Babacan: Sisli Ve Virajlı Bir Yolda Ilerliyoruz, Gaza Basmayacağız

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cari açığı ve ithalatı daraltma adına uygulanan soğutma tedbirlerinin ardında durdu....

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cari açığı ve ithalatı daraltma adına uygulanan soğutma tedbirlerinin ardında durdu. Babacan, ekonomi yönetimini; sisli ve virajlı yollarda otobüs kullanmaya benzetirken, "Yolda ağır ağır ilerlerken yolculardan 'Yavaşlama, bas gaza' gibi sesler gelebilir. Burada onları dinlemeyeceğiz. Görevimizin sorumluluğunu yerine getireceğiz. Dikkatli gitmeliyiz. Türkiye'nin tasarruf oranları ile orantılı büyümeliyiz." dedi.

24-25 Eylül tarihlerini kapsayan İstanbul Finans Zirvesi (İstanbul Finance Summit)'nin açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Babacan, burada yaptığı konuşmada, güncel ekonomik konularda değerlendirmelerde bulundu. Ali Babacan, 2008 bunalımının ayrı safhalarla devam ettiğini aktarırken, "Dışarıda kopan fırtına Türkiye'ye fazla etkide bulunmasa da riskler var. Dışarıda olup bitenler kaygı verici. Çünkü bunalım yeni aşamalar ile devam ediyor." ifadelerini kullandı. 2008 bunalımının devletlerin kredibilitelerini etkilediğini vurgulayan Babacan, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Devletler, sorunlara muhatap olduğunda, devletlerin kredibiliteleri sorgulandığında ardında kimin duracağı açık değil. Şu an yapılan bol bol para basmak. Ama para basarak bunalımdan kurtulmak mümkün değil. Para, ancak otoritelere katkı olsun diye geçici olarak başvurulan bir önlemdir. Süratle büyüyen yangını söndürmek için devrede olabilir. Şu an Avrupa odaklı bunalım kaygıları var. Avrupa Merkez Bankası'nın son adımı piyasaları geçici olarak rahatlatsa da otoriteler, iktidarlar gerekeni yapmadığı takdirde sorunlar artacaktır. Onun için cesur kararlar alınmalı. Bir ülkenin kamu borcu fazla ise bu piyasa için kaygı kaynağı ise borçları ve bütçe açığını daraltıcı adımlar atılmalı. Bütün bunlar da orta vadeli programlar ile yapılmalı. Avrupa için gelecek dönemde en önemli konu uygulamadır. Yunanistan için, Portekiz için, İrlanda için, son olarak Kıbrıs Rum kesimi için programlar yapıldı. Anılan ülkeler, IMF den katkı alıp vaat ettikleri programları uygulayacak. Tabloya bakıldığında önemli olan uygulamada. İtalya ve İspanya iktidarları açıkladıkları program ve hedeflere uygun davranabilecek mi? Tabii bunlar da önemli soru işaretleri olacak. ABD'ye bakıldığında mali belirsizlik söz konusu. Kasım seçimlerinin ardından belli konularda gereken kararlar alındığı takdirde, güvenilir bir program ortaya koyulmadığı takdirde gelecek sene ABD ekonomisi çok tartışılabilir. Avrupa ve ABD artık öngörülebilir programla, neyi ne zaman yapacağını ortaya koymalı. Ortaya koymalı ki diğer ülkeler, yol haritalarını belirleyebilsin."

Reklam
Reklam

Ali Babacan, gelişmiş ülkelerin yanında gelişmekte olan ülkelerde de yavaşlama görüldüğüne işaret ederek, "Çin'in ve Brezilya'nın büyüme rakamları aşağı yönlü yenilendi. Hindistan'da bütçe açığı ve borç stoğu arttı. Gelişmiş ülkeleri büyüteç altına alırken gelişmekte olan ülkelerde de sorunlar olduğuna tanıklık ediyoruz. Bunlar, dünyanın tamamı için risktir." yorumunu yaptı. Başbakan Yardımcısı, ülkelere ve kurumlara rehavete kapılmamaları; dünyada olup bitenlere duyarlı olup buna göre tavır almaları uyarılarında bulundu.

Türkiye'nin ekonomide iyi bir yerde olduğunu anlatan Babacan, "Türkiye her fırtınaya karşı korundu. Finans kurumları ayakta kaldı. Türkiye'nin kamu maliyesinin güçlü oluşu, borçları ve bütçe açığının gerilerde olması ülkeyi korudu. Dışarıda fırtına koparken, yer yerinden oynarken Türkiye'de büyüme ve istihdam var. Finans kurumlarının gayet iyi durumda. Ama bu ortamda 'Acaba bu kadar dikkatli olmasak mı, hafif koyversek, rahatlasak mı' yaklaşımları riskli." şeklinde konuştu. Bu çerçevde her adımı ölçerek atacaklarını, dikkatli olacaklarını dile getiren Babacan, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Kredierin artması, bunun tüketdici finansmanına ve iç tüketime yönelmesi hem iktidar olarak hem ilgili birimler olarak adım atmamızı gerektirdi. Önlemlerimizle kredi artışının önünü kesmeyi bildik. Bu sene belki yüzde 3 seviyelerinde büyüme olacak ama bu istikrarlı bir büyüme olacak. 'Bu sene güçlü büyüyelim. sonrasına bakarız' anlayışı ülkeyi felaketle karşı karşıya bırakır. Ekonomiyi yönetmek, sisli ve virajlı yollarda otobüs kullanmak gibidir. Yolda ağır ağır ilerlerken yolculardan 'Yavaşlama, bas gaza' sesleri gelebilir. Onların sözünü dinlemeyeceğiz. Görevin sorumluluğunu yerine getirceğiz. Çünkü dikkatli gitmeliyiz. Türkiye'nin tasarruf oranları ile orantılı büyümeliyiz. Bu oran 2012 için yüzde 3, belki 2013 için yüzde 4. Ama bunlar Avrupa nın en güçlü büyüme oranları. 2012 ve 2013'te Avrupa'nın en fazla büyüyen ve istihdam üreten ekonomisi olacağız. Onun için güvenli, emin adımlarla yola devam etmeliyiz. Çünkü Türkiye'nin bugüne kadar yaptıklarının yanında bundan sonra yapacakları da önemli. "

Reklam
Reklam

Orta Gelr Tuzağı'na önemle eğildiklerini duyuran Babacan, bu anlamda yargı ve eğitim reformlarına odaklandıklarını bildirdi. Dördüncü yargı paketi ile Türkiye'nin hukuk devleti olması için gerekeni yapacaklarını vaat eden Babacan, eğitimde 4+4+4 sistemini önemli bir reform olarak değerlendirdi. Babacan, "Mecburi eğitimi 12 seneye çıkardık. Eğitim uzmanlarının gelişmiş ülkelerde tavsiye ettikleri gibi çocukları daha erken yaşlarda eğitime dahil ettik. İlkokul 1. snıfa daha küçük yaşlarda başlıyorlar ama aynı müfredat ile başlamıyor." dedi.

Son olarak İstanbul'un ekonomi adına önemine temas eden Babacan, şehrin dünya finans çevrelerinin ilgi odağı haline geldiğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: