'Aziz Yıldırım bıktı, bırakabilir'

Habertürk Gazetesi'nden Meriç Müldür bugün kaleme aldığı haberde Aziz Yıldırım'ın çok yorulduğunu ve bıktığın belirterek yakında "Yeter artık" diyeceğini belirtti. İşte yazının detayları...

Ligin bitimine daha 13 hafta var ama Fenerbahçe yolun sonuna geldi. Şampiyonluktan zaten umut kesildi de ortaya konan futbol Ziraat Türkiye Kupası için de Avrupa Ligi için de haklı olarak herkesi karamsarlığa itiyor. Yanlışlar yapıldı ki bugün bunlar yaşanıyor. Yazının ilerleyen bölümünde detaylarına değineceğim ama bu saha sonuçları Fenerbahçe’yi kongreye götürür. Hem de beklenen tarihlerden çok daha önce...

Advocaat’tan başlayalım.. Yöneticiler geldiği günden beri “Adam gibi adam” diyor başka bir şey söylemiyor. Evet benim gördüğüm kadarıyla da iyi insan, güzel adam. Ama hatalar yapmaya başladı. Özellikle son bir aydır. Sanki istenilen transferler gerçekleşmeyince yolunu yapıyor gibi. Eğer öyleyse yakışmadı. Çünkü bu takımı bu hocanın kurmadığını zaten herkes biliyor. Sezon sonunda alınacak derece ne olursa olsun faturayı kimse Advocaat’a çıkarmazdı.

Reklam
Reklam

KÖTÜLE KÖTÜLE OLACAĞI BUDUR

Ama hoca ne yaptı? “Bu takımı ben kurmadım” dedi. Hadi bunu geçtik belki de en büyük yanlışı takımda kalitesiz, yeteneksiz futbolcular olduğunu defalarca dile getirmesi oldu. Futbol takımı hocasına güvenini kaybetti. Zihinsel olarak da fiziksel olarak da düştüler. Hocanın dediklerini ya yapmıyorlar ya da yapamıyorlar. Nihayetinde senin elindeki kadro bu. Kötüle kötüle olacağı budur. Şu anda öyle bir ortam var ki; teknik direktör oyuncularına, oyuncular hocalarına, taraftar takıma da yönetimine de inanmıyor, güvenmiyor. Böylesine bir güvensizlik ortamında zaten başarı gelmesi mantık dışı. Sakın ola ki Fenerbahçe taraftarı da herkesi suçlayıp kendini ayrı tutmasın. Ligin başından bu yana hiç mi hiç destek olmadılar. O maçlar o statta dolu tribünler önünde oynansa çok farklı skorlar da alınırdı.

YÖNETİM DE YAPTIĞI TEKLİFE PİŞMAN

Şimdi bunları yazıyorum diye yine türlü türlü çamur atanlar çıkacaktır. Çünkü ben yazınca işin rengi değişiyor, Aziz Yıldırım yazdırdı oluyor.

Reklam
Reklam

Yukarıda Allah var, ne Aziz Yıldırım ne de yöneticiler bugüne dek bir gün bile benden lehlerine bir haber yapmamı talep etmediler. Bugün yazdıklarımı da tamamen kendi istihbaratlarım, analizlerim, yorumlarım doğrultusunda kaleme alıyorum. Bilesiniz ki kimse telefon açıp haber vermeye, bilgi paylaşmaya da meraklı değil. Haber almak da öyle sandığınız gibi kolay iş değil.
Bu yönetim kısa bir süre önce sana sözleşme uzatmayı teklif etmiş. Hem de işlerin yine iyi gitmediği dönemde. Bu teklifin cevabı böyle mi verilir? Evet belli ki Advocaat’ın sözleşme uzatmaya niyeti yok da yönetim de o teklifi yaptığına pişman oldu. Hoca “evet” dese bile bu işin artık oluru yok.

BELKİ YARIN BELKİ YARINDAN DA YAKIN

Haksız değil. Kendisinin de ifade ettiği gibi 4 yıldır Demokles’in kılıcı gibi Aziz Yıldırım’ın kafasının üzerinde bekliyor. Ya da bilerek bekletiliyor. Kim olsa bıkar, yorulur.

19 senedir başkan. Daha da kimseye nasip olmaz. Ama her hafta ayrı bir üzüntü, ayrı bir sıkıntı. 7/24 Fenerbahçe için harcanan mesai. Karşılığı ne? Hep üzüntü, hep eleştiri.

