AÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı bünyesinde hizmet veren Az Görenler Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Aysun İdil, Türkiye'de az görme ve körlük ile ilgili ulusal bir kayıt sisteminin olmadığı, ancak hesaplamalara göre her bin kişiden 5'inin yüzde 5'in altında görme yeteneği (kör) olduğu ve bin kişiden 20'sinin ise az görebildiği bilgisini verdi.
-TÜRKİYE'DEKİ TEK MERKEZ-
Türkiye'nin göz hastalıklarının tedavisinde çok iyi bir noktada bulunmasına karşın rehabilitasyon açısından eksikler olduğuna işaret eden İdil, AÜ bünyesinde hizmet veren ve üniversite bünyesinde Türkiye'de kurulmuş "ilk ve tek" olan Az Görenler Rehabilitasyon Merkezi'nde yaklaşık bin hastanın rehabilitasyon hizmetinden yararlandığını anlattı.
İdil, "Hastaların yüzde 60'ında 'yararlı görme' sağlandı. Yüzde 3'ü cihaz kullanımını reddetti, yüzde 9.5'unun görme yeteneği bu sistemi kullanmaya uygun değildi, yüzde 8.4'ü ise az görme yardım cihazı dışında reçeteli normal gözlük desteğiyle hedeflerine ulaştı" bilgisini aktardı.
-IŞIĞI GÖREMEYEN-
Koruma ve tedavi sonrasında istenilen başarının elde edilememesi halinde rehabilitasyon hizmetinin önem kazandığına işaret eden Prof. Dr. İdil, "Bir göz kliniğinde tıbbi ya da cerrahi anlamda gerekenler yapıldığı halde yararlı bir görme sağlanamayan hastalar, rehabilitasyon merkezlerinden yararlanabilmektedir" dedi.
Görme düzeyine ilişkin beklentinin kişinin mesleğine, yaşına, eğitim düzeyine, okuma alışkanlığına ve yaşam biçimine göre değişebildiğini anlatan İdil, şunları söyledi:
"Her türlü şey denenmiş, stabil duruma gelmiş ama mevcut görmesi onun yaşamdaki hedeflerini gerçekleştirmesine yetmiyorsa, böyle bir durumda görme düzeyi ne durumda olursa olsun, kişiye onun hedefleri doğrultusunda yakın, ara mesafe ya da uzak görme için uygun sistemlerle ve cihazlarla mevcut görmeyi yararlı hale getiriyoruz.
Pratik olarak bir elin parmaklarını bir metre uzaktan sayabilme yeteneğine sahip kişi, merkezimizdeki uygulamalara yanıt verebilir. Işığı hiç göremeyen ya da el hareketlerini kabaca gören kişilerin görme rehabilitasyonunundan yararlanması ise mümkün değil."
İdil, merkeze başvuranların öncelikle tüm görme fonksiyonlarının değerlendirildiğini ve ardından kişiye özel cihazlar seçildiğini belirterek, "Bunun için optik ya da optik olmayan sistemler kullanılıyor. Az gören hastalar için geliştirilmiş ve gözlüklerin üstüne monte edilmiş küçük teleskoplu gözlükler ile kişinin yüzde 10'luk görme kapasitesi yüzde 90'ın üstüne, hatta tam düzeye çıkabiliyor" diye konuştu.
-GERİ ÖDEMEDE SIKINTI OLABİLİYOR-
İdil, Türkiye'de kullanımını yeni olan bu tür gözlüklerin rahatlıkla temin edilebileceğini bildirirken, ancak geri ödemede sıkıntı yaşanabildiğine işaretle, "SGK şimdi çok sınırlı bir ödeme yapıyor ve katkı payını artırdı" diye konuştu.