"Ayasofya'yı kimseye vermiyoruz"

Ankara - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Ayasofya'yı kimseye vermeye niyetli değiliz" dedi.

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Ayasofya Camisi'nin tapu kayıt belgesini gösterdi. Şahin, "Vakıflar Yasa Tasarısı bu şekilde çıkarsa Ayasofya'nın da cemaat vakıflarına intikal edeceği ve böylece elimizden gideceği şeklinde, bazı arkadaşlarımızın iddiaları oldu. O nedenle, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden rica
etmiştim; gittiler, Eminönü Tapu Sicil Müdürlüğü'nden ilgili sayfanın fotokopisini çekerek getirdiler" dedi.

Reklam
Reklam

Tapu fotokopisini gösteren Şahin, Eminönü Tapu Sicil Müdürlüğü'nde, 658. sayfada, Cankurtaran Mahallesi, Babı Hümayun Caddesi, 57 pafta, 57 ada ve 7
parselde kayıtlı yer, Fatih Sultan Mehmethan Vakfı adına kayıtlıdır ve üzerinde de Ayasofya bulunmaktadır" diye konuştu.

Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'nın mazbut vakıf sayıldığı için Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yönetimi ve denetiminde olduğunu kaydeden Şahin, şöyle konuştu:
"Yani, Ayasofya, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nündür. Bu müdürlük de benim bakanlığıma bağlı. Bu yeri kimseye vermeye niyetli falan değiliz. Vakıf amacı
neyse, hangi amaç için tahsis edilmişse o amaç için de kullanılmalıdır."

Şahin, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı'nın söylediği iddia edilen "Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı" yönündeki sözleri nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine, "Son derece talihsiz bir beyandır" dedi.Prof. Dr. Alıcı'nın, hangi dine mensup olduğunu bilmediğini belirterek, başka bir dine mensup olabileceğine işaret eden Şahin, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"Türkiye'de kamu görevlileri herhangi bir göreve getirilirken inancı, eşinin inancı sorulmaz. Belki başka bir dinin mensubu olarak böyle bir değerlendirmede bulunmuştur. Ama bunun, halkının ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede söylenmiş olması, kamu vicdanını son derece rahatsız etmiştir. Ben, Türkiye'de böylesine önemli bir görevde bulunan bir kişinin, böyle bir söz etmiş olmasını kabullenemiyorum."

Şahin, bir soruya, "Özür dileyip dilememe konusu, kendi bileceği bir iştir. Ama bu tür görevlere getireceğimiz kişileri seçerken çok dikkatli olunması gerektiği gibi bir durumla karşı karşıyayız" karşılığını verdi.