Reklam
Reklam

Bir de üstüne hapis hayatı. Değer mi? Kime sorsanız “hayır” der. Tek başına savaş, savaş nereye kadar? Başkanın da yeter artık diyeceği gün yakındır. Belki yarın belki yarından da yakın..

YARGITAY KARARINI BEKLEMEYEBİLİR

Bence artık pek çok şeyin de oluru kalmadı Fenerbahçe’de. Herkes bıktı, yoruldu. En başta da Aziz Yıldırım. Defalarca söyledi. “Yargıtay kararı açıklansın kongre kararı alacağım” dedi. Bunu bile farklı farklı yönlere çekenler oldu. Hatta belli bazı çevreler Yargıtay’dan da beraat kararı çıkacağını pompaladı durdu. Nereden biliyorlarsa!! Nasıl da garanti görüyorlarsa! Evet Aziz Yıldırım Yargıtay’ı bekledi. Aylardır bekliyor. 4 sene oldu karar bir türlü alınmıyor. Kasımpaşa maçının olduğu gün bazı gazetecilerle sohbet ederken de kumpas davasının ilk gününde Silivri’de de bu konuya değindi. “Ne olacaksa olsun. Olumlu ya da olumsuz ne karar çıkacaksa çıksın. Yeter ki artık açıklansın” dedi. Belki o kararın yakın zamanda çıkacağından da ümidini kesti.

Reklam
Reklam

"SİZDEKİ İNANCIN YARISI TAKIMDA OLSA..."

Herkesin dilinde, özellikle de her kötüyü başkandan bilenlerin dilinde, “Kadroyu başkan yapıyor, kadroya müdahale ediyor” iddiaları var. Bu derece müdahil olmadığına eminim.

En son örnekleri olarak Bursa maçında İstanbul’dan telefon açtığı, Krasnodar maçında Emenike’yi başkanın oynattığı yazıldı, söylendi. Tamamen yanlış. Ama başkan olarak fikirlerini hocaya iletmiyor mu? Elbette iletiyor. Bu başka, kadroyu yapmak, hocanın işine müdahale etmek başka. Müdahale etse şu son 3 maçta en azından neler yapardı biliyor musunuz? Bursa’da çok önceleri oyuncu değişikliklerine giderdi.. Rusya’da Emenike’yi oynatmazdı, Robin van Persie’yi tercih ederdi. Kasımpaşa maçında baktı ki iyi oynamıyor Mehmet Topal’ı çıkarırdı, ‘Bana 3 puan lazım’ deyip ikinci yarıda çift forvete dönerdi, Neustaedter’e forma verebilirdi. 4 tane bek oyuncusunun yer aldığı 18 kişilik kadroya en azından Karavaiev’i de yazardı. Rakiplerden çekinmez, oyuncularına cesaret aşılardı. Bunu da en iyi Kayseri maçından önce başkana, “Sizdeki bu inancın yarısı futbolcularda olsa bu takımın şampiyonluğu garanti” diyen Advocaat biliyor. Bu örnekleri çoğaltabilirim. Hepsi de gerçek. Kafadan uydurulmuş senaryolar değil. Olduysa böyle olmuştur, olacaksa böyle olacaktır mantığıyla üretilmiş komplo teorileri hiç değil. Birebir, canlı canlı yaşanmış anlardan sadece birkaç örnek.

Reklam
Reklam

Taraftarla bitirelim... Evet taraftar isyanda. Haklılar. Ama 3 Temmuz’u unuttular, sadece saha sonuçlarına bakar oldular. Şike davasının Silivri’deki duruşma günlerini hatırlıyorum. Ortalık yıkılıyordu. Bugün Silivri’de tarihi bir dava daha görülüyor. Kumpas davası. “Tapeleri tıpa yapacağız” diyen, Fenerbahçe’yi teslim etmeyen o taraftarın bugün bir teki bile Silivri’de yok.

3 Temmuz ise henüz bitmedi. Yargıtay 4 sene geçmesine rağmen bir karar almadı. Herkesin dikkatinden kaçıyor belki de CAS’taki dava da henüz sonuçlanmadı. Geçtiğimiz cuma günü saat 17.00’de açıklanacaktı, her ne hikmetse (!) saat 16.55’te karar tarihinin 10 Mart’a ertelendiği haberi geldi.

Şimdi kumpas davası başladı. Yani biten bir şey yok. Her şey de 10 numara ile çözülmüyor, 10 numara her derde deva değil..