Bacaklarını traş etmeyi bıraktı ve bakın ne oldu! İlginç deney

Kadınların vücut tüyleri medyada pek çok habere konu oluyor. Madonna, Jemima Kirke, Miley Cyrus ve Scout Willis gibi ünlüler, internet tutkunlarını peşinde sürükleyerek “doğal olma” konusunda ilham kaynağı teşkil ediyor.

Bu onlar için harika (ve kendilerini bu kişilerin hayranı olan gören kadınlar için de büyük bir adım). Genç kadınların belki de en çok büyürken pozitif rol modellerine ihtiyacı bulunuyor ve kendilerini birer hayran olarak gören kadınlar bile bu ünlülerin beden diliyle sergilediği mesajlardan istifade ediyor. Özellikle de vücut tüyleri konusunda.

Vücudu tüylerle kaplı bir erkek kimsenin gözüne batmaz ama bir kadın tüylerini tıraş etmediğinde nedense durum tam tersi olur. Popüler kültür ikonları bile doğal vücut halleri ile görüntü verdiklerinde bazı insanlar onları “hippilik” heveslisi olarak nitelendirirken diğerleri bir kadının bacaklarını tıraş etmemesinin “çirkin” bir şey olduğunu ifade ediyor. Oysa bu düşüncenin oluşması için gerçekte hiçbir biyolojik neden yok. Tıraş edilmiş şekli hoş mu görünüyor? Kesinlikle, ama hiç bir şey bacakları tüylerle dolu bir erkeğin kendini kötü hissetmesine neden olmuyor. İyi hissetmenizi mi sağlıyor? Evet, ama harika hissettiren ne biliyor musunuz? Vücudunuzun kontrolünü elinize almak ve kişiliğinizi yansıtan seçimler yapmak.

Reklam
Reklam

Ve işte bacaklarımı tıraş etmeyi bırakmaya karar verdiğimde yaşadığım şeyler…

Deney

Kendisini bir feminist olarak tanımlayan ve neredeyse her şeyi bir kez olsun tatmayı isteyen birisi olarak meselenin ne olduğunu bizzat kendim görmek istedim. Bunun sebebi sadece jiletin verdiği histen rahatsız olmam değil, aynı zamanda kendi seçimime göre davrandığımda herhangi bir yargıyla karşılaşıp karşılaşmayacağımı görmek istememdi. Eğer internetteki yorumları bir gösterge olarak alırsak, büyük ihtimalle tanımadığım kişilerin bakışlarıyla karşılaşabileceğimi biliyordum. Ancak ne olursa olsun, yine de bunu denemeye istekliydim.

İki hafta boyunca jileti bir kenara bıraktım ve bacaklarımı tıraş etmekten vazgeçtim. Hedefim mi? Kendimle ilgili yeni bir şeyler öğreneceğimi umuyordum ve feminizmi yaşamaya karar vermiştim. Tıraş olmamanın beni nasıl değiştireceğini ve yabancıları nasıl etkileyeceğini görmek istiyordum. Fark edecekler miydi? Önemseyecekler miydi? Dikkat edecekler miydi?

Reklam
Reklam

Ve iki haftanın sonunda, bacaklarımdaki kaşıntı ile birlikte daha birçok sorunu aştım.


1. Gün: Başlangıç

Evet, çocuklar, aslında bu ikinci gün. 1.gün tıraş olmayı bıraktım ama ilk günle ilgili bildirecek “verilerim” yok çünkü tüylerim henüz içeride uzuyor. Bu nedenle 2. günü “yeni” başlangıç olarak kabul etim. Yıl boyu bikini mevsiminde olan Florida’da yaşıyorum. Kış ayları süresince parmak arası terlikler ve şortlar görmek oldukça sıradan bir durum. Özellikle benim yaşadığım yerde plaj kültürü çok yaygın. Bu nedenle tüysüz bacaklar bir kadının kişisel bakım rutininin temelini oluşturuyor. Ben kaşlar ve kol altları gibi küçük alanlar için bir uzmana gidiyorum ama bacaklarım için sadece jilet ve tıraş köpüğü kullanıyorum. İkinci günde tıraş konusunda endişelenmeme gerek yoktu.

Bu deneyde başıma ne geleceğinden emin değilim. Sabırsızlanıyorum ve henüz bir “koca ayağa” dönüşmediğimi görüyorum. Tüylerim koyu, cildim ise açık renkli olmasına rağmen çok yakına gelmedikçe çıkanları göremiyorsunuz. Birilerinin fark edeceğini umuyordum.

Reklam
Reklam

5. Gün: Houston, Tüylerim çıkıyor!

Deney süresinin neredeyse yarısına yaklaşırken sonunda bacaklarımdaki tüylerin belirginleştiğini fark ettim! Daha önce olsaydı bu şekilde dışarı çıkmazdım. Ama şimdi, çevreden tepki göreceğimi düşündüğümden huzursuzum. Bacaklarımdaki tüyleri ilk fark eden kişi 20 aylık oğlum oldu. Kanepede oturmuş, bacaklarımı sehpaya uzatmış kahve içiyordum. Yanıma geldi ve bacaklarımı okşadı. Burnunu kırıştırdı ve kıkırdadı. Ellerini bacaklarımda ileri geri dolaştırdı. Avuçları gıdıklanıyordu. En azından bir insandan aldığım ilk tepki olumluydu!

