ANKARA (İHA)- Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, AB Dönem Başkanı İrlanda'nın Ankara Büyükelçisi Sean Whelan'ın AB'ye üye 15 ülke ve AB'ye aday 12 ülkenin Ankara Büyükelçileri'ne verdiği yemeğe katıldı.
İrlanda Büyükelçiliği'nde gerçekleşen yemeğin ardından bir açıklama yapan Babacan, toplantıda Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde almakta olduğu mesafeyi görüştüklerini belirterek, büyükelçilerle Türkiye'deki son ekonomik gelişmeleri ele aldıklarını söyledi. Babacan, özellikle bundan sonraki dönemde AB'ye uyum adına ekonomik açıdan Türkiye'nin yapması gereken çalışmalarda da karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, AB ile ilgili Türkiye'nin reform sürecinin siyasi ve ekonomik reformlar olmak üzere 2'ye ayrıldığını hatırlattı. Babacan, Türkiye'nin AB'ye uyum konusunda aldığı mesafenin son derece kayda değer olduğuna işaret ederek, ekonomik alanda da benzer bir mesafenin alınmakta olduğunu ve özellikle müzakere sürecinin başlaması ile birlikte ekonomik alanda uyum sürecinde yapılması gereken yoğun ve önemli çalışmalar olduğuna dikkati çekti. Babacan, bu çalışamaların gelecek aylarda daha da rafine hale getirileceğini belirterek, AB'nin Türkiye'deki sistemi baştan aşağı yeniden ele alan ve yeniden kritelerle şekillendiren bir süreç olduğunu bildirdi. Türkiye'nin her alanda çok daha gelişmiş ve çok daha ileri bir ülke olması için bu sürecin herkes için son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, yemekte kendisinin kısa bir sunum yaptığını ve daha sonra büyükelçilerin çeşitli sorularını cevapladığını bildirdi. Babacan, büyükelçilerin, özellikle Türkiye'deki hem siyasi hem de ekonomik alanda son dönemlerde yapılan çalışmalardan ve Türkiye'nin kısa sürede aldığı mesafeden son derece memnun olduklarını kendisine ifade ettiklerini bildirdi.
Ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Babacan, büyükelçilerin Kıbrıs müzakerelerine ilişkin değerlendirmelerinin olup olmadığının sorulması üzerine, Kıbrıs'la ilgili gelişmelerin son derece ümit verici olduğunu söyledi. Türkiye'nin bu konuda attığı adımların ve 'pro-aktif' yaklaşımının çok büyük takdir topladığını belirten Babacan, bu durumun Türkiye'nin AB sürecinde ne kadar güçlü bir siyasi iradeye sahip olduğunun da bir göstergesi olduğunu bildirdi.
Babacan, Maastricht Kriterleri'nin yerine getirilmesi konusunda Türkiye'nin halen sıkıntı çektiğinin hatırlatılması üzerine, "Maastricht Kriterleri, borç stoğu, bütçe açıkları, enflasyon ve faiz hadleri konusundaki kriterlerdir. Bizim amacımız, 2007 tarihi itibariyle Türkiye'yi Maastricht Kriterleri'ni yakalamış bir ülke haline getirmek. Bu kriterler, AB'ye tam üyelik için gereken kriterler değil, para birliği için gereken kriterler. Buna rağmen biz kendimize bunu hedef edindik ve 2007 yılına kadar bütçe açıklarında, faiz hadlerinde, bütçe açıklarında, enflasyonda ve kamu borçlarında olsun biz Maastricht Kriteleri'ni yakalamak istiyoruz. Bu bir hayal değil, son bir yıldır gelişmelere ve uyguladığımız politikalara bakarak ve bundan sonra uygulayacağımız politikalara bakarak ulaşabileceğimiz hedeflerdir" dedi.
Babacan, bankacılık alanındaki iyileştirilmesine yönelik özel bir komisyon kurulması konusundaki son aşamalar hakkındaki soruları da değerlendirerek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nu (BDDK) birbirinden ayıran bir yasanın çıktığını hatırlattı. Babacan, TMSF Kurulu'nun kurulduğunu belirterek, çalışmaların ağırlıklı olarak bu kurula yöneltildiğini söyledi. Fon kurulunun TMSF'nin alacaklarının tahsil edilmesi açısından önemli olduğunu belirten Babacan, sırada özel çalışma ekibinin kurulması olduğunu söyledi. Yeni ekibin formal bir yapıda değil geçici bir yapısı olacağını açıklayan Babacan, söz konusu ekibin, benzer şeylerin yeniden tekrarlanmaması için neler yapılabileceğinin belirlenmesi yönünde bir rapor hazırlayacağını kaydetti. Babacan, isimler üzerinde çalışıldığını sözlerine ekledi. Babacan, son dönemde çok fazla finansal açığı veya fazlası olan KİT'ler için neler yapılacağının sorulması üzerine, Nisan 2004'te KİT'lerin bilançolarının açıklanacağını hatırlatarak, bu tarihi görmeden KİT'lerin finansal yapısı hakkında bilgi vermenin zor olduğuna değindi.
IMF heyetinin gelişinin gecikmesi üzerine birtakım nedenler öne sürülmesinin sorulması üzerine Babacan, "Bu konularda benden ya da Hazine'den bir açıklama yapılmadıkça inanmayın ve güvenmeyin" dedi. Babacan, IMF çalışmalarına ilişkin neler yapıldığını ve yapılacağına dair bir açıklamanın çok yakın bir tarihte Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılacağını da sözlerine eklerken, nemaların 8 Mart'tan itibaren ödenebileceğini söyledi.