B. Leverkusen 5-1 G. Saray

Galatasaray, UEFA Kupası 3. tur rövanş maçında deplasmanda Almanya'nın Bayer Leverkusen takımına 5-1 mağlup olarak, UEFA Kupası'na veda etti.

Maçın detayları için tıklayın...

Galatasaray Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp, karşılaşma sonrası düzenlediği basın toplantısında, 8 ay sonra aldıkları böyle ağır bir yenilgiden sonra doğru kelimeleri bulmakta zorlandığını söyleyerek, "Maçın başlarında kalemizde üst üste goller gördük. Üzgünüz, ama önümüzdeki zorlu maçları düşünerek devam etmeliyiz. Hem mental hem de fiziksel olarak enerjimiz eksikti. Bu eksikliğimizi de rakibimiz Bayer Leverkusen cezalandırdı. Bugün hiçbir şeyi istediğimiz gibi yapamadık. Aslında ikinci yarıda oyuna iyi başladık. Oyunun kontrolünü almaya başlamıştık. Ama kalemizde gördüğümüz 4. gol sonrası her şey başa döndü" dedi. Oyuncu tercihleri konusunda ise Alman teknik adam, "Oyuncuları değiştirip, 5-1 mağlup olsaydık, bu kez oyuncuları değiştirdiğim için eleştirilecektim" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Maçın detayları için tıklayın...

Bayer 04 Leverkusen Teknik Direktörü Michael Skibbe ise takımdan çok memnun olduğunu kaydetti. Takımın bu akşam kendini gösterdiğini ifade eden Skibbe, şunları söyledi: Çok gol şansı yakaladık. 25 dakika içine 3 gol sığdırdık. Takım olarak kazandığımız için hepimiz mutluyuz. Bundan sonraki maçımızı Schalke 04 ile yapacağız. Başarılı olacağımıza inanıyorum. Konsantrasyonumuz Schalke 04 takımına olacak. Galatasaray iyi bir takım. Ancak ilk 30 dakika şansın bizden yana olacağını bilemezdik.

Maçın detayları için tıklayın...

Disiplin - Bülent Tulun

Leverkusen orta sahası göstere göstere ayağa oynayarak Galatasaray'ın muhteşem savunma göbeği arasından 23 dakikada yürüyerek 3 tane gol buldu. G.Saray kalesine hiç baskı görmeden gelen Leverkusen, 36 yaşındaki Barbarez'in resim çektirerek attığı 2 gol ve Kiessling'in attığı 3. golden sonra 23. dakikada maçı bitirmişti. Ondan sonrası ev sahibi takım için herhangi bir sakatlığa meydan vermeden karşılaşmayı sona erdirmekten ibaretti.

Abartılı disiplin gösterileri ancak kendi içinde tutarlı olduğu ve bir duruş gösterildiği zaman başarılı olur. Sezon başından bu yana tenaküz kamplarındaki kamp komutanı katılığını göstermeye çalışan, bu yüzden sadece ilk sene için 11 milyon euro maliyetli Lincoln'ü feda eden, 20 gün evvel 'Kendisine kulüp arasın. Bu işin dönüşü yok' dediği Sabri'yi 20. dakikada ısındıran bir hocanın kendinde değildir. Çok üzülerek tespit ediyorum ki Karl Heinz Feldkamp şapkadan tavşanı çıkaramadı ve Galatasaray'a kaprisleriyle son 8 senenin en ağır yenilgilerini tattırdı. Grup maçlarında sadece Panionios'u yenerek bu duruma gelmek zaten çok da inandırıcı değildi.

Reklam
Reklam

Maçın detayları için tıklayın...

Kalli hesabı ödemeli - Levent Tüzemen

Kalli'nin yabancıları kulübeye oturtup yerli Galatasaray'ı sahaya sürmesi duygusal bir tercihti. Kalli'nin bu kararında elle tutalacak tek dal yerli Galatasaray'ın son haftalarda maç kaybetmemesi ve Leverkusen'i ilk maçta elinden kaçırmasıydı. Ancak Kalli'nin kumarı tutmadı... Galatasaray, Leverkusen'de utanç gecesine imza attı.

Bir Çin atasözü şöyle der: "Başarının sırrı, hasmını şaşırtmakta yatar." Kalli'nin yerli Galatasaray'ı 22 dakika içinde Leverkusen'den üç gol yiyip diz çöktü. Bu yenilgide baş suçlu Kalli'dir. Çünkü tercih ettiği 'yerli Galatasaray' oyuna korkak başladı. Isıran, rakibine önde basan, alan daraltan Galatasaray felsefesinden sahada eser yoktu. Bir takım kısa sürede üç gol yiyebilir. Ama o dakikadan sonra sahneye çıkacak kişi teknik adamdır. Üç golü yiyinceye kadar Galatasaray'ın pozisyonu yoktu. Üç golden sonra da rakip sahaya gidemeyen, kanatları kullanamayan ve orta alanı kontrol edemeyen bir Galatasaray vardı. Kalli değişiklikler için ilk yarının bitimini bekledi. Yaşlı Alman'ın oyunu okuma ve oyuna müdahele etme reflekslerinin çökmüş olduğu Leverkusen'de belgelendi.

Reklam
Reklam

Maçın detayları için tıklayın...

11 dakikada bitti - İskender Günen

G.Saray, Turkcell Süper Lig'in lideri...Bayer Leverkusen ise Bundesliga'da dördüncü sırada... Dünkü sonuca baktığımızda, iki takım arasında bu kadar fark var mı diye sorabilirsiniz?

