Aylarca hastalığı bulunamadı 30 kutu antibiyotiği boş yere kullanmak zorunda kaldı!

Hasan Özgey, idrarında gördüğü kan üzerine doktora gitti. Ancak hastalığına yanlış teşhis konulan Özgey, 30 kutu antibiyotik kullanmak zorunda kaldı. Özgey'e 8 ay sonra bağırsak divertiküliti tanısı konuldu

Hasan Özgey’in az rastlanan hastalığının öyküsü yaklaşık 8 ay önce başladı. Bir gece idrarında gördüğü kan nedeniyle hekime başvurduğunda sürecin bu kadar sıkıntılı olabileceğini tahmin bile etmiyordu... Yapılan incelemelerde idrarındaki yoğun iltihaplanma nedeniyle önce idrar yolu enfeksiyonu sonra da prostat iltihabı tanısıyla tedavi planlandı. Yaklaşık 8 ay boyunca tedavi amacıyla yaklaşık 30 kutu ilaç kullanmasına rağmen sonuç alamadı.

ŞİKAYETE NEDEN OLMUYOR AMA ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR

Geçirdiği onca zaman ve aldığı tedavilerden sonuç alınamamasının nedeni doğru tanı konulamamasından kaynaklanıyordu... İşte Hasan Özgey’in hiçbir şikayet yaratmayan ancak tedavi edilmemesi durumunda sepsis gibi yaşam kaybına kadar gidebilecek ciddi sonuçlara gebe olan etkileyici hikayesi...

Reklam
Reklam

Hasan Özgey'e komplike bağırsak divertiküliti (bağırsak duvarının kesecikler halinde dışarı çıkarak iltihaplanması) tanısı konuldu. Özellikle 60 yaşından sonra daha sık rastlanan, çoğunlukla herhangi bir şikayete neden olmadan ilerleyen ve genellikle de özel bir tedavi gerektirmeyen bir sağlık sorunu. Hikayeyi ilginç ve nadir kılan nokta, hastanın bağırsağından çıkan bu keseciklerin iltihaplandıktan sonra mesaneye yapışmasıydı.

GEREKSİZ YERE 30 KUTU ANTİBİYOTİK KULLANDI

Bağırsak ve mesane arasında çok ince bir tünel oluştu ve bu nedenle de iltihap sürekli olarak idrar yollarına sızdı. Ancak Hasan Özgey tedaviye rağmen geçmeyen enfeksiyonla yaşamak durumunda kaldı.

Tedaviden yanıt alamayaınca hem kendisi hem aile üyeleri endişelenmeye başladı. Hasan Özgey, yaşadıklarıyla ilgili şunları söyledi: "Aslında idrarda sürekli görülen iltihap dışında bana sıkıntı yaratan bir durum yoktu. Ancak 30 kutuya yakın antibiyotik kullanmama rağmen bir türlü çözüme kavuşamıyordum. Tedaviye yanıt alınamaması da bazı şeyleri atladığımız ve bu nedenle geç kalabileceğimizi düşündürmeye başlamıştı. Üstelik onca gereksiz antibiyotiği kullanarak kendime zarar da veriyordum.”

Reklam
Reklam

BÖBREK TAŞI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜŞ

Hastanın ilk değerlendirmelerini yapan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Zeren ve Dr. Hakan Çakır, şu bilgileri verdi: “Hasta, bize başvurduğunda asıl sorunu tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonuydu. Sürekli enfeksiyona ek olarak idrarından tortulu materyaller düşürdüğünü belirtiyordu. Çok sık rastlanılan olağan bir süreç olmasa da bu durumun daha önce yaşadığı gibi böbrek taşı ile ilgili olabileceğini düşünmüş.

Çok sık rastlanılan bir sorun olmadığı için daha önce çekilen kontrastsız tomografilerde problem gözlenmediğini ve bu nedenle de doğru tanı konulamadığı için zaman kaybedildiğine işaret eden Prof. Dr. Sinan Zeren: “Öncelikle sıra dışı, daha az rastlanılan sebepleri araştırmak için ileri tetkik süreci başlatıldı. Bağırsakla mesane arasında fistül olduğu anlaşıldığında ve bazı vakalarda kanserin de bu yönde şikayet yaratabileceği bilindiğinden ayırıcı tanı amacıyla bölgeye kolonoskopi yapılması önerildi. Patolojik değerlendirme sonucunda herhangi bir problem tespit edilmediği için divertiküllü bağırsağın mesaneden ayrılması için hasta genel cerrahiye yönlendirildi” dedi.

Reklam
Reklam

BU HASTALIK ERKEK HASTALARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

"Aslında bu durum komplike divertikülit hastalığının kronik komplikasyonlarından biri olarak gösteriliyor ve erkek hastalarda sık görülüyor. Divertikül daha çok ABD ve Batı Avrupa gibi et ağırlıklı beslenen toplumlarda sık görülen bir sorun" diyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Melih Paksoy, şunları söyledi: "Ülkemizde divertikül hastalığı son 10-15 yıldır daha sık görülmeye başlandı. Hazır gıdaların tüketilmesi ve düzensiz beslenme de divertikülün daha sık görülmesine yol açtığı. Sebze ağırlıklı beslenen kişilerde ise bu durum daha az görülüyor."

Bağırsağın iltihaplı hastalıklarından biri olan divertikülitin önemli bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Paksoy, “Komplike divertikülit ataklarını çok sayıda geçiren hastalarda divertikülün bulunduğu bağırsakla organlar arasında böyle durumlar gelişebiliyor. Hastanın yaşadığı yapışıklığa bağlı olarak mikrobik bir bölge olan bağırsak, temiz olan mesane içeriğini enfekte ediyordu. Elbette böyle bir durumda tedaviye rağmen enfeksiyon geçmiyordu. Bu nedenle yapışıklıklara cerrahi olarak müdahale etmemiz gerekti” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Ameliyatın genel cerrahi ve ürologlardan oluşan geniş bir ekiple gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Melih Paksoy sözlerine şöyle devam etti: "Öncelikle hastaya üroloji tarafından sistoskopi yapılarak mesane sol tarafındaki küçük fistül ağzı gözlendi ve bu bölgeden patolojik inceleme için doku alındı. Hızlı patolojik inceleme ile tümöral doku görülmediğinin bildirilmesiyle bu bölge mesane içinden koterize (Isı ya da kimyasal madde uygulanmasıyla, dokuların öldürülmesi) edildikten sonra laparoskopik ameliyat sırasında sol böbrek kanalını korumak amaçlı içine kateter yerleştirildi. Bu hastalarda geçirilmiş divertikülit ataklarından dolayı o bölgede yapışıklık arttığından cerrahi sırasında ciddi komplikasyonlar oluşabiliyor. Bu nedenle cerrahların genellikle açık ameliyatları tercih ettiği hastalardır.

Yapışıklıklar laparoskopik olarak ayrıldı ve bağırsağın hasta olan bölgesi de çıkarıldı ve sağlam iki bölgesi birleştirildi. Hasta, 4 -5 gün hastanede yattıktan sonra taburcu edildi.”

Anahtar Kelimeler: