TRT Diyanet TV'nin Ramazan ayı boyunca Ayasofya'dan ekranlara getirmeyi düşündüğü, 'Bereket Vakti Ayasofya' adlı sahur programının ilk konuğu Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'di.
TRT Diyanet'in sahur programı Bereket Vakti'ne konuk olan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ayasofya'da gerçekleştirilen yayının ardından açıklamalarda bulundu.
Görmez, herkesin ramazanını tebrik ederek, "İslam coğrafyası olarak tam da ramazanın rahmet iklimine en çok muhtaç olduğumuz bir zaman diliminde ramazan imdada yetişti. Unuttuklarımızı bize hatırlatmak için, bize 'Nereye gidiyorsunuz, bu gidişat nereye' diye sormak için geldi. Ramazanın gerçekten kutlu bir misafir olarak her birimizin evine misafir olmasını ve bizi değiştirerek, dönüştürerek Rabbimizle aramızdaki ilişkiyi düzelterek bizden ayrılmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum." diye konuştu.
GÖRMEZ: BÜYÜK HEYECAN DUYDUM
Diyanet İşleri Başkanlığının Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan aldığı izinle Ayasofya'da ilk sahuru idrak ettiklerini dile getiren Görmez, bundan büyük heyecan duyduğunu vurguladı. Görmez, "Burası nice ilim adamları, nice edebiyatçılar, nice büyük insanlar yetiştirmiş bir mekan. Fetih-i mübinden bugüne kadar, bu yüzyılın başına kadar burada secdeyi Rahman'a varmış bütün büyüklerimize bütün ecdadımıza Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
YUNANİSTAN'DAN TEPKİ
Sahur programı ‘Bereket Vakti Ayasofya’ Yunanistan'ın ise tepkisini çekti. Rus haberajansı Sputnik'in haberine göre Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar “Türkdevlet televizyon kanalı TRT’nin program yaparak hergün Ayasofya’da Kur’an okunacağı yönündeki açıklaması, başka bir dönemden gelen bir açıklamaya benziyor” değerlendirmesi yapıldı.
Haberde, kaynakların “Bu tür hareketler anakronik ve anlaşılamaz hareketlerdir ve dünya kültürel mirasının sembolü olan dinî eserlere yönelik saygı eksikliğini göstermektedir” dediği belirtildi.
'KIŞKIRTICI, ANLAŞILMAZ'
Muhalefetteki Yeni Demokrasi de bir açıklama yayınlayarak Ayasofya’nın Ortodoks Hristiyanlar için önemine vurgu yaptı. Ayasofya’nın müze olarak hizmet verdiği de anımsatılan açıklamada, “Bu hareket kışkırtıcı, anlaşılmaz ve dünyanın dört bir yanındaki Ortodokslara karşı saygı eksikliğinin bir göstergesidir; bu da Türkiye’nin Avrupa süreciyle uyuşmamaktadır” denildi.
Nehir Partisi’nden (Potami) yapılan açıklamada ise “Ayasofya’nın kullanımının değiştirilmesi için binlerce imza toplanıyor ve bunun Türkiye’nin resmi olarak düşmanca olarak algıladığı Batı’nın girişimlerine karşı yapılan hamleler olduğuna dair yoğun söylentiler bulunuyor. Bu yönlendirmelerin hedefinde ise 900 yıl boyunca Ortodoksluğun en yüksek kilisesi sayılan, 500 yıl boyunca cami 1934 yılından bu yana ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in kararıyla müze olarak işleyen bir anıt bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.