Durumu fark eden ikinci kişi eşim oldu. Yaptığım şeyi kimseye söylememeye karar vermiştim. Bacaklarımdaki tüyleri fark edip etmeyeceğini ve ne zaman fark edeceğini görmek istemiştim. Beklemekten sıkılmıştım. O gece kanepede oturuyorduk (sadece oturmaktan fazlasını yapıyorduk) ve bacaklarımı tesadüfen ona doğru uzattım. Hiçbir şey söylemedi. Sonunda farklı bir şey hissedip hissetmediğini sordum. “Ahh, evet” diye cevap verdi o kadar. Onu konuşmak için sıkıştırdığımda, önemsemediğini ve komik bulduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

8. Gün: Eski Alışkanlıklar Zor Mu Yok Oluyor?

Belirlediğim sürenin yarısını geçtim. Bacaklarımdaki tüyleri sadece iki kişinin (biri yetişkin bile değil) fark etmesi ve hiçbir şey dememesi biraz hayal kırıklığı yarattı. Ocak başında beklenen su asla kaynamaz derler; bu nedenle bir süre diğer insanların ne düşünecekleri fikrini aklımdan silip attım. Bunun yerine kendime ve ne kadar değiştiğime odaklanmaya çalıştım.
Eğer siz de benim gibiyseniz, duşta elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz demektir. Saçımı yıkarken, deneye başladığımdan beri nelerin daha farklı olduğunu düşündüm. Tıraş olmamakla çok fazla zaman kazanmış oldum. Buharın ve sıcak suyun altında saçlarımın yumuşamasını beklerdim ve kuru deriden kurtulup tüylerin deri altından büyümesini engellemek için vücudumu keselerdim. Ardından duş kremi sürerdim. Duştan sonra kuruluğu ve tahrişi önlemek için bol bol losyon sürerdim. Bir haftadan uzun süredir artık bunları yapmıyorum ve kendimi harika hissediyorum!


11. Gün: Nedenini bilmiyorum ama Herkese Merhaba!

Reklam
Reklam

Yeni, jiletsiz yaşam tarzımın tadını çıkarırken, bu hissi en son ne zaman yaşadığımı düşündüm. Bacaklarımı genç kızken tıraş etmeye başlamıştım ve hamileliğimin ortalarına kadar buna devam etmiştim. Benim için çok güzel zamanlardı ve yine aynı şekilde hissetmek güzel.

Yeniden kazandığım özgürlüğümün tadını çıkarırken, yaşamayı uzun süredir beklediğim bir tepkiyle karşılaştım. Starbucks’da sırada bekliyordum ve arkamda pembe yoga kıyafetli birkaç genç kız duruyordu. Kendimi o gün pek de gösterişsiz tanımlamazdım ama şort giyiyordum ve bacaklarımdaki tüyler belirgindi. Siparişimi vermek için sıramı beklerken kızlardan birinin şöyle dediğini duydum: “Ashley, bak” Neden bahsettiklerini görmek için arkama döndüm ve şaşkın gözlerle, gülerek bacaklarıma baktıklarını fark ettim. “Komik bir şey mi var?” demeyi düşündüm. Çok garip bir yaratıkmışım gibi bakıyorlardı. O sırada sipariş verme sırası bana geldi.

Şaşırtıcı ama bu durumdan sıkılmadım ve üzülmedim.


14. Gün: Hayat Bir Plajdır

Deneyimin son gününü kutlamak için eşim, oğlum ve ben plaja gittik. Deniz yükselmişti bu nedenle çok fazla insan yoktu. Ama yine de bacaklarımı fark edip etmeyeceklerini merak ettim. Sizi bilmem ama ben, oğlumla dışarı çıktığımda dikkatimin çoğunu ona vermem gerekiyor. Bu nedenle insanların bacaklarımdaki tüyler hakkında ne düşündükleri ile çok fazla ilgili değildim.

Reklam
Reklam

Genellikle plaja gittiğimde, göze hoş gelmeyen şeyleri saklamak için çaba sarf ederdim. Ama bu sefer kendimi daha özgür hissettim.

Günü uçurtma uçurarak tamamladık. Uçurtma gibi benim de güvenim çok yükseklere çıktı.

Jileti Bırakmak İşe Yaradı Mı?

Batı dünyasında ve dergi kapaklarındaki ünlülerin mükemmelliğinin idealize edildiği bir zamanda yetişen benim gibilere saçlarım haricinde vücudumdaki tüm tüylerin göze hoş gelmediği ve temizlenmesi gerektiği fikri aşılanıyor. İster bir sahil kasabasında yaşayın ister başka bir yerde, kendinizi belirli bir şekle sokmanız için baskıyla karşılaşıyorsunuz. Hamileliğim ve bu deney gözlerimi tamamen açmamı ve vücudumdaki tüyleri utanılmaması gereken doğal oluşumlar olarak görmemi sağladı.

Yaşamım boyunca parolam, bundan böyle şu olacak: “Eğer bana ve başkalarına zarar vermiyorsa, umurumda değil.” Koltuk altı tüylerinizi boyamak isteyebilirsiniz veya tüysüz olmayı tercih edebilirsiniz. Umurumda değil. Sizi mutlu edecek şeyi yapın ve başkalarını dinlemeyin.

Reklam
Reklam

Kaynak: https://www.romper.com/p/i-stopped-shaving-my-legs-for-2-weeks-heres-how-people-reacted-1698
Karakter sayısı: 8,298 / Referans No: AGU14_0811