Kaldıkları ev 2 kez kurşunlanan G., saldırıyı yapmakla suçladığı babasına, “Sevdiğimle yaşamak istiyorum, aşkımıza kurşun sıkma” diye çağrıda bulundu.
E.F.G., 4 yıl önce tatillerini geçirdikleri Mersin’deki yazlıkta, o dönem sitenin kafeteryasında çalışan yaşıtı M.A. ile tanışıp, arkadaş oldu.
Tatil sonrası Almanya’ya dönen G., sevdiği A. ile internet ve telefon aracılığıyla görüşmeyi sürdürdü. G., babasının kendini, dayısının oğlu 22 yaşındaki H.Ç. ile evlendirmek istemesi üzerine sevdiği gençten söz edip, “Ben M.’yi seviyorum. Başkasıyla evlenmek istemiyorum” dedi. Babası 45 yaşındaki H.G.’nin, “Yabancı biriyle evlenemezsin. H. ile evleneceksin” diye ısrar etmesi üzerine 2009’un mart ayında, o sırada askerde olan M.A.’ın Adana’daki ailesinin yanına kaçtı. E.F.G., yanına gelen babasının, ‘kendisini sevdiğiyle evlendireceği’ sözüne inanıp Almanya’ya döndü.
‘KUZENİMLE ZORLA NİKAHLADILAR’
Babasının sözünde durmadığını, Almanya’da kendisini dövdüğünü öne süren G., yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Dayak yiyince polisi aradım. Beni alıp, sığınma evine yerleştirdiler. Bir ay sonra tekrar kaçtım. Babam yine peşimden geldi, bu kez silah zoruyla götürdü. Kuzenimle evlenmediğim takdirde M.’yi ve ailesini öldüreceğini söyleyince dediğini yaptım. Kuzenim de askerdi, düğünde izinli gelmişti. 6 gün kaldı. Kendisine, M.’den söz ettim. Bu nedenle aramızda hiçbir ilişki olmadı. H. birliğine döndü, ben de ailemle birlikte Almanya’ya. 7 Mart 2010 tarihinde M. terhis olunca Almanya’dan kaçıp, Adana’ya geldim. Babam peşimden gelip, beni Gaziantep’e götürdü. Jandarmaya şikayet ettim, beni bırakmak zorunda kaldı. Adana’da M.’nin yanına kaçtım.”
‘M. İLE EVLENECEĞİM’
M.’nin ailesiyle birlikte kaldıkları eve 29 Nisan’da silahlı saldırı yapıldığını belirten E.F.G. şöyle devam etti:
“Neyse ki ölen ya da yaralanan olmadı. M. ve ben Antalya’ya kaçtık, döndükten sonra da saldırı devam etti. Bu kez 1 Temmuz’da, eve av tüfeğiyle ateş edildi. Bu saldırılar nedeniyle evi terk ettik, başka yerlerde kalmaya başladık. Babam kimliğime ve pasaportuma el koyduğu için Ankara’da Almanya Büyükelçiliği’ne başvurdum. Kimliğim gelir gelmez boşanma davası açıp, kuzenimden ayrılacağım, M. ile evleneceğim. Babamdan da artık bizi rahat bırakmasını istiyorum. Sevdiğimle yaşamak istiyorum, baba, ne olur bizi bırak. Aşkımıza kurşun sıkma.”
Mobilya ustası olan, ancak sevdiği kızın yakınlarının kendilerine saldırabilecekleri korkusuyla iş yapamadığını kaydeden M.A da, birbirlerini sevdiklerini ve evlenmek istediklerini söyledi.
PENCEREYE DUVAR ÖRDÜRDÜ
Evi 2 kez saldırıya uğrayınca, saldırıların yapıldığı taraftaki pencereyi duvar ördürerek kapatan 4 çocuk babası emekli işçi 52 yaşındaki A.A. da şunları anlattı:
“Ailem aslen Malatyalı, ben doğma büyüme Adanalıyım. Bir tek düşmanım bile yok. E.’nin bize geldiği günün gecesinde av tüfeğiyle evimize ateş edildi. İkincide pencereye, ‘Bu bir uyarı. Ya kızı verirsiniz, ya ölürsünüz’ yazılı kağıt bıraktılar, sonra ateş ettiler. Tehditler nedeniyle bu saldırıları kızın babasının yaptığını, yaptırdığını düşünüyoruz. Öncesinde de telefonla arayıp, sürekli bizi tehdit ediyordu. Bu çocuklar birbirini seviyor. Sevenleri ayırmasınlar.”
DELİL BULUNAMADI
‘Silahla tehdit’le suçlanan ve silahlı saldırıları gerçekleştirdikleri iddia edilen H.G., oğulları 34 yaşındaki E. ve 30 yaşındaki M.E.G. ile 2 yakını hakkında, Adana Cumhuriyet Savcılığı’nca yapılan soruşturma sonunda, ‘delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verildi.
DHA