'de İtalyan yönetmen ile Kamboçyalı dramaturg görev yaptı

Yönetmen Vincenzo Grisostomi Travaglini: - "Bu şehrin dünyadaki özel şehirlerden biri olduğunu düşünüyorum. Çünkü burası kültürlerin buluştuğu bir yer" - "Türk opera sanatçılarıyla çalışmaktan her zaman çok mutluyum. Çünkü genel olarak çok güzel sesleri var ve müziğin gücünü iletirken, duygularıyla yeteneklerini harika bir biçimde yansıtıyorlar" - Dramaturg Ravivaddhana Monipong Sisowath: - "Türk sanatçılar çok doğal. Çok büyük yetenekleri ve bunun da ötesinde harika sesleri var. Sesleri çok güçlü"

İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK - "13. Uluslararası İstanbul Opera Festivali"nde Carmen operasını sahneye koyan ünlü İtalyan rejisör Vincenzo Grisostomi Travaglini, "Burası kültürlerin buluştuğu bir yer. Bu nedenle ülkenize tam olarak aşık olduğumu söyleyebilirim. Türkiye, özellikle çalışmak için benim en favori destinasyonlarımdan biri." dedi.

Uzun yıllardır Türkiye'de önemli opera eserlerini yöneten Travaglini, izleyicilerce ayakta alkışlanan Carmen gösterisi öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, her gösteriden önce duygusallaştığını söyledi.

Reklam
Reklam

Usta rejisör, Haliç'te izleyiciyle buluşan Carmen gösterisinde çok daha duygusal olduğunun altını çizerek, "Devlet Opera ve Balesi ile yıllardır çalışıyorum. İstanbul'a yeniden gelmek de benim için müthiş bir mutluluk. İstanbul'u daha önceden de biliyorum. Bu şehrin dünyadaki özel şehirlerden biri olduğunu düşünüyorum. Çünkü burası kültürlerin buluştuğu bir yer. Bu nedenle ülkenize tam olarak aşık olduğumu söyleyebilirim. Türkiye, özellikle çalışmak için benim en favori destinasyonlarımdan biri." diye konuştu.

Daha önce birçok ülkede eserler sahneye koyduğunu anlatan sanatçı, kariyerine İtalya'da başladıktan sonra ABD'nin yanı sıra Avrupa ve Asya'da aralarında Japonya, Türkiye ve Kamboçya'nın da olduğu çok sayıda ülkede çalıştığını vurguladı.

- "Karahan, uluslararası tanınırlığı olan harika bir tenor"

Travaglini, Türk sanatçılarla çalışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle devam etti:

"Türk opera sanatçılarıyla çalışmaktan her zaman çok mutluyum. Çünkü genel olarak çok güzel sesleri var ve müziğin gücünü iletirken, duygularıyla yeteneklerini harika bir biçimde yansıtıyorlar. Bu anlamda çok güzel bir örnek de var; Murat Karahan. Şu anda Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü yapan Karahan, uluslararası tanınırlığı olan harika bir tenor. Ben her zaman Türkiye'ye zevkle geliyorum. Çünkü biliyorum ki buradaki sanatçılarla nasıl bir iletişim sağlamak istiyorsam öyle iletişim kurabiliyorum."

Reklam
Reklam

Türkiye'nin divası Leyla Gencer ile ilgili bir anısını da paylaşan yönetmen, dönemin DOB Genel Müdürüne mektup yazan sanatçının, Travaglini'yi seçmelerinden ötürü teşekkür ettiğini, bunun hatıralarında kalbine dokunan en önemli anı olduğunu kaydetti.

- "Türkiye bana göre sihirli bir yer"

Eserin dramaturgu, aynı zamanda Kamboçya prensi Ravivaddhana Monipong Sisowath da Carmen'in Fransız eseri olduğuna vurgu yaparak, "Benim büyükannem de Fransız. Bu yüzden kalbimin derinliklerinde bir yeri var. Ayrıca ben küçük bir çocukken kız kardeşimle söylediğimiz bir operaydı bu. O dönem 'Habanera' şarkısı Fransa'da çok ünlüydü. Bu nedenle çok duyguluyum. Ayrıca onur duyduğum bir iş bu. Çünkü hem John Bizzet'nin istediğine saygı duyduk hem de yeni bir düzenleme yaptık." ifadelerini kullandı.

Türk sanatçıların harika olduğunu belirten Sisowath, şöyle konuştu:

"Türk sanatçılar çok doğal. Çok büyük yetenekleri ve bunun da ötesinde harika sesleri var. Sesleri çok güçlü. Tüm gücü kullanıyorlar. Provalarda, enerjilerini korumak ve seslerini yormamak için, şarkıyı söylememelerini istediğim halde, yine de hepsini kullanıyorlar. Böyle olunca, Travaglini ile biz de yapabileceğimiz her şeyi yapıyoruz. Gösterinin sonunda hepimiz aşırı yorgun oluyoruz. Tabii bu enerji değiş tokuşu, her zaman güzel bir his veriyor. Türk şarkıcılar diğer ülkelerin şarkıcılarından farklı."

Reklam
Reklam

Dramaturg Sisowath, Travaglini ile ilk kez 2010'da Ankara'da Tosca operasında birlikte çalıştığını, sonrasında yine Tosca ile İstanbul'daki ikinci festivale katıldıklarını aktardı.

Türkiye'yi çok sevdiğini kaydeden dramaturg, "Türkiye bana göre sihirli bir yer. Burada büyülü bir şeyler var. Her şey harika. Yemek yemeyi seviyorum. Öncelikle yemekler olağanüstü. İnsanları çok seviyorum." dedi.

"Görüşürüz" ve "Bir çay" gibi çeşitli Türkçe ifadeleri öğrendiğini dile getiren sanatçı, Türkçeyi sevdiğini, kendisi için en önemli ve provalarda en çok kullandığı Türkçe sözün "En baştan" olduğunu anlattı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: