Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, uygulanan ekonomik programın güçlü bir program olduğunu ve bu programı aynı kararlılıkla devam ettireceklerini belirterek, "Son üç buçuk yıldır içerde ve dışarıda meydana gelen pek çok gelişmenin ekonomimiz üzerinde etkisi nasıl sınırlı kaldıysa, bundan sonraki gelişmelerin etkisi de sınırlı kalacaktır" dedi.
Babacan, D-8 Zirvesi için geldiği Bali Adasında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye ekonomisinin içerde ve dışarıda yaşanabilecek pek çok gelişmeye karşı çok daha korunaklı bir yapıya kavuştuğunu vurgulayan Babacan, şunları kaydetti: "Burada son dalgalanmalar için kriz, devalüasyon gibi kelimeleri pervasızca kullananları da uyarmak istiyorum. Serbest kur rejiminde devalüasyon kelimesini kullanmak teknik bir hatadır. Serbest kur rejiminde para değer kazanır ya da kaybeder. Bunu sık sık tekrarlamamız gerekiyor herhalde. Öte yandan hükümetimizi başarısız göstermek adına piyasalardaki gelişmelerin gerçek boyutlarını aşarak işlenmesini de doğru bulmuyorum. 3.5 yılda ekonomide elde ettiğimiz başarıdan kazanan, Türkiye olmuştur. Bu kazanımların kaybedilmesi, fırsatların kaçması da yine Türkiye'yi üzecektir. Biz hükümet olarak, bu fırsatların heba edilmesine asla izin vermeyeceğiz, fırsat vermeyeceğiz."
"Mali piyasalardaki son hareketlilikte dış faktörlerin iç faktörlerden daha etkin olduğunu" söyleyen Babacan şu görüşlere yer verdi: "Dış faktörlerden en önemlisi 10 Mayıs 2006 Çarşamba günü FED'in faiz oranını 25 baz puan artırarak yüzde 5'e çıkarması ve gelecek faiz kararlarının ekonomik görünüme göre şekilleneceğini açıklamasıdır. Dış faktörlerden bir diğeri ise, petrol, altın ve diğer emtia fiyatlarının rekor seviyede artışıdır. Bu dış gelişmeler Türkiye ile birlikte diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri de etkilemiştir. Diğer ülkelerdeki etkilenme, 10 Mayıs tarihinde FOMC kararı sonrasında çok daha net bir biçimde hissedilmeye başlanmıştır."
Babacan, Türkiye'deki gelişmeleri etkileyen iç faktörler olarak, "Nisan ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde çıkması, sosyal güvenlik yasasının veto edilmiş olması, finansal enstrümanlardan elde edilen kazançlardan alınan stopaj uygulaması ile ilgili özellikle yabancı yatırımcıların incelemeye alındığına ilişkin spekülasyon, cari açıkla ilgili tartışmalar, bazı idari yargı kararları" gibi faktörlerin sayılabileceğini söyledi.
Babacan, cari açığa ilişkin olarak da şunları kaydetti: "Son aylarda 2006 yılı cari açık tahminlerinde yukarı yönde revizyonlar yapılmaktadır. Petrol fiyatlarındaki artış ile 2006 yılı turizm gelirlerinin ilk tahminlere göre daha düşük kalacağı beklentisi, bu revizyonların en önemli sebeplerindendir. Öte yandan 2006 yılı için sermaye girişleri ile ilgili tahminler de yine artış yönünde revize edilmektedir."