İşte Serdar Ali Çelikler'in 'Aziz Yıldırım'ın 5-0 mağlubiyeti' başlığıyla kaleme aldığı o yazı:
- Yanına Mahmut Uslu’yu da alıp kameraların karşısına çıktı ve “Gerekirse seçime gidelim. Bu TFF’yi biz getirdik, biz götürürüz” dedi. Yanına 3. Lig’den bile bir tane kulüp dahi yanaşmadı: 1-0
- Aynı gece Yusuf Namoğlu ilgili de son derece haklı eleştiriler yapıp, MHK’nin değişmesi gerektiğini söyledi. Sonuç: 2-0
- NTV Spor canlı yayınında Göksel Gümüşdağ ile yayın polemiğine girdi; “Bu şartlarda bu ihaleyi yaptırmam” dedi. Paralarının artması umudu pahasına dahi yarım ağız bile ses çıkaran, destek veren olmadı. Durum: 3-0
- Gökmen Özdemir’in; beIN Sports’ta görev almasını istemediğini, bu olursa dekoderi iade edeceğini söyledi. Özdemir ertesi gün ‘aniden çıktığı hastalık izni’nden hemencecik geri döndü. Bir gol daha: 4-0.
- TFF’yi eleştirmek için ‘zayıf karın’ yabancı sayısından dem vurdu ‘sınırsız yabancı’ kendi isteği değilmiş gibi “Gerekirse yabancıyı yasaklayalım” dedi. Ve sonunda: 5-0.
Eskiden genelde F.Bahçe Başkanı; özelde Aziz Bey esti mi, gürlerdi. En az 5 kulüp yanında saf tutardı. Heyhat artık inandırıcılık sorunu öyle bir sıfırın altına inmiş ki, sürekli gol yiyor. Olan da F.Bahçe başkanlık koltuğunun itibarına oluyor.
BOŞUNA UĞRAŞMAYIN ALİ KOÇ SEÇİLDİ BİLE
Adam, Yapı Kredi’nin yeniden başkanlığına seçildi; Aziz Yıldırım taifesi başladı haberi kaynatmaya “Bakın bakın gördünüz mü? Ali Koç Yapı Kredi’ye başkan seçildi. Artık Fener ile uğraşmaz...”
Akabinde açıklama geçildi: “Ali Bey geçen sene de bu görevdeydi ve aynı göreve yeniden seçildi. Sanki ilk kez bu göreve gelmiş gibi bir hava oluşturulmasını anlayamadık!!!”
Aslında çıplak gerçeği bal gibi bilenlerin başında, bu tür sızdırmaları yapan ‘Azizbahçeliler’ geliyor. Onlar da biliyor ki Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin vatandaşları başkanını çoktaaan seçti bile... Artık başkan Ali Koç’tur. F.Bahçe gibi bir dünya devi de 5 bin Azizbahçeli ile yönetilemez. Bu gerçeği herkes biliyor da gerisi zamanlama meselesi.
VAR SİSTEMİ İLE İLGİLİ ÇILGIN SORULARIM VAR
Video hakem sistemi (VAR) ligin son 2 haftasında bizim ligimizde de kullanılacakmış. En son Fransa-İspanya maçında da uygulamasını gördük. Maç sonunda izlenimim şuydu: Bu iş futbolu kesintiye uğratıyor ama VAR olmasa o maç 1-1 biterdi. Oysa İspanya 2-0 kazandı ve hak yerini buldu. Ancak benim bu VAR sistemi ile ilgili bizim ligimize özgü çılgın sorular var kafamda:
1- VAR sistemini kim kuracak? Stat başına 200 bin Euro’luk maliyeti varmış. 18x200 bin Euro’dan toplam 3 milyon 600 bin Euro’luk maliyeti kim ya da kimler kazanacak? Bu iş ihaleyle mi verilecek yoksa bir şirkete çoktan verildi mi? Bu işi kim organize edecek bilmiyoruz. Bu soruların açıklığa kavuşturulması lazım...
2- VAR için 2 tekaüt hakem maçı araçta izleyip sahadaki hakeme yardım edecek. Ama hepimiz biliyoruz ki Türk hakemliğinde gruplaşmalar had safhada ve ayrı gruplar birbirlerinden nefret ediyor. Mesela Cüneyt Çakır’ın tayfasından biri ‘uyuz oldukları’ Fırat’ın maçını izlerse ne olur? Ya da tam tersi... Bu gruplaşma mantığı ile araç içindeki hakemlere nasıl güveneceğiz?
3- Fransa-İspanya maçında ilk karar 55 saniye 2. karar 95 saniyede verildi. Bu kadar intikal, heyecanı törpülemez mi, stadyum seyircisini daha çok kaçırmaz mı?
4- Griezmann golü attı sevindi, golün anonsu yapıldı sonra gol iptal oldu. Stadyumdaki seyircinin sürekli erken sevinmemesi için ekstra bir işaret geliştirilmeli mi? Mesela basketboldaki mola işareti gibi bir işaret mi yapmalı acaba hakemler?
5- Söz konusu Fransa-İspanya maçında ne tarafa çeksen gelecek penaltı kararına araçtaki video hakemleri karışmadı. Türkiye’de video hakemleri, penaltılara karışacak mı? Yoksa “hakemin yorumu” deyip geçecekler mi?
6- VAR hakemlerinin bulunduğu araç nasıl korunacak? Kulüp başkanları o araçları basmaya çalışır mı?
7- En önemlisi; Yusuf Namoğlu devam edecek mi? Edecekse VAR da gelse YOK da gelse seneye yine hakemler konuşulur!