Ya da bir başka deyişle; İstanbul'daki maçta Leverkusen'e gol pozisyonu bile vermeyen ve goller kaçıran Galatasaray'ın, rövanşta 5-1 yenilmesinin nedenlerini sorgulamak gerekiyor. 11 dakikada maç bitti. Bunda en önemli etken savunma... Başka bir deyişle, Galatasaray defansının kalesini savunmaması. Yenilen ilk golde, Servet rakibine pas imkanı vermemesi gerekirken büyük bir hata yaptı, ardından da üç sarıkırmızılı futbolcu arasında Barbarez kafayı vurdu. İkinci gol ise Emre'nin ofsaytı bozmasından kaynaklandı. Üçüncü de, sağ taraftan gelen topta kademe anlayışının yetersizliğinden. Turkcell Süper Lig'de savunmanızda böylesi yetmezlikler belki başınızı ağrıtmıyor. Ama uluslararası maçlarda rakipler size hemen cezayı kesiveriyor.

Maçın detayları için tıklayın...

Harakiri yaptı - Murat Özarı

Çok yazık... UEFA Kupası Şampiyonu apoletli Galatasaray, 15 dakika içinde öyle iki gol yiyor ki evlere şenlik! Mahalle takımı böyle gol yemez. İlk golde de Galatasaray defansı Oscar kazanmış bir filmi izler gibiydi. Herkes topa bakıyor. Rakip kimsenin umurunda değil. Top kendi kendine kaleye girmez ki! Önce rakip futbolcuyu kontrol edeceksin. İkinci gol daha beter. Leverkusen iki pasta bizim kaleye iniyor ve golü buluyor. Sanki rüyadayım. Hani derler ya 'rüyamda bile görsem inanmam' diye. Ben Galatasaray'ın 22 dakikada üç gol yediğine inanamıyorum. Bu bir rüya değil mi diye maçı beraber izlediğim arkadaşlarıma soruyorum. 'Bana bir çimdik atın' diyorum. Ve rüya olmadığını anlıyorum. Lincoln nerede? Brezilyalıyı Kasımpaşa maçı için mi aldınız? Feldkamp'a bugüne kadar hep destek verdik. Ama maalesef Feldkamp hırslarının kurbanı oldu. Lincoln bu maçta ilk 11'de oynamayacak da hangi maçta oynayacak? Sayın Feldkamp'a soruyorum: 'Lincoln'ü PAF takımına karşı mı oynatmayı düşünüyorsunuz?'

Reklam
Reklam

Maçın detayları için tıklayın...

Nakavt - Kanat Atkaya

Geçen hafta Ali Sami Yen'de 0-0 biten maçın ardından Karl Heinz Feldkamp, "Bu bir boks maçı olsaydı, sayıyla galip gelmiştik" demişti. Aynı mantıkla yola çıkarsak, Galatasaray dün gece 11 dakikada "nakavt" oldu. Yol yorgunluğuna, sakatlığa, üst üste gelen maç trafiğine sığınılabilinir. Ancak bunların hiçbiri dün geceki 11 dakikalık koma anını açıklayamaz. Normal bir futbol takımı gibi maça başladı Galatasaray. Ortalama bir futbol takımının, yapacaklarını sahada gösterdi. Rakip sahaya gitti, gol aradı, kendi sahasına gelen topları uzaklaştırmaya çalıştı falan filan. Ancak 11. dakikadan itibaren Galatasaray bir anda durdu. Ama durmak derken koşmamaktan falan bahsetmiyorum; kafasıyla, vücuduyla, formasıyla sahadan silindi.

Maçın detayları için tıklayın...

5'e dua edelim - Doğan Koloğlu

G.Saray maç öncesi ümitliydi. Çünkü rakibin en büyük silahi ünlü kaleci Adler yerine gerçek acemi Benedick'in oynayacağı açıklandı. Öte taraftan maç öncesi ‘Neden Lincoln'le başlamadık?' dedik. Kalli, onun Almanya'da gösteri yapma kompleksinde olduğunu varsayıp, kesmişti takımdan. 2. yarıda oyuna girdi ama o da sanki sahada yoktu, hâlâ kulübede oturuyordu. Santrforda Hakan Şükür'le oynamak çok zor. Çünkü bu, Türkiye'de oynanan bir karşılaşma değildi. Hakan'ın tek başına santrada kalması, deparsızlığı ve teke tekte adam geçme olanağının çok sınırlı olması kontratak şansımızı da bitirdi.

Reklam
Reklam

Bu sıkışıklık nedeniyle Leverkusen orta alan hakimiyetini ele alarak, topun olduğu yerde hep 2 boş adamla dolaşarak G.Saray'ı perişan etti. Üstelik diğer forvet Ümit de deparsızdı. Kontratak şansımızı kendi kendimize yok ettik. Rakip, çoğu kez 7-8 kişiyle paslaşarak geliyordu. Oysa ki İstanbul'daki maç, böyle bir işaret göstermemişti. Ama G.Saray yönetimi, hem de sürpriz bir prim vaat etmesine rağmen, maç henüz 15. dakikada bitti. Şurası net: Türkiye'de futbol yanlış oynanıyor. Artık topun olduğu yerde hangi takım daha çok adamla pres yaparsa, oyunu kazanıyor. Almanya'da bu dersi aldık.

Maçın detayları için tıklayın...